İlk defa tamam bu işte ölümü hak etmiş, dahası iyi olmuş, dünya bir pislikten kurtulmuş dedim.
Kimse ölsün istemem.
Her ölümün arkasından içim burkulur.
İlk defa tamam bu işte ölümü hak etmiş, dahası iyi olmuş, dünya bir pislikten kurtulmuş dedim.
Hatırlayacaksınız.
Olay Antalya'da, Melek evli, çocukları ile yuvası var, orada yaşıyorlar.
Melek kocasını pompalı tüfek ile öldürüyor.
Mahkemeler, savcılar, hakimler, avukatlar sonunda karar çıkıyor.
Melek serbest.
Hakime ben, siz ve tüm kadınlar hepimiz ne övgüler yağdırdık.
Melek anlatıyor, diyor ki;
"Keşke daha ilk günden babama söyleseydim, bunlar yaşanmazdı, o yüzden kardeşlerim korkmayın, başınıza gelenlerden utanmayın.
Babanıza, annenize söyleyin, devlete güvenin, devlete gidin, sizi mutlaka korurlar, ama anlatın, içinizde saklamayın, çekinmeyin, dik durun, o vahşilere karşı cesur olun".
Melek'e kocası ne yapmıştı?
Ormanda ters kelepçe ile bağlayıp, saatlerce işkence yapmış ve tecavüz etmişti.
Çocuklarının gözü önünde her yerini kanatıp, morartana kadar dövdükten sonra, kelepçeleyip çırılçıplak banyoya atmıştı.
Melek dayanamayıp av tüfeği ile vurmuştu ve bu vahşi sapık ölmüştü.
Bir gizli tanık çıkıyor.
Kan dondurucu hikayesi var, anlatıyor.
Karısına işkence yaptığı sırada başka bir genç kızı kaçırmış, ona da ormanda ters kelepçe, günlerce işkence yapmış ve tecavüz etmiş.
Kızı tehdit etmiş, benim olmazsan kardeşlerini öldürürüm demiş.
Yetmemiş kızın saçlarını avcı bıçağı ile kesmiş.
Genç kız 3 ay sonra kaçabilmiş, gitmiş şikayetçi olmuş, zavallı kız sonra izini kaybettirmiş.
Adam seri sapık.
Melek şimdi çoluk çocuk ailesi ile huzur içinde yaşıyormuş, üniversiteye hazırlanıyormuş.
Bu arada "sürü belgesi" almış, koyunları varmış, hayvancılık yapacak ve KOSGEB'e başvuracakmış.
Ahh Melek ahh, güzel kadın.
Senin başına gelenler başka kadınlara ders olsun, sineye çekmesinler, saklamasınlar.
Şimdi yapacakların ve dik duruşun kadınlara umut olsun.
Kimse bir sapığın yanında asla ama asla ömrünü geçirmesin.
Çıkın sokaklara bağırın çağırın çıkarın sesinizi.
Bu adamlara asla tahammül etmeyin, asla sabır göstermeyin.
Aklıma hep gelir.
Hiç kimse 9 ay karnında, sonrada canında bir cani, bir sapık doğurmak, büyütmek istemez.
Bu adamın anası, bu adamın yaptıklarını öğrendiğinde oğlum iyi ki ölmüş, demiş midir..
Hiç bilmiyorum.
Kafam karışık.
Analık ya.
Ne bileyim.
Funda'nın aklındakiler…
... Halikarnas Balıkçısı.
Bodrum'u bilen, gelen, yaşayan herkesin bildiği Cevat Şakir Kabaağaçlı adında bir beyefendi.
Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın.
Şimdilerde, Halikarnas Balıkçısının Yolculuğu adında yeni bir kitap çıkmış.
Bodrum'daki yapıtlarını, yaşamının kırılma noktalarını, ailesini, anlatıyormuş.
Bodrum o yıllarda bir sahil kasabası bile değilmiş.
Neyse.
Şimdilerde Bodrum'un halini görse ne derdi acaba.
Adamın gözü açık giderdi mutlaka
Bodrum delik, deşik, dağların tepeleri, kayalar, her taraf talan edilmiş.
Hazine yerleri, satılmış.
Bodrum'da deniz dalga sesi, rüzgar sesi yalan olmuş, kepçe sesinden başka ses yok.
Yollar delik deşik, her taraf toz toprak içinde.
Arabanı bir gün sonra tozdan bulamazsın, tanıyamazsın.
Yemek masalarının silinme ömrü 1 saat sürmüyor.
Denizden iyot kokusu hiç bekleme, çimento kokusu, matkaplardan çıkan alüminyum kokusu var.
Kepçeler, matkaplar, Bodrum'un yeni simgesidir.
Değiştirsinler simgeyi.
Milyon dolarlar, milyon Euro’lar havada uçuşuyor.
Bence, bu son halinin yolculuğunu yazan biri olursa, ömür boyu yaptığı en iyi iş olacaktır.
İzin veren, hiç kimsenin yatacak yeri yoktur.
Allah huzurunuzu hiç vermesin, ağız tadınız hiç olmasın.
Amin.
... Hazır konu Bodrum'dan açılmışken.
Kadını 2 senedir tanıyorum.
Deniz zamanı, iskelede toplam 20 dakika görüyorum.
Merhaba dışında sohbetim hiç yok
Eğitimli bir kadın, mesleği var.
İskelede sallıyor, denizde yüzerken kadınları daireye alıyor, anlatıyor, sallıyor, siyasi kimliği çok, kuvveti, kavgası çok anlayacağınız.
Ben devamlı siyaset konuşan anlatan insanları hiç dinlemem, bu nedenle yazdım.
O yanlış, bu yanlış, oraya o çakal onu yapmış, buraya bu çakal bu inşaatı yapmış falan.
Hepsi baştaki adamın kabahati.
Bulsa bir kaşık suda boğacak.
Deniz dalgalı, uçak gecikme yapıyor, adamdan biliyor o derece.
Kulağımla duydum inanın bana.
Tamam.
Olabilir tabi ki.
Olan biten ne varsa yanlış bulabilir.
Kadın kışın evine gelmiş, gizli gizli inşaata başlamış, 90 m2 evi devasa eve, yani şatoya dönüştürmüş..
O ev gitmiş, bambaşka bir ev gelmiş, gözümle gördüm.
Zabıta gelmiş ceza kesmiş, mühürlemişler, kendi kendine açmış, yasak dinlememiş ve inşaata devam etmiş.
Kadına çok HAK verdim, kafanızdaki yalan dolan, çakallık, kanun dinlememe, hepsi adamın yüzünden.
O geldi ve sizin haberiniz olmadan yasak kaçak evinizi yaptı.
İskelede, denizde çemberinizde anlatırsınız artık.
Benim de olan biten içinde yanlış bulduğum çok şey var.
Ama birine YAMUK demek için, çok DOĞRU insan olmak gerekiyor.
Bu arada işiniz adalet, sizin başınıza ne gelir? Beni aydınlatır mısınız acaba.