Yeni bir "bu da nereden çıktı?" diyeceğimiz Taksici-UBER sorunu gibi tartışmamız olması değil derdim.

Kendi sektöründe reel ekonominin uzun süredir vampiri gibi davranan kendi kendilerini dahi tanımlayamayan youtuberları, fenomenleri, instagirlleri, instamenleri önümüzdeki günlerde çok konuşacağa benziyor. Türkiye’nin en etkili reklam mecralarıyla bütçe anlamında yarışan bu fenomenler toplumsal yapımıza uygunluk açısından hiçbir denetime tabi olmamasıyla birlikte vergiye de mükellef değiller. Bu fenomenlerin genellikle yaşları 18 ya da hemen üstü, takipçilerinin yaş aralığı ise 18 ya da aşağısı. Hayat kaygılarının tavan yaptığı yaş aralığındaki takipçiler, fenomenlerin reklam verenlerin destekleriyle hayatlarını sözde garanti altına nasıl aldığını anlatıyor. Dolayısıyla da ilgi çekiyor ve izleniyor. Bu kadar tehlikeli bir olayın iki en büyük günahkarı vergiden muaf bir şekilde kendi hesaplarından gizli reklam yaparak bu durumu legal halde olduğunu göstermeye çalışan sanatçılar, ünlüler, yazarlar, gazeteciler diğeri de içinde bazı üniversitelerinde olduğu kurumların ortada bir başarı hikayesi varmışçasına ‘kariyer günleri’nde fenomenleri konuşturmaları. Çocuklarımız için, televizyon ekranlarında tüketimleri doğu yönlendirmek için yapılan çalışmalar umarım bu internet fenomenleri için de uygulanır.

BUGÜN 2 NİSAN!

1 Nisan’ı “kazasız belasız” yani bir arkadaşımın, eşimin, dostumun sulu bir şakasına maruz kalmadan atlattım. En azından bu yazımı yazıişlerine gönderene kadar durum böyle. 1 Nisan şakasının nereden geldiği mevzusu konularına dün yayınlanan bir yazı yazıyor olsam değinecektim fakat bugün 2 Nisan. İçinde bulunduğumuz bu ay Birleşmiş Milletler tarafından “Dünya Otizm Farkındalık Ayı” olarak ilan edilirken 2’nci günü de yani bugün “Dünya Otizm Farkındalık Günü” ilan edildi. Gerçekleşme nedeni tüm dünyada halen araştırılmakta olan Otizm’in 1 Nisan şakalarından daha fazla gündem olduğu günlerde buluşmak dileğiyle…