Bir süredir kendimizi iyice daralmış olarak hissettiğimiz yaşam şartlarıyla uğraşmaktan, aklımız pek de başımızda deği

Bir süredir kendimizi iyice daralmış olarak hissettiğimiz yaşam şartlarıyla uğraşmaktan, aklımız pek de başımızda değil. Duruma baksanıza, o kadar çok dertle uğraşıyoruz ki, neyi nasıl yapabileceğimiz konusunda günü birlik planlar dışında hiçbir şey yapamıyoruz, yarınımız ne olacak bilemiyoruz.

Bir yanda iyice çemberi daralan geçim zorlukları ve sırtımıza yüklenen olumsuzluklar, bir yanda, hala ne olacağımızla ilgili tam olarak önümüzü göremediğimiz Covid belası. Ne durumdayız hala belli değil. Bu durumdaki kararsızlığımız, bizleri tam olarak bir çıkmazın içine hapsetmiş durumda.

Yaşanan hayat pahalılığında yarınımızın ne olacağını bilemez durumdayız.

Neredeyse üç yıldır yaşamımıza ipotek koyan Covid-19’un sırtımıza yüklediği olumsuzlukların etkisinden hala tam olarak kurtulabilmiş değiliz. Salgının azalmış gibi görünmesi, pandemi sürecinde üzerimize çöreklenmiş olan virüs korkusundan, bu iyiye gidişin yarattığı psikolojik rahatlamayla biraz olsun uzaklaşıyor gibi olmamızdır.

Nisan ayının başından beri, gerek vaka, gerekse can kayıpları sayılarındaki azalmayı yansıtan bu konudaki uzman görüşleri salgın korkusunun üzerimizdeki baskısının gevşemesine neden oluyor. Şimdilik görünen o ki, Sağlık Bakanlığı’nın son açıklamalarının gösterdiği gidişatta, salgın etkilerinin yarattığı yoğun baskıdan kurtulabilme yolunda hızla yürüyoruz. Uzmanların yaptıkları yorumlar, son varyant Omicron’un var olan etkisinin azalmaya başladığı şeklinde.

Bakanlık tarafından açıklanan son bilgilerdeki koronavirüsün son durumuna baktığımızda, iyiye gidiş rakamsal verilerde de kendini göstermeye başladı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca son açıklamasında; “Tüm Türkiye’de, yoğun bakımda bir tek Covid hastası olmayan hastane sayısı 804. Yatan Covid hasta sayısı “Sıfır” olan hastane sayımız ise 519. Allah o zor günleri semtimize uğratmasın" dedi. Bu açıklamalar hastanelerdeki yatan hasta sayılarında önemli oranda azalmalar olduğunu gösteriyor

Sağlık Bakanlığı’nın paylaştığı 22-23 Nisan tarihlerindeki son Covid raporlarına göre; Vaka sayıları; 2.898 - 2654, Vefat sayıları ise; 15 - 16 rakamlarında seyrediyor. Durum giderek yavaş da olsa toparlanıyor gibi. Bu gelişmeler Covid konusunda iyiye gidiş olduğunu söyleyebiliriz. Bundan her şey bitiyor anlamını çıkarmamalıyız. Hala önemli sayıda test yapılıyor ve özellikle koruma yöntemlerinin en önemlisi aşılamada olması gereken yerlere varmamız gerektiğini asla unutmamalıyız.

Bundan önceki yazılarımızda, buraya kısa not olarak düştüğümüz verilerde özellikle aşılama sayıları konusunda biraz yavaşladığımızı uzman görüşlerine yansıyan yorumlarda görebiliyoruz.

Her şey iyiye gidiyor gibi görünüyor olmasına karşın, aşılama konusunda hala istenen seviyelerde değiliz. Açıklananlara göre, özellikle doğu ve güneydoğu illerimizde, enaz iki doz aşı sayısında da istenen seviyelere ulaşamamışız. Kayıtlarda, bazı illerimizde iki dozun altındakilerin varlığından hala söz ediliyor.

İstanbul’da rakamsal verilerin toplum yaşamına nasıl yansıdığı konusunda pek fazla yorum yapamıyoruz ama, genelde fotoğraflara yansıyanlardan maske ve sosyal mesafenin korunması uygulamasında biraz gevşediğimizden söz edebiliriz. Iyice kalabalıklaşan kafelerdeki, restaurantlardaki, yoğun caddelerdeki kontrolsüz yaşamın abartılı normale döndüğü görülüyor.

Ne olursa olsun, herşey iyice normale dönmüş değil. Bizler yine de geleneksel önlemlerimizden asla vazgeçmemeliyiz. Hala kateceğimiz çok yol var.

BİR TUTAM TEBESSÜM

AKIL, SIR ERMİYOR

Nasreddin Hoca bir gün yolda yürürken iki yüz akçe parasını kaybetmiş. Kaybettiği parasını bulamayan ve çok üzülen Hoca, “ne olur bulunsun” diye dualar edermiş.

Tesadüf bu ya, aynı zamanda yaşadığı şehrin en zenginlerinden biri uzak diyarlarda bir yerde çıktığı gemi yolculuğunda kötü bir fırtınaya yakalanmış ve “Eğer kurtulursam Nasreddin Hoca’ya iki yüz akçe para vereceğim” diye adak adamış.

Kötü fırtınadan kurtulan adam hemen gelip bu parayı Hoca’ya vermiş.

Hoca şaşırmış ve:

– “Ey Allah'ım sağ ol. Bu ne dolambaçlı yolmuş, ben parayı nerede yitirdim, nereden çıktı. Gerçekten de bu işe akıl sır ermiyor” demiş.