İnternet yayıncılığı gün geçtikçe artarken, internetten televizyon, radyo yayınları yapılmasının en popüler olduğu dönem yaşanırken internete de RTÜK denetimi geldi.

Radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetlerini sadece internet üzerinden sunmak isteyen medya hizmet sağlayıcıları üst kuruldan yayın lisansı, bu yayınları internet ortamından iletmek isteyen platform işletmecileri de üst kuruldan yayın iletim yetkisi alacak.

İnternet üzerinden yayın yapan Netflix, BluTV ve Puhu gibi yerli-yabancı platformlar da televizyon kanalları gibi RTÜK tarafından denetlenebilecek.

“RTÜK denetimi” demek, toplumsal olarak rahatsız olduğumuz durumların televizyonlarda, radyolarda yayınlanmasına müsade edilmemesi gibi internet yayıncılığında da engellenmesi.

RTÜK denetimiyle internet yayıncılığında uyuşturucu özendirici gösterilemeyecek, illegal silah satışı yapılamayacak. Sırf muhalefet yapalım, bu denetimi eleştirelim diyerek “sansür var!” çığırtkanlığı yapanlar hangi baronların ekmeğine yağ sürdüklerini iyi sorgulasınlar.

YERLİ, MİLLİ, GLOBAL...

Basmakalıp terimlerle kısır tartışmaların ve sorgulamaların bugünlerde en prim yapanı “yerli sosyal medyamızı yapmalıyız” cümlesi. “Neyin analizi neticesi bunu söylüyorsun?” sorusunun cevabı da başka bir basma kalıp cümle ile “her şeyin yerlisi iyidir” oluyor. Yerli sosyal medya girişimleri yıllardır denenmeyen bir şey değil, denendi tutmadı. Sosyal medyayı özgür kılan global olması. Konya’nın bir köyünde bakkal olan birinin kullandığı internet ile ABD Başkanına ayar verebilmesi...

Yerlilik kavramının yanında milli fakat tüm dünyanın kabul ettiği bir sosyal medya hayalini kurup, bunun tartışmasını yapsak ilk adımı atmış oluruz belki.