Dört yılda bir olan ve dört yıl süresince rüyaları süsleyen Dünya Kupası'nın neredeyse yarısını geçtik. Çarşamba gecesi son karşılaşmaları oynanan kupada, cuma günü onaltı turundan galip çıkan sekiz takımın katılımıyla başlayacak çeyrek final karşılaşmaları sonrasında, yarı final ve 15 Temmuz pazar gecesi oynanacak final karşılaşmasıyla sona erecek. Darısı dört yıl sonra 2022'deki buluşmanın başına.
Dünyada, uluslararası spor organizasyonları ele alındığında, FIFA Dünya Kupası'ndan daha büyük bir turnuva yok. Olimpiyat Oyunları'ndan bile daha fazla seyirci çekiyor. 2018 Dünya Kupası, bildiğimiz haliyle bu formatıyla, son Dünya Kupası olması nedeniyle de dikkat çekici.
2022'de çok tartışmalı bir ev sahibi olan Katar'a gidecek turnuva, ülkedeki anormal sıcaklıklar nedeniyle, Avrupa'daki yaz mevsiminde oynanmayacak.
2026'dan itibaren ise turnuvadaki takım sayısı 32'den 48'e çıkacak. Bu turnuvanın ev sahibi henüz belli değil ama ABD, Kanada ve Meksika ortaklığının kazanan olması bekleniyor.
Şimdiye kadar izlediğimiz karşılaşmalara göre gelecek ve Dünya Şampiyonluğu için görebildiklerimi ve hissettiklerimi yazarsam, aşağıdaki gib bir analiz ortaya çıkar.
14 Haziran’da başlayıp Çeyrek Final oynamayı kazananlardan oynadığı etkili futbolla, bana gore şampiyonluk için en şanslılar; başta Fransa, herşeye rağmen giderek açılan ve etkili olacak Neymar’lı Brezilya’yı görüyorum. Daha sonra ise; yıldızlar takımı Belçika ve Hırvatistan diyorum. Rusya’nın en son durağı, ev sahibi avantajını iyi kullanabilirse yarı final olabilir ki o da zor görünüyor. Uruguay, İngiltere ve İsveç ise bundan sonra için tam bir soru işareti olarak duruyorlar.
Dünya Kupası’nda sekiz gurup halinde oynanan gurup eleme karşılaşmaları beklenenin aksine futbol açısından pek yavan, zevksiz, heyecansız geçti denilebilir. Kupada favori gibI gösterilenlerden bazıları çeyrek final yüzü göremeden daha gurup aşamasında elenip evlerine döndüler. Bunlardan en şaşırtıcı olanı ise; Dünya şampiyonu olmuş Almanya, neredeyse gurup sonuncusu olarak guruptan çıkamadı ve büyük hayal kırıklığı yaşadı.
Gruplardan ite kalka çıkabilen diğer şampiyon adaylarından Messi’li Arjantin, İspanya, ve Ronaldo’lu Portekiz, onaltı turundan çeyrek finale yol bulamadı elenip evine döndüler.
Bu dünya kupasında göze batan en önemli şeylerden biri; iddialı olmayan; İran, Suudi Arabistan, gol kralı yıldızı Salah’lı Mısır, Tunus ve yıldızlar takımı Fas, onaltı gurubuna çıkamadılar ama, oynadıkları etkili futbollarıyla, fiyakalı favori adaylardan çok daha fazla göz doldurdular.
Onaltı turunun başarılılarından Uruguay, Belçika, Rusya, Hırvatistan ve İsveç, beklenenden çok daha iyi idiler ve çeyrek finale kaldılar. Brezilya ve Fransa bu dünya kupasının en iyi görünenlerindendi. Pek formda olmasa da İngiltere de çeyrek finale kalmayı bildi.
Dünya Kupası’nın en dikkate değer olaylarından biri ise; şimdiye kadar oynanan karşılaşmaları yöneten hakemlerin formsuzluğudur. Çok hareketsizlerdi, diyagonalde çakılıydılar, olaylardan çok uzakta kaldılar, sertlikleri hiç süzemediler ve çok yanlış kararlar verdiler.
Cuma günü başlayacak çeyrek final karşılaşmalarında neler olur, beklenmeyen sonuçlar olur mu, tam olarak kestirmek zor gibi. Ama çeyrek finale zorlanarak gelen bir kaç takım finali göremeden elenip gidebilir.
Çeyrek final eşleşmelerinden; birinci tarafta erken finale hazırlanalım. Bu da Fransa ile Brezilya arasında olabilir. Çok zor bir gurup, tam ateş hattı. Bu gurupta sürprizler ve kıran kırana karşılaşmalar var. Kısacası; bu tarafın maçları çok zor. Biraz dengesiz eşleşmeler olmuş. Diğer taraf ise, daha kolay bir gurup gibi görünüyor. Buradan İngiltere-Hırvatistan galibi yarı finale ulaşabilir diye görünüyor. Ama bu gurupta da sürpriz sonuçlar yaşanabilir.
Dünya Kupası asıl şimdi başlıyor.