Influencer, İngilizce kelime anlamı ile "etki" demek. Sosyal medyada ise etkileyici kişi anlamında kullanılıyor.
Ağırlıklı olarak Instagram paylaşımları için kullanılıyor. Takipçi sayısı fazla olan kişilerin belli bir paylaşımı reklam bedeli alarak paylaşması üzerine kurulu bir dünya. Genel bir örnek vermek gerekirse; bilgisayar oyunlarını çok iyi oynayan bir lise öğrencisi, yemek tarifleri hazırlayan bir ev hanımı veya gezdiği yerlerin video ve fotoğraflarını paylaşan bir gezgin internetteki sosyal medya hesapları sayesinde çok hızlı bir şekilde milyonlarca takipçiye ulaşıp, dünyaca ünlü bir internet ünlüsü haline gelebiliyor. Markalar da bu Influencer’ları bulup ürünlerini pazarlamada kullanıyorlar. Tabi burada takipçi sayısı ile o sayının kalitesi ve markaya uyup uymaması pek dikkat edilmiyor. Aslında en önemli unsurun o olması gerekirken. Yani artık herhangi bir konuda kanaat önderi olmanız için “ünlü” olmanıza, televizyona çıkmanıza, yıllarınızı bu işin inceliklerini öğrenmek için eğitime vermenize gerek yok. Takipçiniz fazlaysa bir anda Influencer olmamanız için hiç bir neden yok. Takipçi işi de kolay artık! İster Türk, ister yabancı, kadın veya erkek takipçi satın alabiliyorsunuz. Yorum ve beğeni de istediğiniz kadar satın almanız mümkün. Adı üzerinde zaten sanal ve yalan dünya… Neyse bu kadar girişi neden yazdım? Geçtiğimiz haftalarda Instagram’da 200 bini aşkın takipçisi olan “bizevdeyokuz” hesap sahipleri Mitsubishi’nin Eclipse Cross modeli ile Salda Gölü’ne gitmiş ve gölün kenarından aracın fotoğrafını paylaşmıştı. Bunun üzerine CNN Türk’de doğa programları yapan Güzen İslamoğlu başta olmak üzere tüm çevreci ve duyarlı kişiler bu paylaşıma tepki gösterdiler. “Bizevdeyokuz” ekibi durumu kurtarmak için başka açılardan çekilen fotoğraflar paylaşsa da tepki durmadı. Sonunda bu iş için aracı ve paylaşım için de (büyük ihtimal) bir para alan Influencer’lar konuyla ilgili paylaşımları silmek zorunda kaldılar. Peki ne oldu şimdi? Mitsubishi pazarlama, reklam ve kurumsal iletişim ekibi bu yaptıklarından memnun mu oldular? Bence paylaşımlardan, paralarıyla rezil oldular. Diyeceğim o ki, her Instagram veya sosyal medya fenomeninin peşinden gitmeyin, her paylaşımı alkışlamayın. Takipçi sayısına değil takipçi niteliğine bakın. Bir hesabın takipçilerinin satın alınıp alınmadığı, yorumların içeriği ve kalitesini bu işlerden anlayan ortalama bir üniversite öğrencisinin 1 saatini alır. Özellikte otomotiv firmalarının bu işlere çok ama çok dikkat etmesi gerekiyor. Çünkü marka imajı çok önemli ve bunun için markalar çok büyük yatırımlar yapıyorlar.
Lastik markaları ve şikayetler
Bir süredir bazı okurlardan lastik şikayetleri alıyorum. Duruma bir bakayım diye sosyal medyada özellikle de şikayet sitelerinde biraz dolaştım. Durum gerçekten vahim. Özellikle Çin üretimi ve ne olduğu belli olmayan markalardan şikayet çok. Daha sonra da Kore malı olan ve Türkiye’de de satılan Hankook geliyor. Bu yazıyı yazmadan önce Hankook yetkililerine bu konuları sordum. Bana “Şikayetler teknik merkezimizde konusunda uzman ekibimiz tarafından inceleniyor ve kullanıcılarımıza gerekli bilgilendirmeler yapılıyor.” gibi genel bir yanıt verdiler. Hem Kore malı olmasının yarattığı güvensizlik ve şüphe, hem de şikayetlere yeterli iyi niyetli yaklaşımlarının gösterilmemesi bu şikayetlerin odak noktasını oluşturuyor. Tabi bunların çoğu tüketici yorumu… Benden naçizane tavsiye marka yöneticilerinin hemen hemen her alanda daha titiz, müşteri odaklı ve ayrıntılı çalışması. Eğer Türkiye’de rekabet edeceklerse bu konulara daha duyarlı olmalılar..