Türkiye'de okumak, okul bitirmek ve de ardından iş güç sahibi olmak gerçekten zor bir süreç.
Türkiye'de okumak, okul bitirmek ve de ardından iş güç sahibi olmak gerçekten zor bir süreç. Üniversiteye bin bir zahmetle giren, bitirdikten sonra kendi branşında, özel sektörde veya devlet kapısında iş bulmak artık hayal gibi..
Etrafımıza baktığımızda, binlerce öğretmenin işe başlamak için çaresizce beklemesi bu duruma örnek gösterilebilir.
Ülke genelinde, 15 ve daha yukarı yaştaki işsizlerin sayısı 3 milyon 440 kişi olmuş.
Genç nüfusun işsizlik oranı da yüzde 21'e ulaşmış. Manzara hiç de iç açıcı değil.
Bu arada istihdam edilerek işe girenlerin sayısı da geçen yıla göre, 1 milyon 122 bin artarak, 28 milyon 758 bin kişi olmuş.
Bu rakamları size vermekteki amacım, iş bulanların, bulamayanlardan az olduğunu gösterebilmektir.
Artık gençler, orta yaşlılar ve genç emekli olanlar, "Her ne iş olsa yaparım" fikrinin esiri olarak ekmek peşinde koşuyorlar.
Bir de, kendine ve mesleğine güvenerek iş bulduktan sonra, işini, işyerini, yönetici ve arkadaşlarını beğenmeyip, başka işler peşinde koşanlar var.
İşte bu nedenle, büyük kuruluşlar çalışan personelin işyerinden ne kadar memnun olup, olmadığını belirlemek için ara sıra anketler yapar. Bu kadar işsizin olduğu bir ülkede, saçma gibi görünecek ama, "Nerede çalışmak istersiniz?" tarzındaki bir sorunun cevabının ilk üç sırada THY olduğunu, kendi çevremden biliyorum.
Havacılık mesleğinin cazibesi, THY'nin dünya çapındaki başarıları bu kuruma işi olmayanların ve olanların da girebilmek için can atmasına neden olmaktadır.
Böylesine fazla ilgi duyulan ve girmek için gayret gösterilen THY'de çalışanlara sorabilsek, kendi kurumları için ne gibi yorumlar yaparlardı öğrenmeye değer.
THY, "Çalışan bağlılığı ve memnuniyeti araştırması" adı altında bir anket yapıp, bunu çalışanlarla da paylaşıp, bizim de bu konudaki merakımızı gidermiş oldu.
Örnek teşkil etmesi, işi olan-olmayan herkese fikir vermesi açısından, anketin sonuçlarına dikkatli bakmakta yarar var.
THY'nin iç iletişim organı Empathy adlı dergide "Beraber güçlüyüz" başlığıyla verilen ve Genel Müdür Bilal Ekşi'nin deyimiyle "THY'de 5 yıldızlı çalışan memnuniyeti"ni hedefleyen bu anketin can alıcı sorularına verilen cevapların oranı kurum için iyi bir durum arz ediyor.
Ankete göre, THY çalışan bağlılığında yüzde 78, çalışan memnuniyetinde ise yüzde 90 gibi oranlarla, bu konuda Türkiye'nin en yüksek sıralamasına sahip şirketler arasında yer alıyor. (Türkiye Best Employers ve Türkiye BY araştırmaları).
İlk olarak 2014'te yapılan ve toplam 4 bin 523 kişinin katıldığı ankette, çalışanların memnuniyeti yüzde 72'lerdeyken, bir yıl sonra bu oran yüzde 75'ı geçer olmuş.
Bu yıl yapılan ankete, çalışanların yüzde 65'i, yani 15 bin 540 kişi katılarak özgür bir şekilde düşüncelerini dile getirmişler.
Araştırmacıların, kısaca "Kal, Konuş ve Kalkındır" sloganıyla dile getirdiği, bu durum çalışanların, çevresindekilere şirketi hakkında olumlu görüş bildirmesi, kendi geleceği ve şirketin geleceği arasında ilişki kurması ve şirketin gelişmesi için, gayret sarf etmesi kişinin şirketine olan bağlılığını göstermektedir.
