Sıcaklık ve nem oranlarının çok yüksek seyrettiği bu günlerde Japonlardan güzel bir haber geldi. Bilim insanları, sıcaklarda kolay kolay erimeyen dondurma üretti, üstelik sentetik değil tamamen doğal malzemelerle!
Sıcaklık ve nem oranlarının çok yüksek seyrettiği bu günlerde Japonlardan güzel bir haber geldi. Bilim insanları, sıcaklarda kolay kolay erimeyen dondurma üretti, üstelik sentetik değil tamamen doğal malzemelerle! Erimeyen dondurmayı üreten Japon araştırmacıların asıl çalışması 6 yıl önce yaşanan deprem ve tsunami felaketi ile eriyen Fukuşima nükleer reaktörleri ile başladı. Kazanawa'daki Bioterapi Gelişim Araştırma Merkezi'ndeki araştırmacılar çilekten elde ettikleri polifenol sıvısının gıdaların sıcakta erimesini oldukça geciktirdiğini keşfetti. Asıl araştırma ise Tohoku bölgesinde eriyen reaktörden ürünleri zarar gören çiftçilere yardım etmekti. 2011'deki felaketin ardından bölgedeki tarım alanları özellikle de çilek çiftlikler büyük zarar gördü. Çilek üreticilerinin derdine çare olmak için araştırmacılar bir pastacı şeften destek alarak çilekten elde ettikleri polifenolü kullanarak üretim yapmasını istedi.
Şef ise çilek polifenolünü her eklediğinde kremanın kaskatı olduğundan sürekli şikayet edince Kanazawa Üniversitesi'nden Prof. Tomihisa Ota'nın aklına bu ürünü eriyen gıdaların katı halde kalmasını sağlamak için kullanmak geldi. Prof. Ota, polifenolün su ve yağın birbirinden ayrışmasını engellediğini bunun da kremanın şeklini uzun süre korumasını sağladığını söyledi. Böylece bir şefin şikayetleriyle Japonlar erimeyen dondurmayı hem de organik malzemelerden üretmeyi başardı.
Et endüstrisi Meksika Körfezi'ndeki deniz yaşamını tamamen yok etti
Meksika Körfezi'nde tarihin en büyük "ölü bölgesi" meydana geldi. Diğer bir deyişle okyanusun bu bölümünde çevre kirliliğine bağlı olarak tüm deniz yaşamı yok oldu. Hazırlanan bir rapor da bu ölü bölgenin sebebinin ABD'deki et endüstrisinin sebep olduğu ekolojik tahribat olduğunu ortaya koydu. Mighty isimli çevreci bir organizasyonun yaptığı araştırma, gübre ve diğer malzemelerde bulunan yüksek miktardaki nitrat ve zehirli maddelerin akarsulara karışarak Meksika Körfezi'ne aktığını gösteriyor. Zehirli maddelerin biriktiği ABD'nin Louisiana eyaletinin kıyılarında tarihte meydana gelen en büyük "ölü bölge" ortaya çıktı. Bu kirlilik, hipoksi denilen bir duruma sebep oluyor. Artan nitrat ve benzeri maddeler Meksika Körfezi kıyılarında alg ve fitoplankton nüfusunda bir patlama oluşturuyor. Algler ölüp deniz dibine çöktüğünde açığa çıkan bakteriler denizdeki tüm oksijeni tüketerek tüm deniz canlılarını öldürüyor ya da bölgeyi terk etmesine sebep oluyor.
Böylece geride yaşamın olmadığı bir "ölü bölge" kalıyor. Ölü bölge kirliliğinin oluşmasına sebep olan çiftliklerin ABD'nin en büyük et üreticilerinin tedarikçileri olduğu ortaya çıktı. Özellikle Tyson Foods şirketinin kirliliğin büyük bölümüne sebep olduğu belirtiliyor. Mighty Earth kampanyasının direktörü Lucia von Reusner, Amerikalıların gıda üretmek ve temiz suya erişmek arasında seçim yapmak zorunda kalmaması gerektiğini belirterek Tyson gibi büyük et şirketlerinin sebep oldukları bu kirliliği temizlemelerinin kamusal görevleri olduğunu ifade etti. Daha önce kirlilik sebebiyle oluşması beklenen bu bölge için yapışan tahminler dünyanın en büyük ilk 3 ölü bölgesinden biri olacağını öngörüyordu fakat ortaya çıkan 21 kilometrekareden geniş alan tüm tahminleri boşa çıkararak durumun ne kadar ciddi olduğunu gözler önüne serdi.
Tesadüfen küresel siber saldırıyı durduran kahraman gözaltına alındı
"WannaCry" isimli bilgisayar virüsü geçtiğimiz mayıs ayında sağlık endüstrisi, iş dünyası ve telekomünikasyon ağlarını tehdit etmekteydi fakat en büyük zararı veremeden durdurulması başarılmıştı. Bunu başaran İngiltere'nin güneybatısında yaşayan genç bir adamdı. Yazılımcı olan genç, virüsün kaynak kodunda gizlenmiş bir websitesi adresi keşfedince korsanlardan önce alan adını satın alarak virüsü etkisiz kılmış ve böylece küresel saldırıyı engellemişti. Pek çok devlet kurumu ve siber güvenlik uzmanının gözden kaçırdığı bu hatayı bulan genç o zaman kahraman ilan edilmişti şimdi ise FBI tarafından gözaltına alındı. Marcus Hutchins isimli genç, Las Vegas'ta FBI tarafından kötü amaçlı yazılım yazmak ve satmak suçlarından gözaltına alındı.
Özellikle finansal verileri çalmayı hedeflemekle suçlanıyor. Soruşturmanın odak noktasındaki kötü amaçlı yazılım Kronos ismiyle biliniyor. Uzmanların dikkatini 2014'te bir Rus forumunda normalin 10 katı fiyat olan 7 bin dolara satışa çıkarak çekmişti. Ayrıca kodun yazılımcısı satın alan kişilere teknik destek sağlamayı da vadediyordu. Truva atı uygulaması olarak bilinen cins bir virüs olan Kronos, kullanıcılara iletilen bir e-mail eklentisi olarak harekete geçiyor. Eklentiye tıklandığında aktif hale gelen yazılım tüm finansal verilerini çalıyor ve iz bırakmıyor. Hutchins şimdi bu virüsü yazmak, geliştirmek ve satmak suçuyla karşı karşıya. Ayrıca yazılımın YouTube üzerinden reklamını yapmakla da suçlanıyor. Kronos hala aktif olarak dolaşımda olan bir virüs. Bazı siber güvenlik uzmanları ise Hutchins, Kronos'u yazıp geliştirmiş olsa bile satın alan kişilerin onu ne amaçla kullanacaklarını bilmeyebileceğini söylüyor. Bazı yazılımları alan kişilerin özel geliştirmeler isteyebildiğini ve her zaman bu yazılımın kullanım amacını yazılımcının bilemediği belirtiliyor. Hutchins'in kahraman mı suçlu mu olduğunu ise zamanla öğreneceğiz.