Tarihsel süreç içerisine baktığımızda beden eğitimi ve sporun uygulanma nedenleri arasında onlarca sebep var.
Hekimlerce sağlık için egzersizler önerildiği gibi hasta olmamak için, dinç bir vücuda sahip olmak için de spor yaparız. Estetik için yapanlar, güzel görünmek için yapanlar da az değil. Yaz aylarına yakın dönemde fitness salonlarının nasıl harıl harıl çalıştığına şahit olanlarımız vardır.
Helenistik dönemdeki heykellere baktığımızda kral hep baklava dilimli karın kaslarına ve geniş pazulu kollara sahiptir. Dini sebeplerden dolayı da spor yapılmaktadır. Shaolin Rahipleri en iyi örneklerdendir. İslam’da da ata binme, yüzme ve ok atma sünnettir. Yine cahiliye döneminde oynanan futbol benzeri ‘kurre’ye izin verilmiştir.
Sosyalleşme için çocuklarını spora yönlendiren aileler her geçen gün artıyor. Sosyal çevre edinmek için kulüplere yazılanlardan tutunda psikolojik rahatlama için sporla uğraşanlarda çok fazla. Özelikle uluslararası yarışmalarda iletişimi ve etkileşimi gelişmesi için politik nedenler de olabiliyor. Günümüzde ise en çok rağbet ettiren sebeplerin başında profesyonel sporcular başta olmak üzere para kazandıran ticari bir sektöre dönüşmesidir. Bu nedenleri arttırılabiliriz. Birden çok neden aynı anda da olabilir. Örneğin hem sosyalleşmek hem de sağlık için de yapılabilir. Sporu tercih etmede bazıların etkisi az bazılarının ki de çok olabiliyor. Ama geçmişten günümüze baktığımızda birinci sırada “Askeri Nedenler” yer almaktadır. Başta olimpik branşlar olmak üzere tüm branşlarda bunu görmek mümkün.
Cirit, gülle, çekiç birer savaş aletidir. Engel atlama ve uzun atlama düşman siperini geçmek için uygulanmamış mıdır? Eskrim ve okçuluk başta olmak üzere savaş aletleri direk spor branşına dönüştürülmüştür. Bu örnekleri çoğaltabiliriz ama dünyada en çok takip edilen ve sevilen futbol tam bir savaş oyunudur. İki kale var ve bu kalelerin içine topun girmesi lazım. Tarihte olduğu gibi futbol oyununda da kaleler savunulması gereken ve neye mal olursa olsun karşı oyunculara(askerlere) teslim edilmeyecek bölgelerdir. Müdafaa oyuncularıyla(askerleri) kaleyi korursunuz. Karşı kaleyi ele geçirmek için orta sahada beyin takımı yönlendirme yapıp kaç hücum oyuncusuyla(askeriyle) ilerleneceğini, zayıf görülen veya ihmal edilmiş bölgedeki boşluğu değerlendirerek karşı kaleye topu(top mermisini) gönderirsiniz ki kalede açılan deliklerle daha da zayıflasın.
Futbolda verilen emirlerin dışına çıkanlar kırmızı kart görür. Kartın rengi de kan rengidir. Eks olursun ve takımın(ordu)daha az oyuncu(asker) ile müsabakayı(savaşı) devam ettirmek zorundadır. Golle (top mermisi) karşı kaleye daha fazla giden takım ”Zafer” kazanır. Buraya kadar sıraladığımız futbol terimlerinin neredeyse tamamı askeri terimlerden oluşuyor. Hal böyle iken, A Milli Futbol Takımımız “ASKER SELAMI” vermiş çok mudur bu?
Son zamanlardaki konjonktür gereği “asker selamı”na olan UEFA’nın bakışı elbette siyasi olacaktır. Biz barış için başlatılan bir operasyona atfen verilen bir selamı, futbolun/sporun barışçıl ve dostane tavırları içinde eriyeceğini umar ve bir selam da biz çakıyoruz…