"THY'de çalışmaktan memnunum" diye cevap verenlerin oranının yüzde 90, "Ortaklığımızın bir parçası olmaktan gurur duyuyorum" diyenlerin oranının da yüzde 93 gibi çok yüksek oranda çıkması kurum adına sevindirici göstergelerdir.
THY'nin anketindeki "Yaptığım iş beceri ve deneyimlerime uygundur" sorusuna olumlu cevap verenlerin oranı da yüzde 87 olarak çıkmış.
Çalışanlarla da paylaşılan bu anketin çok önemli sonuçları olacağını belirten konunun uzmanı Prof. Dr. Acar Baltaş'ın "Bir kaç kişinin okuduğu raporların etkisi sınırlıdır" sözleri de paylaşımın çok doğru bir hareket olduğuna işaret etmektedir.
Araştırma sonuçlarını geniş katılımlı bir çalıştayla, çalışanlarla masaya yatıran THY üst yönetiminin performans ve çalışma ortamı gibi alanların geliştirilmesi için, gereken konularda çalışma başlatılması meseleye ne kadar önem verildiğini ortaya koymaktadır.
AON Hewitt adlı kuruluşun dünya genelinde binin üzerinde şirkette, 5 milyon çalışanla yaptığı araştırmada "Çalışan bağlılığı" oranı, geçen yıl global ölçekte sadece yüzde 63 düzeyindeyken THY'nin yüzde 78 gibi bir orana ulaşması şirket-çalışan uyumunu ortaya koyuyor.
Dünya çapında, kurumuna karşı bağlılık hissetmeyen çalışanların şirketlere yüklediği ek maliyetin 500 milyar dolar olduğunu da araştırmalar ortaya koyuyor.
THY anketindeki, "Çevrede çok iyi bir itibarımız var" şeklindeki soruya olumlu yanıt verenlerin oranının, yüzde 91 oluşu da kurumun geldiği noktayı göstermektedir.
"Ortaklığımız topluma ve çevreye duyarlıdır", "Çalışanlara verdiği sözleri tutar", "Çalışılabilecek en iyi şirketlerden birindeyim" gibi soruları benimseyenlerin oranının da yüzde 70'leri bulması önemli.
Yüksek oranlar için "Korunmalı", biraz daha düşük oranlar için "Geliştirilmeli" tespitinin yapılması amaca uygundur.
"Burada çalışmanın, diğer şirketlerde çalışmaktan farkını net bir şekilde açıklayabilirim" görüşüne katılanların yüzde 85 gibi yüksek bir orana ulaşması çalışanların, kurumlarının kıymetini bilip ona göre davrandığının da bir kanıtıdır.
Araştırmaya ve sonuçlarına çok önem veren THY Genel Müdürü Bilal Ekşi'nin "Çalışan kaynak değil, kıymettir" sözü konuya en güzel yaklaşım biçimi olarak akıllarda yer ediyordu. Genel Müdür Bilal Ekşi, çalıştay sonuç değerlendirmesinde "Markamızın beşinci yıldızı alabilmesi için, öncelikle bizim de çalışanlarımızın memnuniyetini beş yıldızlı seviyeye çıkarmamız gerekmektedir" sözleri tüm her şeyi çok iyi özetlemektedir diyebiliriz.
Gençlerin neden THY'de çalışmak istediğini bu araştırmanın sonuçları en iyi şekilde ortaya koymuştur. Halen THY'de çalışanların, işlerinin kıymetini çok iyi bildiğini görmek, THY yöneticilerini de çok mutlu ettiğine inanıyorum.
İyi uçuşlar THY, iyi uçuşlar Türkiye'm..
ÖZÜR:
Geçen haftaki yazımda, DHMİ Genel Müdürü Funda Ocak'ın soyadını sehven Acar diye yazmışım. Kendisinden ve okurlarımdan özür dilerim.