Türkiye'nin en başarılı sinema ve dizi yönetmeni Biray Dalkıran yine isminden bol bol söz ettirecek yeni projelere imzasını atıyor.
Yıllar önce daha Kanıt dizisini çekerken, Türkiye’nin ilk 3d filmini çeken yönetmen olarak tanıdım Biray’ı. Şimdi düşünüyorum da üç boyutlu film o zamanlar ne kadar değişik, farklı bir yapıt olarak girdi hayatımıza. Dijitalleşmenin ilk adımlarıydı belki de 3d. Tabi ki her şey gibi sinema sektörü de değişiyor değişiyor da Biray hiç değişmemiş. İlk tanıdığım günkü gibi hala, hem kalbi güzel hem de adam gibi adam diyebileceğim nadir insanlardan. Kanıt bittikten sonra buraları bıraktı Amerika’ya taşındı diye duydum. Hatta orada da güzel projelere imza attığını sosyal medya aracılığı ile uzaktan takip ettim durdum. Geçtiğimiz günlerde yolumuz kesişti, Amerika’da da film şirketini kurmuş Hollywood’da tutunabilen nadir Türk yönetmenler arasına girmiş çoktan. Buraları terk etti diye düşünüyordum meğer Türkiye-Amerika arasında mekik dokuyormuş.
Bende Kanıt severlerden biri olarak 100. bölümü ile ani bir final yapmasıyla hayal kırıklığı yaşayıp yeniden ekrana döneceği günü dört gözle bekledim. Uzun süredir de Kanıt’ın yeniden ekrana döneceği kulaktan kulağa fısıldanıyordu. Biz Kanıt’ı televizyon ekranında beklerken, Emniyet Müdürlüğü Cinayet Masasından Mehmet ve Yavuz baş komiserin bir seri katilin peşine düştüğü Kusursuz Cinayet isimli filmde “Kanıt” dizisinin “Kusursuz cinayet yoktur.” sloganı bir kez daha hayat buluyor ve “ #4525 #Kusursuz Cinayet” isimli film çok yakında beyaz perdede. Biray Dalkıran yönetmenliği, Ahmet Saatçioğlu’nun senaristliğinde yepyeni bir polisiye filmi izleyiciyle bir araya gelecek. Sizde Kanıt dizisini özleyenlerdenseniz #4525 #KusursuzCinayet filmini kaçırmayın derim.
Bu hafta sonu üniversiteye giriş sınavlarında ter döken bütün öğrencilere emeklerinin karşılığını almalarını diliyorum. Bir kız çocuğu için en büyük rol modeli, ilk aşkıdır babası. Önce kendi babam olmak üzere bütün babaların Babalar Günü’nü kutluyorum.
Sevgi ile kalın...