Bu köşede çoğunlukla havacılık, bazen de turizmle ilgili yazılar yazmaktayım. Ulaştırmayı ana dal olarak kabul ederek ara sırada denizcilik ve kara ulaştırması konularında da yazılar yazabilmeliyim. İşte tam da böyle bir fırsat yakaladım.
30 yıl önce mesleğe ilk başladığım yıllar geldi aklıma. O zamanlar muhabirdim ve her tür habere gidiyordum. Bir Kabotaj Bayramı töreni sırasında Trabzon Limanı Başkanı Muhsin Yavuz’un yanında töreni izleyip gazeteye dönmüştüm. Rahmetli babam telefon açıp “Bir arkadaşım seni Liman Başkanı’nın yanında görmüş. Oğlu gemici cüzdanı almak istiyor. Ona yardımcı olsan” dedi. Gemici cüzdanı nedir, ne işe yarar bilmiyordum. Aradım Muhsin Bey’i “Yolla gelsin” dedi. Sonra bana teşekkür ettiklerini hatırlıyorum.
Mazideki bu olayı hatırlamama da yakın bir arkadaşımın “Amatör denizci belgesi alalım” demesi sebep oldu. Sefaköy’deki Gemi Adamları Merkezi’ne gittik. Orası o gün adeta ana baba günüydü. Nüfus cüzdan sureti ve bir fotoğrafla birlikte 40TL’de para yatırıp sınav belgesi aldık.
Havacılıkla ilgili yazdığım için bazen “Siz, pilot musunuz?” diye soranlar olur. “Ahh nerede bizde o şans” der geçerim. Çünkü, adına PPL (Private Pilot Licence) denen Amatör Pilot Lisansı almanın çok zor olduğunu iyi biliyorum. Bize gelmez.
Madem amatör pilot olamadık, amatör denizci olalım bari deyip, hayal kurdum.
Sınav günü işim çıktı ve gidemedim. Bir sonraki gün gelin dediler. Kayıtta verilen kitapçığı okumaya başladım. Duyduğum kelimelerden oluşan bilgileri hafızama kaydettim. Sınav merkezine gittiğimde salonun üç yüz gençle dolu olduğunu gördüm. Bir meteoroloji uzmanı sahneye çıkıp, güzel bir sunumla bize, sadece 1 saat süren bir eğitim verdi ve gitti.
Sonra sınav başladı. Soruların cevabını seçenek işaretleyerek verdiğimiz için iş daha bir kolay oldu diyebilirim. Ben çok da önemsemediğim için erken çıktım. Türk halkının yardımlaşma duygusunun burada da devreye girdiğini söylersem yalan olmaz. Salon görevlisi de “Çok iyi dinleyin, merak etmeyin. Hiçbir sorun olmaz” diye konuşunca çok zor bir sınav olmayacağı baştan belli olmuştu. Ben,sınav sonucunu bilmediğim için, alıp, almayacağım da belli olmadığından “Amatör Denizci Belgesi”nin ne işe yarayacağını doğrusu çok merak ediyordum. Derede kayığım, denizde yatım da olmadığına göre bu belgeyi ne yapacaktım acaba? Sayıları milyona yaklaşan genç belge sahipleri tekne ve taka mı alacaklar diye de meraktayım. Adı üstünde “Amatör”. Ticari hiç değil.
Kaç tane yatımız var, kaç tanesi Türk bayraklı. Bu kadar elemanı biz nerede istihdam edeceğiz kafam hiç almıyordu.
Bu merakımı sağ olsun Trabzonlu ikinci (diğeri Ömer Barutçu’dur) Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan iyi bir zamanlamayla hafta içinde giderdi.
Kendisi kara yolcu ekolünden gelen Bakan Turhan, Türkiye'nin geleceğinin denizcilikte olduğuna işaret ederek, "Yüzümüzü tam anlamıyla denizlere çevirmeliyiz." demiş. Tarih boyunca denize kıyısı olan ülkelerin hep daha avantajlı olduğuna anlatan Turhan, Türkiye'nin, dünyanın en büyük coğrafi deniz potansiyeline sahip olduğunu, bu potansiyelle deniz kaynaklı doğal zenginliklere sahip olmanın yanı sıra dünya deniz ulaşımında da kilit ülkelerden biri olması gerektiğini vurgulayarak, "Üç tarafımız denizlerle çevrili ancak tek başına bu durumun kimseye avantaj sağlayamayacağı da açıktır." ifadesini kullanmış.
