Takvimler 2017'yi gösterirken Avrupa'nın ve Ortadoğu'nun belli başlı havacılık dergilerinde bir ilan çıkar. Bu ilanda, Avrupa ve Asya'ya da hitap edeceği için Eurasia Air Show adıyla bir havacılık fuarının 25-29 Nisan 2018 tarihleri arasında Antalya'da yapılacağı duyuruluyordu.
İlanın en dikkat çeken yanı ise, en başa "Under the auspices of the PRESIDENCY OF THE REPUBLIC OF TURKEY" diye yazılmış olmasıydı. Yani, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Himayelerinde.. Cumhurbaşkanı'nın fotoğrafının altında, fuarı düzenleyen şirketin CEO'sunun da fotoğrafı vardı. Şirket, fuar tanıtım materyallerinde ise, slogan olarak "We rise together" yani "Birlikte yükseliyoruz" gibi başka algı ve çağrışımlar yapan sözleri kullanıyordu.
Böyle bir fuar ilanına "Cumhurbaşkanlığı himayelerinde" diye yazmak az bir şey değil. Bu imkan öyle herkese tanınmaz. İlan Türk basınında da yer alınca birileri, Cumhurbaşkanlığı adını nasıl kullanırlar diye yaygara koparıp, "Bu fuar da nerden çıktı diyorlardı. Çünkü, ülkemizde 20 yılı aşkın bir süredir Airex Air Show adıyla başlayan bir havacılık fuarı, sektörün de merkezi olan İstanbul'da iki yılda bir yapılıyordu. Daha bu fuar rüştünü ispat edemeden, Antalya'da bu amaca hizmet edecek bir fuara ihtiyaç mı duyulmuştu?
Cumhurbaşkanlığı adının izin alınarak kullanıldığı belli olunca, gözler bu şirkete, sahibine ve de CEO'suna çevriliverdi.
Şirketin adı Medyacity, sahibi ise basında Atatürk Havalimanı arazisinin nasıl ve de ne şekilde değerlendirilmesi gerektiğine ilişkin açıklama yapan emlakçılık ve fuar işi yapan Hakan Kurt'tu. Şirketin CEO'su ise THY Teknik ve Savunma Sanayii Müsteşarlığı'nda çalışıp, sonra ayırılan Ferhat Yenibertiz idi. Bu iki yönetici, bu alanda yeni bir fuara ihtiyaç duyulduğunu devlet kademelerine inandırmış olacak ki bu iş için kolaylıkla izinleri alabildiler.
Aylar süren medya bombardımanından sonra gün gelir çatar. Organizasyon işini yapan U PR şirketinden aldığımız davetle fuar açılış töreni için, onlarca gazeteci ile Antalya'ya uçtuk. Biz otele vardığımızda, Ulaştırma Bakanlığı ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nün düzenlemiş olduğu Türkiye-Asya Sivil Havacılık Konferansı adlı etkinliğin bitişine denk geldik. Sivil havacılık adı vardı, ama katılanların çoğu üniformalı üst düzey askerleri. Onlar geri dönmeyip fuarın açılışına da katıldı, fakat Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı ICAO Konsey Başkanı Olumuyiwa Benard ALIU fuar açılış törenlerine nedense katılmadı.
Himayelerinde yapılan havacılık fuarına Sayın Cumhurbaşkanı ve havacılıkta çok emeği olan Sayın Başbakan da katılmadı.
Hadi onlar gelemedi, Ulaştırma ve Milli Savunma Bakanları da teşrif etmediler. Açılışı konuşmalarını bakan yardımcısı ve SSM müsteşarı ile Rus Bakan Yardımcısı yaptı. Bu ne anlama geliyor, bunu sizlere bırakıp, ben bir yorum getiremiyorum. Sadece şunu söylemek isterim. Acaba devlet, ricalı fuara şirket ve kişi olarak yeterli katılım olmadığı için mi katılmadı?
Çünkü, fuarı düzenleyen şirket yönetimi çıtayı çok yüksek tutarak, 100 ülkeden 400 firmanın ve 100 uçağın geleceğini söylüyordu. Airbus yoktu, yerine Qatar Airways'in dünyada ilk olan muhteşem uçağı A350-1000 gelmişti. Yanında bir de en hızlı iş jeti Gulfstream 650 vardı. Bu nedenle fuara Qatar Havayolları'nın damga vurduğunu rahatça söyleyebiliriz.
Boeing yoktu, ama THY'nin 777 Kargo uçağı oradaydı. İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri'nin A330'unun yanı sıra birer Casa ve Antonov vardı. Apronda toplam hava aracı sayısı sadece 17 adetti. Oysa Dubai veya Paris'te bu sayı, her zaman 100'e yakın olur. İşin raconu budur yani.
Demek ki, kesin teyit almadan iddialı söz söylememek lazım. Mahcup olabilirsiniz.
Bizim havacılık sektörü, eksiksiz katılım gösterdi diyebiliriz. THY, THY Teknik, TAV, Onur Teknik, Onur Air, Pegasus, Sun Ekspres, Havaş, Çelebi, TGS'nın yanı sıra, pilotların meslek örgütü olan TALPA eksiksiz oradaydı. Bunu milli bir görev olarak görüp, davete icabet etmişlerdi.
Fuar, ilk gün yoğundu. Organizasyondaki bir iki küçük hata dışında sorun yoktu. Sonraki günlerde profesyoneller gitmiş, yerlerine meraklılar gelmişti ki, bu durum bir başarı kriteri olarak gösterilemez.
Maksat hasıl oldu mu derseniz, hayır diye cevap vermek durumundayım. Devletin tüm havacılıkla ilgili kuruluşlarının tam kadro katılması bu durumu değiştirmedi.
Her şeye rağmen, moral bozmak yerine yapılanlara bardağın yarısı dolu gözüyle bakmaktan yanayım. Fakat, bir ülkede aynı yıl içinde, iki fuar olmamalı derim. Her ne kadar Eurasia, show'a yönelik bir fuar olsa da, hem İstanbul Air Show'dan hem de iDEF Savunma Sanayii Fuarı'ndan biraz rol çalmış demek yanlış olamaz.
İlkler, daima eksik ve sorunlu olabilir. İki yıl sonra, şayet yapılırsa Eurasia Fuarı daha iyi bir performans sergileyebilir.
İyi uçuşlar Türkiye'm..