Fenerbahçe'nin Trabzon deplasmanına gitmezden evvelki maç yazımda, olacakları günler öncesinden yazıp, yazdıklarımın harfiyen çıkması üzerine şampiyonun hangi takım olacağına ilişkin de yoğunluklu sorular geldi. Bende öngörülerimi paylaşacağıma söz verdim.
Fenerbahçe’nin Trabzon deplasmanına gitmezden evvelki maç yazımda, olacakları günler öncesinden yazıp, yazdıklarımın harfiyen çıkması üzerine şampiyonun hangi takım olacağına ilişkin de yoğunluklu sorular geldi. Bende öngörülerimi paylaşacağıma söz verdim. Öncesinde birkaç tespit yapalım. Beşiktaş ile Fenerbahçe’nin lig yarışının özünü ön libero dediğimiz bölgelerde oynayan oyuncuların özellikleri bağlamında tartışmak gerekecektir. Modern futbolda bu alan akıl almaz derecede önemlidir. Galatasaray’ın şampiyon olduğu son yıllarda bu alanda Selçuk ve Melo’yu oynattığını, onların üstün performansı ile birlikte ofans ve defans yönlerinin kuvvetli olması ile şampiyonlukların geldiğini söyleyebiliriz. Bu bölgede Beşiktaş bu sene Atkinson, Sosa ve Oğuzhan’ı görevlendirdi. Ofansta çok iyi olan ara top ve defans arkası oynayabilen, oyunun yönünü ve ivmesini değiştiren ve tüm bunları hızlı yapan, Sosa yada Oğuzhan’dan birinin burada oynaması Beşiktaş’ı ofansta öne taşıdı. Bu özellikleri taşımayan ancak defansif yönü güçlü olan Mehmet Topuz ve Souza’nın Fenerbahçe de bu bölgede oynaması da Fenerbahçe’yi ofansta öne taşıdı. Fenerbahçe’nin son birkaç şampiyonluğunda kanatlardaki başarısı ön plana çıkartılıp bu bölgede fark yarattığı için şampiyonluğun geldiği saptaması yapılmıştı. Bu sene ise defansın önündeki ikili ve burada oynayan futbolcuların form durumlarının tartışılacağı kesin gibi görünmektedir.
Gelinen noktada bir tek futbolcunun form durumunun dahi yarışı etkileyeceği muhakkaktır. Fenerbahçe’nin golcüleri son düzlükte golcü olduklarını anımsamaya başladılar. Beşiktaş’ta ise golcüler hep iştahlı idi. Devre arasında defansın en iyisi olan Ersan Gülüm’ü satmaları zaten kötü olan savunmayı daha da berbat hale getirdi. Buna kaleciler Tolga ve Boyko’nun kötü oyunu da eklenince, Beşiktaş’ın defansı ligin en kötü defansı ödülüne layık hale gelmiştir. Fenerbahçe’nin defansı ise şüphesiz ligin en iyisi. Akıl almaz bir kademe anlayışları var. Dört beden tek beyin gibi hareket ediyorlar. Buna birde tartışmasız bu sezonun en iyi kalecisi Volkan Demirel’i de eklediğimizde Fenerbahçe’nin ofansta rakibine göre açık ara önde olduğunu söylemek gerekir. Bu tespitlerden sonra kalan maçlara baktığımızda Fenerbahçe’nin kalan maçların tamamını kazanacağı öngörüsünde bulunabiliriz. Olağanüstü koşullar olmadığı müddetçe Fenerbahçe tüm maçlarını kazanacaktır. Beşiktaş için aynı şey söylenebilir mi? Beşiktaş’ın ofans anlayışına bakmayıp defans durumunu çözen ve buna göre taktik geliştiren tüm takımlar Beşiktaş’ı yenebilir. Son üç maçta hangi takımlar bu durumu çözecektir göreceğiz. Bir tarafta gol yemeyen ve atmaya başlayan bir Fenerbahçe diğer tarafta kolay gol yiyen ,çok pozisyon veren ama gol de atan bir Beşiktaş. Bu verilerle şansın Fenerbahçe’den yana olduğunu söyleyebiliriz. Son söz ve son bir öngörü Aykut Kocaman’a. Şimdi Konyaspor’un başında olan ve ligin son haftasında Konya da Beşiktaş’ı ağırlayacak Aykut Kocaman için Fenerbahçe taraftarı, marşlar besteleyip “Kocaman Seviyoruz” afişleri asmışlardı. Aykut hoca Fenerbahçe’nin başında Fenerbahçe’yi şampiyon yapmıştı. Bu kez Fenerbahçe’nin başında olmadan Fenerbahçe’yi şampiyon yapar mı? Göreceğiz….