Şair Nazım Hikmet, Kuvayı Milliye Destanında anlattığı Hacı Ahmet Hac ibadeti için İstanbul üzerinden Haremi Şerife gitmek üzereyken Çanakkale Savaşlarına katılan Doğu Türkistanlılardan sadece biriydi.
Şairlerin dilinden 100 yıllık TBMM açılışında Türk Dünyası Mücahitleri…
TBMM’nin açılışının 100. Yılında bugüne kadar çok az işlenen bir konuda Anadolu’da verilen Milli Mücadele’ye Türk Dünyasından verilen destektir. Türkistan Türklerinin Milli Mücadele’ye çok önemli bir katkıları vardır ki, maalesef tarihin tozlu sayfaları arasında kaybolmuş ve yeterince anlatılamamıştır. Bilimsel çalışmalar ya da tarihçilerin bu konuya yaklaşımları da dar bir alanda kalmıştır.
Şair Nazım Hikmet, Kuvayı Milliye Destanında anlattığı Hacı Ahmet Hac ibadeti için İstanbul üzerinden Haremi Şerife gitmek üzereyken Çanakkale Savaşlarına katılan Doğu Türkistanlılardan sadece biriydi.
Ve Türkistanlı Hacı Ahmet,
kısık gözleri,
seyrek sakalı,
hafif makinalı tüfeğiyle
dağlarda bir başına dolaştı.
Ve sabahleyin ve öğle sıcağında ve akşamüstü
ve ayışığında ve yıldız alacasında geceleyin,
ne zaman sıkışsa bizimkiler,
peyda oluverdi, yerden biter gibi o.
Ve ateş etti
ve düşmanı dağıttı
ve kayboldu dağlarda yine… diyerek olarak tarif ettiği Kuvay-ı Milliyeci Türkistanlılar dosyası mutlaka hazırlanmalıdır. Yine Türkiye'nin Kurtuluş Savaşına atfen, şair Mağcan Cumabay Nazım Hikmet yazdığı gibi,
Uzaktaki Kardaşıma diyerek,
Uzakta ağır azap çeken kardeşim
Solmuş laleler gibi kuruyan kardeşim
Etrafını sarmış düşman ortasında
Göl gibi gözyaşı döken kardeşim… kendi esaretini de atıfta bulunarak tüm Anadolu’yu Ata topraklarına davet eder..
Kardeşim sen o yanda, ben bu yanda
Kaygıdan kan yutuyoruz, bizim adımıza
Layık mı kul olup durmak? Gel gidelim
Altay’a, ata mirası altın tahta… Bu şiir Cumabay tarafından Kazakistan'da 1918-1919 kışında yazılmıştır.
Elbette Nazım Hikmet ve Mağcan Cumabay’ın yazdıklarının yanında bizim haddimize değil ama biz de üstatlara seslendik haddimizi aşarak,
Yıl 1915 koptu büyük harbin birincisi
Deve kervanıyla geldiler
Hacı Ahmet ve avanesi Şarki Türkistan’dan
İstanbul’a düşmek için hac yollarına
Dediler İngiliz dayanmış Gelibolu’ya
Ve dahi yedi düvel yanlarında
Kısık bakışları ile Kabe’ye döndüler
Duaya durdular Türkistanlılar
Dillerde tekbir Allahu Ekber
Yarab hac senin emrin ama bizim hac yolumuz
Şimdi Çanakkale’de sen kabul eyle ibadetimizi
Çıkardı bavulundan kefenini
Ve dahi beş dirhem yolluğunu
Yazıldı Sultan Ahmet de seferberliğe numarası bin iki
Şükretti Hacı Ahmet ellerini açarak
Ya şehit ya gazi
Sonraları duydu namını şair dağlardaki
Destanın da yazdı iki satır “kısık gözlü” diye
Yıl 1918 Kazak Elin’de bir şair adam
Duydu esir kalmış Anadolu hüzünlendi
Uzaktaki kardeşine de
Ne varsa verdiler ellerinde
Buhara Türkleri Kuvayı Milliye için
Altını olan altın verecek
Olmayan ise bol dua edecek..
Yıl 1920 aylardan Nisan
Toplandı Ankara’ya binlerce kahraman adam
23 Cuma günü Hacı Bayram Veliye gidilecek
Dualar ile kurban kesilecek
Büyük millete bir meclis açılacak dedi Gazi Paşa…
Ne varsa getirdi Millet elinde
Aza az çoğa çok katarak
Açıldı Türkün yeni meclisi
Kısık gözlü Türkistanlı da oradaydı
Dedi yüksek sesle herkese
Türküm Türkün evinde