Hatırlarsanız "Demir Perde" terimini ilk 1945 yılında Leonard Spencer-Churchill bir konferansta dile getirmişti. Siyaset tarihinin soğuk savaşın sonu olan ve Avrupa'yı ikiye bölen ve fiziksel çatışmaları da tanımlayan bir terim olarak tarihe geçmişti.
Özellikle Doğu Berlin’den Batı Berlin’e insanların kaçmasını engellemek için dikilen “Berlin Duvarı” ilk aklıma gelen kanlı duvar olmuştu. Sonra Kuzeyli kabileler için yapılmış Çin seddi, Fransa’nın Maginot hattı, İngilizlerin İskoçlar için yaptıkları Hadrian duvarı hattı ve Atlantik duvarı İsrail’in Batı Şeria’ya inşa ettiği duvar gibi yapılar tarih boyunca örülmüş insanlığa.
Demir Perde’yi bana hatırlatan ise ABD Başkanı Donald Trump oldu.
ABD Başkanı Trump seçim vaadinde söylediği yasa dışı göçmenleri önlemek, kaçakçılığı, uyuşturucu ticaretini durdurmak ve sınır güvenliğini artırmak amacıyla Meksika sınırına duvar örülmesini öngören kararnameyi imzalamıştı.
6 Ocak 2019 tarihinde attığı tweet‘te “The Wall is coming” yani “Duvar Geliyor” yazıyordu.
Temsilciler Meclisi duvarı finanse etmek için 5.6 milyar dolarlık bir fon ayırdı ama senato bu bütçeyi kabul etmediğinden krizine dönmüş, 2 hafta federal hükümetin kapalı kalmasına yol açmıştı.
Peki, bu sınırın politik amacı neydi?
Meksika-ABD arasındaki 1954 millik (3.145km) sınırda, politika hedefi duvar örerek göçü azaltmaksa, insanların ilk önce göç etmesine neden olan şeyleri incelemek lazım. Örneğin neden daha fazla ücret karşısında çalışmak için Meksikalılar göç etmek istiyorlar…
Oysaki ABD duvar örme yerine Meksika ile arasındaki ticaret anlaşma maliyetlerini düşürerek ülkenin büyümesini sağlayabilir.
Sınır, California, Arizona, New Mexico ve Teksas'ta bulunan yaklaşık 650 mil uzunluğundaki çitler ile Trump planı dahilinde eklenen 864 mil yeni duvar ve 1.163 mil yedek duvar olması ile bana demir perde dedirten konunun ise;
Demokratların, fikrini değiştirerek “beton duvar” yerine “çelik duvar” inşa etmek istemeleri oldu.
Demir Perdenin maliyeti ise yaklaşık 33 milyar dolar olarak söyleniyor.