Bugün, ne siyasetin gri tonlarına ne de teknolojinin sonsuz labirentine dair yazmak istiyorum. Ancak, içimde yankılanan bir hüzün ve isyan var ki, bunu büyükşehir belediye seçimlerine taşımak istiyorum. Bu yazı, gözlerinde hüzün barındıran patili dostlarımız ve onların yüreklerimizde yarattığı isyanın, seçim vaatlerinize nasıl yansıması gerektiği üzerine.
Eros'un sessiz hikayesi ve onun gibi dilsiz dostlarımızın yaşadığı sıkıntılar, şehirlerimizin sokaklarında her gün karşılaştığımız bir gerçeklik. Bu sevgi arayışları, ne yazık ki sık sık ihmal ve vahşetle son buluyor. Onların sesi olamayan bizler, şimdi büyükşehir belediye seçimlerinde adaylardan bu konuyu önemsemelerini talep ediyoruz.
Belediye seçimleri, sıkça insan odaklı projelerle anılır; ancak bu seçimlerin, şehrimizde yaşayan tüm canlılar için önemli olduğunu unutmamak gerekir. Hayvan haklarının seçim vaatlerinde öncelikli bir konumda olması şarttır, zira bir toplumun medeniyet düzeyi, o toplumun en masum üyelerine, yani hayvanlara nasıl davrandığı ile doğrudan ilişkilidir. Modern ve duyarlı şehirlerin inşası, dilsiz dostlarımıza yönelik daha hassas, onların korunmasını ve refahını sağlayacak etkili politikaların geliştirilmesini zorunlu kılar.
Yaklaşan büyükşehir belediye seçimleri öncesinde, adayların hayvan haklarına dair net ve uygulanabilir planları, projeleri olmalıdır. Sokak hayvanlarının korunması, kısırlaştırılması, aşılanması ve uygun koşullarda sahiplenilmesine yönelik kapsamlı programlar, hayvan barınaklarının standartlarının yükseltilmesi ve hayvan hakları ihlallerine karşı kesin ve caydırıcı yaptırımların belirlenmesi, tüm adayların taahhüt etmesi gereken konular arasında yer almalıdır.
Bu yazı, Eros gibi sessiz dostlarımızın hatırasına saygı ve onların karşılaştığı zorluklara dikkat çekmek amacıyla kaleme alınmıştır. Seçimlerin sonuçları, yalnızca insan topluluklarının değil, şehirlerimizde sessizce var olan tüm canlıların geleceğini de şekillendirir. Bu sebeple, patili dostlarımıza yönelik duyulan hüzün ve isyan, adayların vaatlerine yansıtılmalı ve bu konular, seçilecek belediye başkanlarının gündeminin üst sıralarında yer almalıdır. Gerçek bir değişim, ancak sevgi ve merhametin rehberliğinde, tüm şehir sakinlerini kucaklayacak şekilde başlatılabilir. Şehirlerimizin sokaklarındaki her bir pati izi, bu değişimin birer işareti, birer fırsat olmalıdır. Bu seçimler, insan topluluğunun ötesine geçerek, dilsiz dostlarımızın seslerini de duyurabileceğimiz bir platform sunar.
Gerçek bir değişim, ancak sevgi ve merhametin rehberliğinde başlar. Şehirlerimizin her köşesindeki pati izleri, bu değişimin sembolleridir ve her biri, daha iyi bir dünya için atılmış küçük adımların izlerini taşır. Bu seçimler, sadece insan topluluğunun geleceğini şekillendirme fırsatı değil, aynı zamanda sessiz dostlarımızın da hayatlarını iyileştirme şansıdır. O halde, gözlerimizdeki hüzün ve yüreklerimizdeki isyan, seçim vaatlerinizde yer almalı; çünkü her pati izi, medeniyetimizin ve insanlığımızın bir parçasıdır. Seçimler, dilsiz dostlarımız için de ses olma, onların yaşam kalitelerini yükseltme ve onlara hak ettikleri saygıyı gösterme zamanıdır. Unutmayalım ki, şehirlerimizi gerçekten yaşanabilir kılan, orada yaşayan her canlının mutluluğu ve refahıdır.