Bayram bitti, bayram yazısını bayram bittikten sonra yazayım dedim.
Önce bayramı, bayramda insanları, arkadaşlarımı, komşularımı, sosyal medya paylaşımlarını, izledim.
İyi bir izleyiciyim, hayatın izleyicisi.
Önce yan komşum, bayram sabahı ilk karşılaştığım insan, sabah sabah ilk cümle, kocaman kocaman karıncalar var dedi.
Ben gözü daima olumsuz seçeni, seçtiği olumsuzunu sana yükleme halini hiç sevmiyorum.
Hemen kalbim, aklım defans yapıyor.
Ben hiç görmedim, ben de hiç yok diyorum.
Burada çok var diyor, uzandım baktım ve hiç yok ki dedim, kadın baktı ki, olumsuzluğu yaşayamıyor, yaşatmıyorum ya bir türlü, canı sıkılıyor, aaaaa vardı gitmişler diyor.
İnadına olumsuzluğa ortak olmuyorum ya, burası bahçeli ev, dört tarafı bahçeli, burada karınca tabi ki olacak diyorum.
Bu arada iyi bayramlar size, bayramınız kutlu olsun diyorum, eliyle ağzını kapatıyor, hay Allah ahaha unutmuşum valla diyor.
Kadın uyanan çocuğuna kocaman karıncalar var aman dikkat derken.
Ben kadın pek umurumda olmazken.
Üsküdar'da, bayramlarda mahallemde, sabah olsun da her evin kapısın çalayım, heyecanımı hatırlıyorum.
Tüylerim diken diken oluyor.
Kumbaralarımız dolarken, komşularımızın ellerini öperken, eğdiğimiz baş, hayatımızın en güzel baş eğmesiydi.
O nasıl bir terbiye, nasıl sevgi ve saygıydı.
30 senelik arkadaşım, evinde, evimde aynı yatakta yattığımız, günlerce dertleştiğimiz, yemekler hazırladığımız, iyi gün kötü gün, paylaştığımız her şeyi unutmuş, bayramı unutmuş.
Sosyal medyasında bayram tanımı yapmış, kendisi çok bilirmiş gibi, insanlara bayram vefası öğretiyor.
Herkes bayram samimiyetsizliğinde.
Ne zaman ki, yere dökülen ekmek kırıntılarını öpüp başına koyan insanlar kalmadı, toplumu ayakta yutan değerler kayboldu gitti.
Her şey ekmek kırıntısını öpüp başına koyma inancında, merhametinde boğuldu gitti.
İnancından kurban kesenlere, bunlarda katliam yapıyor hayatım, vahşet var vahşet diye homurdanırken kola koşa Nusret'e et yemeye gittiler.
Gözü doymayan zenginin evinde pişen et sadece kendine kadardı.
Birbirine hiç ama hiçbir şekilde gönül bağı olmayan insanlar, gönülsüz insanlar, hepinize geçmiş olsun, durumunuz ağır.
Ve yalandan, geçmiş bayramınız kutlu olsun.
Funda'nın aklındakiler..
... Kurban Bayramı inancına, anlatılanlara
karşı olabilirsin, farklı düşünüyor olabilirsin.
Kurban bayramından canın ne istiyorsa onu anlayabilirsin.
Kime ne.
O zaman anlayandan, inanandan sana ne.
Kurban vahşettir, katliamdır, et yerine şeker dağıtın dersen, olmaz ki.
Mesela, bu hayvanlar bilinçsizce kesiliyor.
Hayvanlara eziyet ediliyor.
Elde bıçak sırıta sırıta şu boğaları kovalamayın.
Sokaklarda kurban kesmeyin, sokakları kan içinde, et içinde bırakmayın, çocuklarınızı tüm bunlara şahit etmeyin dersen anlarım.
Hepsine varım.
Ama her gün et yiyip, en riyakar, en samimiyetsiz, en tutarız olma haliniz yorar insanı.
İlla su birikintisine taş atacaksınız.
Dikkat edin su birikintisi bir karış.
... Sosyal medyada, sadece ekrandan tanıdığı, izlediği, hiç tanımadığı insanlara öyle şeyler yazanlar var ki.
İnsanlar bu kadar mı yalnız, bu kadar mı kimsesiz, insanlar bu kadar mı el alemi içselleştiriyor. O olamasa yaşayamayacak sanki.
Kadın, yalvarırım beni duy, beni gör, dm bak, sonra ben öleyim diye yazmış.
Nefesimsin diye yazmış.
Kadın ünlü artiste yazıyor, çocuğun ile foto paylaş çok özledim, size kurban olayım.
Allah Allah, sen el alemin çocuğunu neden özlersin, el aleme annesine ya da çocuğuna neden kurban olursun.
Bunları asla eleştirmek için yazmıyorum, acıyorum çok, bak üzülüyorum demiyorum, hiç tanımadığım insanlara, sana neden üzüleyim ki.
Yazık size.
Anneniz varken, kimseye kurban olmayın.