Dünya taşımacılığında deniz yolunun payının yüzde 84 olduğunu aktaran Turhan, bir ürünü deniz yoluyla taşımanın, demir yoluna göre 3 kat, kara yoluna göre 7 kat, hava yoluna göre 21 kat daha ekonomik olduğunu söylemiş.
Deniz ticaret filosu kapasitesinin 2008'deki global krize rağmen dünya denizcilik filosuna göre yüzde 75 daha fazla büyüdüğünü belirten Turhan, 2002'de dünyada 17. sırada bulunan Türkiye deniz ticaret filosunun bugün 15. sıraya yükseldiğini, ülkenin dünya yat üretiminde de 3. sıraya çıkarak marka haline dönüştüğünü de dile getirmiş.
Turhan, 2003'te 37 olan tersane sayısının 78'e çıktığına işaret ederek, "İnsanımızın da sektörümüzün de yüzünü tekrar denize çevirmiş olduk. Çünkü denizde bolluk, bereket ve gelecek var. Denizcilik sektörü, fiziki altyapısının yanında beşeri gücüyle de bütünlük arz etmek zorunda." demiş.
Bu doğru ve güzel sözleri beğendim, ama alacağımız belgeyle bunların bir alakası yok diyecektim ki, haberin devamında o büyük müjdeyi de aldım.
Bakan Turhan, bugüne kadar verilen 'Amatör Denizci Belgesi' sayısının 650 bine yaklaştığını, Cumhuriyetin 100. Yıl dönümü olan 2023'e kadar tam 1 milyon Türk vatandaşına denizcilik kültürünü aşılayarak, eğitimle (Sadece bir saatlik) Amatör Denizci Belgesi düzenleyerek "denizci millet, denizci ülke" hedefine ulaşmak istediklerini dile getirmiş. Üç tarafı denizle, dört bir yanı düşmanla(!) çevrili bu ülkenin tam bir milyon belgeli denizcisinin olması az bir şey mi? Yahu, hep Karadenizliler mi denizci olacak, Çankırı’dan Çorum’dan da denizci çıksa fena mı olur. Teşekkürler Sayın Bakan.
İnsanların yüzünü denizlere çevirmek, ufkun ötesini görmelerini sağlamak amacıyla amatör denizcilikle ilgili temel eğitim programlarını ücretsiz (Peki Sayın Bakan bu 40 TL neyin nesi. Az gibi görünen, toplam 26 milyon TL olan para karakol yaptırma derneği gibi bir yere mi gidecek acaba?) verdiklerini anımsatan M.Cahit Turhan, “71 liman başkanlığı ile Bakanlığımız merkez teşkilatına yapılan başvurularla elektronik ortamdaki eğitim programının yanı sıra teorik ve uygulamalı eğitim programları bulunuyor. Eğitimin ardından yapılan sınavda başarılı olanlara bu belge veriliyor." diye bitirmiş sözlerini.
Şimdi, lodosu veya poyrazı, pruvayı veya pupayı 10 Türk vatandaşından 5’ı ancak bilir. Denize açılanların hepsi de bilmek zorunda değil mi? İskele sol, sancak ise sağ anlamına geliyor tarzı bir soruyu bilerek mi denizci millet oluruz. Sayın Bakan, bir saatte anlatılanların birçoğu bir saat sonra hiç kimsenin aklında kalmaz derim. Süper zekalar hariç tabii.
Onların da ne denizciliğe, ne de bu gibi bir belgeye ihtiyaçları olmayacağı kesin bir gerçek. Sınava girenlere “Amacınız ne?” diye sordum. Cevaplar çok ilginçti. “Abi, Avrupa Birliği’ne girdiğimizde bu belgeyi almak zor olacak. Belgesi olan çok rahatlıkla iş bulabilecek. Şimdiden almak faydalı” diyerek, bana da akıl verdiler. Bu bilgileri o gençlerin kulağına birileri üflemiş olmalı ki, binlerce insan bir umut olur diye denizci belgesi alıyor.
Şimdi, çok değerli bir hemşehrim olan Bakan Bey de böyle bir açıklama yaptı ya bak sen işe. Hedef 1,5 milyon amatör denizci diyerek dünya rekorunu kırmaya talip olabiliriz. Bu durum bir çaresizliğin sonucudur, bu bir arayıştır bence. Sayın Bakan, bana kızmasın ama, mesele işsiz milyonların içinde, birçoğu da üniversite mezunu olan yüzbinlerce gencin hayata tutunabilme gayretinin bir göstergesidir.
Pruvan neta olsun Türkiye’m..