İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde Siyasal İletişim dersimizi alan 56 öğrenci katılmıştı bu deneye. Deney sırasında verecekleri cevaplarda, yaşamlarında etkili olan düşüncelerini ve davranışlarını göz önüne almalarını önemle vurguladık.
Kutsal değerlerin, günlük hayattaki yaptırım gücü nedir acaba? Yıllar önce öğrencilerimizle bir deney yapmıştık. Çalışma sonucunda kutsal değerlerin, katılımcıların düşünsel düzeylerinde ilk sırada yer aldığını ama günlük davranışlarda ilk sıralarda yer almadığını gördük.
İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde Siyasal İletişim dersimizi alan 56 öğrenci katılmıştı bu deneye. Deney sırasında verecekleri cevaplarda, yaşamlarında etkili olan düşüncelerini ve davranışlarını göz önüne almalarını önemle vurguladık.
Deneyin birinci aşamasında; kürsüye kutsal bir kitap (Kur’an-ı Kerim), bir bayrak (bayrağımız), bir ekmek, 100 TL kâğıt para ve bir taş koyduk. Öğrencilere, kürsüde yer alan nesnelerin resmi bulunan kartlar dağıtıldı. Ve kartların arkasında yazan, “Bu nesneye ayaklarınızla basar mısınız?” sorusuna tek kelimeyle (evet, hayır) cevap yazmaları istendi.
Deneyin bir hafta sonra yapılan ikinci aşamasında; beş nesnenin resmini gösteren yeni kartlar dağıtıldı ve “Kartın ön yüzündeki nesnenin kendi hayatınızdaki gücünü anlatan en önemli ilk üç sözcüğü yazınız” ifadesini yanıtlamaları istendi.
Deneyin üçüncü haftasındaki son aşamasında; yine her öğrenciye birer kart dağıtıldı ve karttaki sorunun cevabını yazmaları istendi. Soru şöyleydi: “Hayatınızı en çok etkileyen ve davranışlarınızın şeklini belirleyen en önemli üç temel güç odağınızı, seçeneklerin içinden belirleyiniz ve önem derecesine göre kartın arkasına yazınız. Seçenekler: Emek, Kariyer, Adalet, Din, Siyaset, Kutsal Kitap, Şöhret, Bilim, Para, Ahlak, Diğer... ”
Bilimsel araştırma kuralları doğrultusunda yapılan deneyde öğrencilerin dağıtılan kartlara adlarını yazmamaları istendi ve toplanan kartlara yazılan cevaplar, bilgisayar ortamına kaydedildi.
DENEYİN İLGİNÇ SONUÇLARI
Davranış Bilimleri alanında yapılan deneysel çalışmaların amacı, öncelikle deneye katılan gruba yönelik sonuçlara ulaşmaktır. Dolayısıyla ulaştığımız ilginç sonuçlar, bu yaş dönemindeki gençler ve toplum için sadece bir fikir vermesi bakımından önemlidir.
Deneyin birinci aşamasında 56 öğrencinin tamamı (Yüzde 100), Kutsal Kitap, bayrak ve ekmeğe kesinlik hükmü içeren ifadelerle ayaklarıyla basmayacağını, 32 tanesi (Yüzde 57) paraya, 1 tanesi de (Yüzde 2) taşa ayaklarıyla basmayacağını belirtmiştir.
İkinci aşamada verilen cevaplar, 56 öğrencinin, beş nesneden her birinin kendi hayatlarındaki gücünü anlatan en önemli üç sözcük, gerekli istatistik çalışmalardan sonra (56 öğrencinin, 5 nesnenin her biri için verdikleri 3’er cevap ile ulaşılan toplam 840 kelime) kelime ve içerik analizi açısından değerlendirildi. Her nesne için tüm öğrencilerde en çok tekrar eden ilk üç sözcük tespit edildi. Buna göre Kutsal Kitabın, katılımcıların hayatlarındaki etkisi için en çok tekrar edilen ortak sözcükler; kutsal, ilahi, din; bayrak için en çok tekrar edilen ortak sözcükler; kutsal, bağımsızlık, vatan; ekmek için en çok tekrar edilen ortak sözcükler; nimet, kutsal, emek; para için en çok tekrar edilen ortak sözcükler; geçim, alım gücü, zenginlik; taş için en çok tekrar edilen ortak sözcükler; taş, önemsiz, yapı şeklindedir.
Deneyin üçüncü aşamasında verilen cevaplar için de (56 öğrenci, 3 kelime, toplam 168 kelime) kelime ve içerik analizi yapıldı. Öğrencilerin hayatlarında en çok belirleyici olan ve davranışlarını etkileyen temel güç odaklarından ilk üçü için yazılan ve en çok tekrar eden sözcükler; siyaset, para, adalet ve kariyer olmuştur.
KUTSALLARIN GÜCÜ
Kuşkusuz bu veriler, okurlarımıza birçok değerlendirme yapma imkânı verecektir. Sonuçlarını öğrencilerimizle tartıştığımız deneyimizden hareketle kutsal değerlerin, düşünsel düzeyde hayatımızın olmazsa olmaz kavramları olduğu ancak bunun uygulama ve davranışa yansımada farklılaşabildiği anlaşılıyor.
Deneye katılan öğrencilerin tamamının; Kutsal Kitaba, bayrağa ve ekmeğe, yarısından çoğunun paraya, birinin taşa ayaklarıyla basmayacağını belirtmesine; Kutsal Kitap, bayrak ve ekmeği, en çok “kutsal” kavramıyla nitelendirmesine rağmen günlük yaşamda en çok etkilendikleri temel güç odağı olarak kutsal değerleri değil de, siyaset, para ve kariyer gibi maddi kavramları öne çıkarmaları dikkat çekicidir.
1879’da Leipzig Üniversitesi’nde kurduğu ilk deneysel psikoloji laboratuvarıyla Psikoloji Biliminin kurucusu sayılan Psikolog Wilhelm Wundt (1832-1920), insan zihnindeki madde ile mana, düşünce ile uygulama arasındaki dengenin, ruh sağlığı için çok önemli olduğunu ancak zihinsel süreçlerin etki altında kalmasıyla düşünce ve eylem geçişlerinin ve tercihlerin zamanla değişebildiğini savunmuştur. Yani düşünce dünyamızda yer alan değerler ve önceliklerin davranışa dönüşmesi, zamanla değişebilmektedir.
İşte tam da bu noktada günümüz insanının, hayatında madde ile manaya yüklediği değer ve anlam dengesinde ciddi bir değişim olduğunu söyleyebiliriz. Bu durum; zihinsel süreçleri, madde odaklı dış içeriklerle adeta taciz altına alınan dünya insanının, inandığı değerleri günlük hayatında davranışa dönüştürmede giderek zorlandığının resmidir. Zira dijital dünya, insanı işgal etmeye başlamıştır.
Bireylerin düşünsel düzeyde kutsallara bağlılığı kuvvetle ifade ettikleri ama uygulamada günlük maddi beklenti ve isteklerin öne geçtiğini gösteren sayısız yaşantı örneği vardır. Kutsal değerlere, asıl mesaj ve içerik olarak düşünce düzeyinde inanıyoruz. Ancak günlük hayatta bunu davranışa dönüştürmekte giderek zorlanıyoruz. Maalesef zarfın çekiciliği, mazrufu giderek gölgede bırakıyor.
Yıllar önce yaptığımız bu deney, bugün yahut beş yıl sonra yapılsa sonuçların ne yönde değiştiğini tahmin etmek mümkündür.