Olmayan bitiyor, belki bu olur diye yenisi başlıyor.
Ne kadar çok televizyon dizisi var.
Yeni projeler üst üste start alırken, eskilerin devamı için hikayelere yeni oyuncular ilave ediliyor.
Olmayan bitiyor, belki bu olur diye yenisi başlıyor.
Allah'tan ümit hiç kesilmez, sektör çok kalabalık ve evine ekmek götüren çok insan var.
Şu kanalda başlayan dizi, reytinglerde 1. çıktı, aynı gün yayınlanan diğer dizileri alt üst etti.
Hepsi çakıldı düşüncesinde bir yarış var.
O! diğer dizileri yere yapıştıran dizi, yavaş yavaş gözden düşmeye başlar ve ARSIZ dünya yenisini bekler.
Hiç dikkat ettiniz mi, bütün dizilerde evler çok kocaman, havuzları var, dönümlü, bakımlı peyzajlı bahçeleri var.
Bütün evler çok lüks ve çok zengin.
Fakir hikayesi ile başlayan dizide bile kısa süre sonra, hikayesi değişiyor ve villalara, köşklere, malikanelere taşınıyor.
Neden?
Daha çok fakir insanlar, alt gelir ve orta gelir seviyesinde insanlar dizileri seyrediyor da ondan.
Geçinemeyen insanlar, gezemiyorlar, yemeğe gidemiyorlar, evde oturuyorlar.
Ben hiç çok zengin birinin Babil izlediğini, Sefir'in Kızı dizisini izlediğini görmedim duymadım.
Ya da benim bildiğim yok.
İnanın haberleri bile yok.
Fakir insanlar o evlere özenecek, iç geçirecek, ahhhhh! ahhhhh! ne evler var yahu, insanlar ne kadar güzel evlerde oturuyor diyecek.
İç geçire geçire diziyi izleyecek.
İç geçiren insanların hayalleri üzerine kurulan bu hayat hikayelerini seyredecekler.
Ve hiç olmazlarında bulacaklar kendilerini.
Hayat çok zor.
Hayat çok sert.
Ekonomik durum aileler için çıkmazda.
İnsanların işi yok, evlatlarının işi yok.
Anneler babalar hayal kuramayan hayata geleceğe ümitle bakamayan çocukların başını sıvazlıyor.
Olur yavrum! olur, bak bu iş olmadı ama her şeyde bir hayır vardır.
Olmayanda da hayır var! diye diye.
Üzülme sakın biz arkandayız diye diye.
Kendi endişesini saklayan yorgun anneler ve babalar, ha gayret evlatlarının endişesinin yakıtı gibiler.
İç geçiren evlatlarını seyrederken, kendi iç geçirmelerini saklayan anneler babalar.
İçleri hep dolu.
Magazin masasında, fenomen kadının kolundaki çanta konuşuluyor.
100 bin TL imiş.
Fenomen yayınladığı videolarla, ARSIZ kahkahaları ile inanılmaz takipçi kazanmış ve inanılmaz para kazanıyormuş.
Gelirinin ayda 500 bin, 600 bin TL olduğunu söylüyorlar.
Ama.
Herkes her şeyi o kadar çok biliyor ki.
Kimse saklanmıyor, her şey ortada.
Kim ne kazanıyor biliyorlar.
Artık insanlar, aman Allah daha çok versin, kimseyi ilgilendirmez duygusundan çoktan vazgeçti.
Çok olana, hiç kimse Allah daha çok versin demiyor diyemiyor.
Olmayanda hiç yok anlıyor musun, hiç yok.
O zaman kızıyor sana, aklından içinden neler geçiriyor bilemezsin.
Kendi yoksulluğunda, sen de var olanın öfkesini yaşıyor.
Maalesef bu böyle.
Bir sürahiye su doldurmanın, cebini doldurmaktan daha değerli olduğunu düşünmeyenler dünyasında o ne yapsın.
Hep içini geçirsin.
Ya öbürleri?
Haksız kazancın ellerini ovuştururken, attığı ARSIZ kahkahaların, üniversite mezunu nice genç kızların, genç erkeklerin canını acıttığını bilmelidir.
Ülken yoksul.
Vebali vardır inanın.
Kendinize geliniz.
Ve.
Varlığınızı, zenginliğinizi, ARSIZ kahkahalarınızı saklayınız.
Funda'nın aklındakiler..
... Oyuncu Özgü Namal'ın eşi vefat etti.
54 yaşında gencecik adam kalp krizinden öldü.
Nefes terapisti adam, insanlara nefes almayı öğretirken, nefes alamadı ve öldü.
Çocukları var.
Kadın oyunculuğu, kariyerini bırakıp, ailecek rahat rahat huzur içinde şehir karmaşasından kaçalım demişler.
Kaçmışlar.
Hayat işte.
Ölüm gerçeği.
Gazete başlık atmış.
Kendine ÖZGÜ acı.
Ne kadar tuhaf değil mi!
İlla kafiyeli uygun başlık atacaklar.
İnsanların acıları var, ben olsam yapmazdım.
Siz de yapmayın.
Çocukları babasız kalmanın ne demek olduğunu anlayıncaya kadar, hem anne hem baba olacak Özgü Namal.
Size.
Allah sabır verir göreceksiniz.
... Oyuncu Serenay Sarıkaya memelerine estetik yaptırmış.
Magazinci beyefendi sesleniyor.
Ama gerçekten çok beyefendi.
"Geçen sene memelerine estetik yaptırdın, bu sene ne gerek vardı?”
"Estetik yaptıracağına, o para ile ihtiyacı olan çocuklara 30 tablet alsaydın".
Gerçekten magazin gazetecisi olmak, ya da yorumcusu olmak, insana ünlü hayatı ve kararları üzerinden hesap sorma hakkını verir mi?
Ünlü insanların hayatından alacaklı gibi davranmak, o boyuta gelmek çok acayip.
O da sana.
Dese ki.
Beyefendi çok özel ama, aynaya memelerime bakıyorum ve beğenmiyorum, yaptırmalıyım dedim ve yaptırdım.
Bunları bana söyleyeceğinize, siz tüm dişlerinizi porselen yaptırmışsınız.
Çok pahalı gerçekten.
Bir ağız dolusu diş, bir araba parası gibi.
Keşke o para ile çocuklara 30 tablet alsaydınız.