Yaz olmasına rağmen televizyon yayınlarında az da olsa izleyecek birkaç program bulabiliyoruz.

Yaz olmasına rağmen televizyon yayınlarında az da olsa izleyecek birkaç program bulabiliyoruz. Yazlık diziler asla ve asla izlenecek gibi değil. Yapımlar özensiz sıradan konuların işlendiği, mantık hataları ile dolu senaryolar. Çekim mekanlarına ve sahne planların özen gösterilmiyor. Oyuncu kadroları ise olabildiğince ucuza oluşturulmuş kadrolar. Her ne kadar belli yapım şirketleri markasını taşısalar bile olabildiğince maliyetleri düşük diziler. Açıkçası laf ola beri gele, program doldumak için çekilen diziler veya alışagelmiş yazlık uygulamalar, eski dizilerin, filmlerin bıktırıcı tekrarları.

Buna rağmen bir iki kanalda bu çekilmez uygulamalar arasında dişe dokunur izlenecek bir iki program veya yarışma bulabiliyorsunuz. Şimdi moda, ben geçen hafta Türkçe söylenen adını yazarak, yaşanan bir iki aksaklığından söz ettiğim, her gün akşam başlayıp gece yarısına kadar tekminli birden yayınlanan, ekran fenomeni yemek yarışma programı. MasterŞef / MasterChef.

Ekranların en çok izlenen “ekran fenomeni bir program”, “Büyük başın büyük derdi olur” misali, bu programda yaşanan dişe dokunur olumsuzluklar yok değil. Yarışmacılarla seçici juriler/MasterŞefler arasında yaşanan gereksiz diyalogların yarattığı hafif gerginlikleri son haftalarda biraz daha öne çıkmaya başlayan, sonuçlara yansıyan seçimlerdeki planlanmış gibi algılanan davranışları çokça konuşulmaya başladı. Bu konuda bana oldukça fazla sitem ve şikayetler geliyor. Özellikle yarışmanın finallerine doğru bu şikayetlerin artacağı gibi bir gidişatı hissediyorum. Bu durumu daha dikkatlice izleyip parçaları birleştirmeye çalışacağım ve elde edeceğim sonuçları gelecek haftalarda burada kısaca yazacağım.

Bugün, bir süredir TV 360 kanalında her gün aynı saattlerde yayınlanan Asuman Krause’nin sunuculuğunu yaptığı ve oldukça da başarılı bulduğum “Aileler Yarışıyor “u ve yine aynı kanalda, sunuculuğunu Alper Ateş’in yaptığı“”Ben Bilirim” adlı bilgi yarışma programlarını izliyorum. İkisi de eğlenceli, program olarak izlenmeye değer programlar. Yaz dönemi nedeniyle bir süredir tekrarları yayınlanıyordu. Son yapılan anonslarından anladığım kadarıyla yeni dönem çekimleri yayınlanmaya başlayacakmış.

Bu günkü yazımda, ekranın en çok izlenen yarışma programlarından bir diğeri Alper Ateş’in sunuculuğunu yaptığı “Ben Bilirim” programında da dikkatimi çeken bir konu vardı ondan söz etmek istiyorum..

TV 360’da her gün akşam saatlerinde ekrana gelen “Ben Bilirim” adlı yarışma programında ekran bant reklamları kurgusu olarak izleyenleri rahatsız eden bir durum var. Yarışma süresince ekranın altında yatay olarak yayınlanan KJ alanın üzerinde, yarışmacıların soru seçme harflerinin olduğu görüntülu pano, ekran altına yerleştirilen hareketli reklam bantları ile tam o sırada kapatılıyor. Yaışmayı izleyen seyircilerin soru seçim aşamasını görmelerine engel olunuyor. Kısa süreyle de olsa, izleyicinin ekranı izleme konsantrasyonunu bozan bir durum yaratıyor. Aslında ekran reklam bantlarının uygulanmasında görüntüyü engelleyici olduğu için ilkesel olarak yasak olan, ekranın üçte birini kaplaması gereken bu reklam uygulaması kısa süreli ve görüntüyü engelleyici olmamaması gereken grafik kurgusunda olmalı. Bir süredir TV 360 ekranında “Ben Bilirim” bilgi yarışma programındaki bu uygulamayla ilgili birçok şikayet aldığımı burada ileteyim. Aslında bu hatalı bir uygulamadır. İlgiyle izlenen bu programdaki bu yanlış uygulamadan vazgeçilirse iyi olur.

BİR TUTAM TEBESSÜM

HEPSİNİN TADI AYNIDIR

Üzüm bağıdan dönmekte olan Nasreddin Hoca’nın eşeğinin üstünde koca bir kasa üzüm varmış. Tam eve varacakken Hoca’nın peşine çocuklar takılmış ve:

- “Hocam hocam, sepetinde çok üzüm var bize de üzüm verir misin?” derler hep bir ağızdan.

Hoca biraz düşünmüş, çocuklar çok kalabalıkmış. Etrafını saran çocuklara bakmış, sakince saymış ve “Eğer hepsine bir salkım verirsem bana üzüm kalmaz” diye düşünmüş.

Hoca, eşeğinin yanına gelmiş, kasadan kocaman bir salkım üzüm almış ve elindeki salkımdan çocukların her birine birer tane üzüm vermiş.

Şaşkın şaşkın hocaya bakan çocuklar ellerindeki üzüm tanesine bakmış ve içlerinden biri:

- “Hoca bu çok az değil mi?” diye sormuş,

Nasreddin Hoca bu ya, hemen cevabı vermiş:
- “Canım niye ısrar ediyorsunuz. Ha bir tane, ha on tane, ne fark eder. Nasıl olsa hepsinin tadı aynı değil mi?