Geçtiğimiz haftaki yazılarımdan birinin başlığını; "Haziran ola hayrola diye atmıştım.

Geçtiğimiz haftaki yazılarımdan birinin başlığını; “Haziran ola hayrola diye atmıştım. Başlık, 17 günlük “tam kapanma”nın geride neler bıraktığı değerlendirildikten sonra 1 Haziran itibarıyla pandemi döneminde yürürlükte olan kısıtlamalarda yeni düzenlemelerin neler getireciğinin açıklamasıydı. 1 Haziran’da kısıtlamalarla ilgili yeni düzenlemeler oldu. Günlük sokağa çıkma kısıtlamaları gevşetildi, hafta içi, 05-22.00 saatlari arasına uzatıldı. Pazar günü ise tam gün kısıtlama getirildi. Kafeler, restoranlar v.b. gibi yerler belli kurallar çerçevesinde çalışabilir hale getirildi. Bazıları için ayar biraz rahatlatıldı diyebiliriz. 1 Haziran itibarıyla gevşetilen sokağa çıkma kısıtlamalarından yansıyan fotoğraflar insanların ne kadar bunaldığının en belirgin göstergesiydi. Sokaklar, caddeler, sahillerde hareketlenme başladı. Kafeler, restoranlar biraz canlandı. Parklar, toplu taşımalar da yoğunlaştı. Normal yaşamdan yansıyan görüntülere daha da yaklaştık diyebiliriz. Turkuaz tabloya yansıyan iyiye gidiş yaşama çok hızlı yansıdı, toplumu rahatlattı gibi.

Son günlerde, Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan günlük turkuaz raporlara göre, vaka sayıları, hasta sayıları ve en önemlisi vefat sayılarında günden güne dikkat çeken azalmalar var. “Tam Kapanma” sonrasında uygulamalar ve kıstlamalarda bir düzenleme yapıldı. Hafta arası sokağa çıkma kısıtlamaları, hafta arası günlerinde 05.00-21.00 saatleri arasında olmak üzere kaldırıldı.

Hazirana biraz daha umutlu başladık diyebiliriz.

Tüm bunlar iyi gelişmeler de; her zaman olduğu gibi, kısıtlama ayarlamasında hep unutulan 65 yaş üstülerle ilgili dişe dokunur hiçbir değişiklik yapılmadı. Yine, eskiden olduğu gibi, “uzağa gitmemek” kaydıyla mahalle arsında sokaklarda dolaşmalara izin verildi. Toplu taşıma kullanmadaki “yasak” aynen devam ediyor.

Haziranın başlangıcıyla, Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı turkuaz raporlarına göre de günlük vakalar, hasta sayıları ve en önemlisi can kaybı sayılarında da önemli azalmalar gözleniyor. Bu arada Sağlık Bakanımız’ın açıklamalarına göre; aşı konusunda da iyi gelişmeler var. 50 yaş üstülerin aşılarına başlandı. Ve kısa sürede aşılama rakamları üst seviyelere ulaştırılacak.

“Geçtiğimiz günlerde televizyonda bir uzman doktorumuzun söyledikleri, bu konuda ne yapmamız gerektiğinin en mantıklı açıklaması gibiydi. Uzmanımızın söylediğine göre; “Ülkemizde, yaz ayları süresince, aşılama sayısı konusunda yüzde 70 oranlarına yaklaşabilirsek, ekim sonrasında maske takma zorunluluğumuzdan kurtulabilirmişiz!”

Bu söylenenlerin çok doğru bir yaklaşım olduğuna ben de inanıyorum. Pandemi döneminde yapılması gereken en önemli şey, en azından aşılama oranının yüzde 50’nin üzerine çıkarılması, “toplum bağışıklığı”nın sağlanabilmesi açısından gerekli olacaktır”.

Son günlerde Sağlık Bakanımız da, “yakın zamanda maskeden de kurtulabiliriz” gibi benzeri bir söylemle toplumun üzerindeki korkuyu azaltma yolunda oldukça etikili bir umudun ışığı oldu diyebiliriz.

Haziran düzenlemesinin üzerinden geçen bu bir hafta, 17 günlük tam kapanmanın geride bıraktıkları olarak değerlendirilebilir mi bilinemiyor. Genel yorumlar, turkuaz tabloya yansıyanlara pek de umutla bakabildiklerini yansıtmıyor. Televizyonlara yansıyan uzman değerlendirmelerine göre, tabloda yer alan rakamların gerçeği gösterdiği konusunda pek de inandırıcı bulunmadığı şeklide.

Görünen bir şey var ki, o da; hafta başında gevşetilen kısıtlamaların sokağa çok çabuk yayılmaya başlamış olmasıdır. Kalabalıklar endişe verecek şekilde yoğunlaşmaya, maske-mesafe kuralına uyma konusunun az da olsa unutulmaya başladığını gösteriyor.

Unutmayalım, henüz daha o kadar özgür değiliz!.

Ben unutmadan hatırlatmama devam edeyim;

“Herkes tüm özgürlüklerini kullanabiliyorken, 65 yaş üstülerin “cezaları” ne zaman bitecek. Artık zorunlu ihtiyaca dönüşen “Toplu taşımaya binebilme yasağı”nı ne zaman kaldıracaksınız!”

BİR TUTAM TEBESSÜM

MEVLANA

Mevlana, müridlerinden biriyle yolda giderken, parkta birkaç köpeğin

sarmaş dolaş uyuduklarını görür.

Müridi: “Güzel bir kardeşlik örneği der. Keşke insanlar da bunlardan ibret alsa...”

Mevlana, tebessüm ederek karşılık verir:

“Aralarına bir kemik atıver de gör kardeşliklerini....”