Dün büyüme verileri geldi ve rakamları gördüğümde benim de gözlerim resmen büyüdü… İnanamadım.
Dün büyüme verileri geldi ve rakamları gördüğümde benim de gözlerim resmen büyüdü… İnanamadım.
TUIK verilerine göre, GSYH, üçüncü çeyrekte Türkiye yüzde 11,1 büyüdü ve piyasa beklentilerin üzerinde geldi.
Halen inanamıyorum.
Hatırlarsanız, 2016 yılı çok acı ve sert geçmişti. 2017 yılı ekonomimizi hızlıca toparlama ve yaraların sarılması olmuştu. Türk milletin özünde, genlerinden gelen bir gerçek var ki, o da zorluklarla başa çıkma, krizler karşısında hızlıca toparlanma anlamında hızlı adımlar ve kararlarla ilerlemesidir. Açıkçası büyümede bunu hissettim.
Bu fotoğrafı dünya geneli üzerinden okursak; Çin, Hindistan ve Türkiye sıralamasında Türkiye 3. çeyrekte öne çıkan ülkelerin başında geliyor. İnanabiliyor musunuz?
Türkiye 2017 yılı ilk çeyrekte yüzde 5.3, ikinci çeyrekte yüzde 5,4 büyümüştü.
3. çeyrekte ise Türkiye yüzde 11,1 ile büyüme performansı ile tüm OECD ülkeleri geride bıraktı.
Büyümenin alt kırılımlarına bakacak olursak;
*İmalat sanayi yüzde 15,2
*Tarım yüzde 2,8
*İnşaat yüzde 18,7
*Hizmetler yüzde 20.7 görülmekte
Peki katkı nereden geldi?
Dikkatinizi çeken burada özellikle hizmetler kısmı olmalı ki, bunun da anlamı bana göre Kredi Garanti Fonu meyvelerini toplarcasına görünüyor. Özellikle Dayanıklı Tüketim mallarında halka verilen teşviklerden KDV indirimi oldukça etkili görülüyor. Hane halkı harcamalarının bu yönde olduğunu varsayarsak elindeki bütçeyi bu yönde harcamış oluyor. Bu tutumlu bir davranış mıdır onu bir sonraki büyüme verisinde görmek mümkün. İmalat üretimde ki büyüme tartışılmaz bu rüzgar türbinlerinden mi yoksa ihracata bağlı büyüme midir onu da 4. çeyrekte göreceğiz. Ancak bir kaçak var. Bu imalat sanayisinde mi ya da makina tesisat verilerinde mi, göreceğiz.
Buradaki mesele ithalatı etkileyecek düzeyde üretim yapıp yapmadığımız ve bu istihdamında sürdürülebilir halde olmasıdır.
Tarımda ise 3. çeyrek hasat dönemine rastlamış olsa bile daha az büyümesini enflasyona bağlıyorum. Bu Türkiye’nin ciddi bir sorunu yapısal reformlar olmadan bu gerçek gözden kaçırılamaz, çözülemez.
İnşaat sektöründe ise kur etkisi son derece etkili, özellikle dolaylı katkısı olan hizmetlerden yani istihdamdan olabilir.
Diğer iyi haber ise Cari Açıktan geldi.
TCMB verilerine göre; Cari Açık Ekim ayında 3,83 milyar dolar oldu. Oysaki piyasa beklentisi 4.1 milyar dolar idi.
Bu iki güzel haber ile umarım, Dünya Kredilendirme şirketleri 2016 yılın temmuz ayında yaptıkları gibi hızlıca toplanıp, kredilerimizi değerlendirip, notlarımızı verirler.