Son zamanlarda iyice artan soru işaretlerinin başında, Süper Lig'in kalan 17 haftasında giderek sert mücadelelerin olacağı Süper Lig karşılaşmalarını yönetecek hakemlerin son durumu gelmektedir.
Bu paragrafta yadığım her haftaki yazımın girişine yerleşiveriyor. Bugünkü yazımın girişi de böyle. Bu söylemlerin ortadan kaldırılması konusunda bir adım bile ileri gidememişiz. Aksine çok net görünen o ki, hızla geri gidiyoruz.
“Futbolumuzda yaşananlar ve bunların yarattığı kaotik ortamın, söylentilerin zirvesine çıkmış olması, yirmi ikinci haftasına vardığımız Süper Lig karşılaşmalarımızın önüne geçmesidir. Hakemlerimiz her geçen hafta daha çok gündemi meşgul ediyorlar. İyice baş ağrıtmaya başlayan, mutsuzluğun odağına yerleşen; hakem atamaları, özellikle VAR ve AVAR atamaları ve VAR kararlarındaki tutarsızlıkların maçların önüne geçecek şekilde gündeme yerleşmiş olması gibi sorunları, TFF de unuttu. Kısacası; futbolumuz izlenilirliğini iyice kaybetmeye başladığı şikayetleri iyice arttı.”
Son zamanlarda iyice artan soru işaretlerinin başında, Süper Lig’in kalan 17 haftasında giderek sert mücadelelerin olacağı Süper Lig karşılaşmalarını yönetecek hakemlerin son durumu gelmektedir. MHK’nın yaşanan bu kafa karıştıran durumu yaratan, tartışılan hakemlerimizin yaptıkları hatalarda, karşılaşma sonuçlarına yoğun etki eden bu durumlarının görmezden geliniyor olmasıdır.
Günlerce gündemin zirvesinde yer alan konu ise; “ağzı olanın” ulu orta konuştuğu dedikodu çarkını çalıştıran o söylentileri yok sayarak, hata yapan VAR ve AVAR hakemlerinin adeta ödüllendirilerek, ertesi hafta maç yönetimlerine atanmasıdır. Özgürlüğünü iyice abartan MHK'nın, bağlı olduğu yönetimleri tanımayan bir kurul gibi davranarak, “aklına eseni yapıyor” olduğu söylentileri iyice ayyuka çıkmış durumda.
Yaptıkları hatalarla dillere düşen hakemlerimizin bazılarının FİFA kokartlı olmaları ise, bir başka şaşırtıcı durum. Avrupa’da başarılı maçlar yöneten bu hakemlerimiz, maalesef ki, ülkemizde yönettikleri bazı karşılaşmalarda güven vermediler, hem VAR’da hem de sahada “al gülüm ver gülüm” karar sirkülasyonunun en şaşırtıcı yönetimini sergiliyorlar.
VAR uygulaması Avrupa’nın çok iyi kullandığı bir teknoloji. Herkes memnun. Bizde ise; yararından çok zarar vermesiyle, hakemlerimizin kendilerine güvenlerini kaybetmesiyle ve yaptıkları hataların iyice öne çıkmasıyla tartışılmaya başlandı.
Neden acaba!
Bazı kulüplerimiz bu durumdan çok da memnunlar. Memnuniyetlerinin nereden beslendiği söylentileri ise dedikodu çarkının hızını iyice arttırmış görünüyor. Bunlar artık söylenti olmaktan çoktan çıkmış durumda, her yerde konuşuluyor. Televizyonlardaki spor programlarının ilk sırasında yer alıyor, spor yorumcularının en etkili, en incitici malzemesi.
“Ağlamayan çocuğa meme vermezler” söyleminden beslenmek iyi de, bazılarına o memelerden beslenmek de yetmiyor gibi görünüyor, hala ağlıyorlar!
Bir şeyi unutmamak lazım, başkalarına yapılan hataları görmezden gelip ders çıkarmamak, hiç de çıkar yol değil. Rüzgar sık sık yön değiştirebiliyor; “Bugün bana, yarın sana”. Kısacası, Şampiyonluk mücadelesinde çok sıkıntılı bir döneme giriyoruz.
Bu günlerde tartışmaların merkezinde yer alan bir başka konu ise; hem teknik sorumlusunu hem de takımının neredeyse tümünü değiştiren Fenerbahçe'nin şimdiye dek aldığı puanlar itibarıyla zirvede yer alıyor olmasına rağmen, son zamanlarda sürekli cepteki puanları harcayan bir döneme girmiş olmasının yarattığı çalkantılardır.
Taraftarlar arasında hızla artan memnuniyetsizliğin yoğunlaştığı bir ortamdalar. Şimdilik, yönetimin korumasında gibiler ama Teknik Direktör Erol Bulut mutlaka biliyordur, Fenerbahçe taraftar tutkunluğu açısından diğer kulüplere benzemez. Taraftarın sabrını zorlamak, ölçmek hiç de sağlıklı bir davranış değildir. Alacakları radikal kararlar çok etkili olabiliyor.
Erol Bulut’un kadro kurmadaki hataları, son kayıplar, hele hele Ziraat Türkiye Kupası’nda Başakşehir’e yenilerek çeyrek finalde kupa dışında kalması bardağı taşırmak üzere...
Erol Bulut’un elinde, ara transferlerle iyice güçlenen bir kadro var. “Un var, şeker var artık sıra iyi helva yapabilmekte”. Kararlarını, yaptığı yanlışları gözden geçirmeli. Formsuz futbolcular üzerindeki tercihlerinden, ısrarlarından hızla vazgeçmeli.
Taraftarın sabrı kalmadı.
Başarısızlıklar yeri kayganlaştırdı, yönetim ne kadar dayanır bilinmez, oturduğu koltuk sallantıda!