Yerli otomobilin süreçle sınavı daha çok su kaldıracağa benziyor.
Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) tarafından sır gibi saklanan yerli otomobil lansmanının bu hafta 27 Aralık’ta tanıtılacağı konuşuluyor. Özellikle “konuşuluyor” diyorum çünkü nedense TOGG yöneticileri bu konuda hiçbir bilgi vermemeyi ve iletişim kurmamayı düstur edilmişe benziyor. Ben bu satırları yazarken bir Youtuber’ın kendisine TOGG’ndan gelen davetiyeyi göstermesini izledim. Ben ve benim gibi işi “otomotiv gazetecileri”ne şu ana kadar davet gelmemişti. Sanırım TOGG yetkililerinin bildiği tarzda bir iletişim bu!.. Cuma günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, örtüsü açılan yerli otomobil ile Osmangazi Köprüsü’nden geçeceği konuşuluyor. Gelişmeleri Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın yerli otomobilin brandalı fotoğrafını paylaşmasıyla öğreniyoruz… Artık gazeteci olarak haber vermek yerine “yaşayıp göreceğiz” diyebiliyorum ancak. Şu ana kadar görünen tablo; iletişimsizliğiyle, alttan alttan “yazılmaması şartıyla” bilgi sızdırılmasıyla, fırça ile ilerletilen ve “ite-kaka” getirilen süreçle “şu ana kadar gelinen noktada” TOGG bence başarısız bir süreç geçirmiştir. 27 Aralık’tan sonraki süreç umarım böyle olmaz. Evet yaşayıp göreceğiz!.. Yerli otomobilin süreçle sınavı daha çok su kaldıracağa benziyor.
OTOHABER’in 28 yılı!
OTOHABER Dergisinin 28 yaşını kutladığını sosyal medya paylaşımlarından öğrendim. Benim gazetecilik hayatımın 14 yılı OTOHABER’de geçti. Genel Yayın Yönetmeni olarak bir haftalık dergide 14 yıl boyunca görev yapmak bizim ülke şartlarında bildiğim kadarıyla bir rekor. Tabi bir de diğer açıdan bakmak lazım. 28 yıllık OTOHABER’in de 14 yılı benim yönetimimde geçti. Tam yarı ömür demek bu. Benim için de; büyük bir yayın grubu içindeki bir dergi için de bu bir rekor. Ben 14 yıl haftalık bir dergiyi sabır ve istikrarla yönetmişim, o kurum da 14 yıl boyunca bana dayanmış… Şimdi bakıyorum OTOHABER bu 14 yıl boyunca tam bir okul olmuş. Onlarca genç şu an ekmek yedikleri otomobil dergiciliğine burada adım atmış. Ben ve çalışma arkadaşlarım ikinci ve adeta 2.Lig’den aldığımız OTOHABER’i birinci ve 1.Lig’e taşıdık. 14 yıl ben ve arkadaşlarım hiçbir cuma gecesi eve gitmedik; daha iyisini yapma adına sabahladık. İşte o sayede OTOHABER, bugünün OTOHABER’i oldu. Bu süreçte rakibini geçerek birincilik koltuğuna oturdu. İşte bu aşamada benim için tam bir “hayat dersi” anlamı taşıyan bir anımı aktarayım. 2011 yılında OTOHABER, Alman ortağı Auto Motor Sport ile büyük bir değişime gitti. O süreçte halen Sabah Gazetesi otomotiv editörü olan Ufuk Sandık da bilgi ve tecrübeleriyle bize yol ve yön gösteriyordu. OTOHABER ve Auto Motor Sport Dergileri için yeniden yapılanmaya gidiyor ve çalışma arkadaşları arıyorduk. Ufuk Sandık’la birlikte yaptığımız bir değerlendirme toplantısında bana yönelik olarak söyledikleri hala hafızamda. Ufuk Sandık “Çalışma arkadaşlarını seçerken duygusal olma, sana verilen bu şansı adil ve hak eden arkadaşlara vermelisin. Kişisel duygularla hareket etmemelisin. Kişisel ve karakter olarak bazı arkadaşları sevmeyebilirsin ama yetkini kullanıp kimseyi ayrıştırma. Hak edene hak ettiği değeri vermelisin.“ demişti…
Her zaman sağ duyusuna güvendiğim otomotiv gazetecisi Ufuk Sandık’ın bu sözleri benim için çok önemli bir hayat dersi olmuştur. Bu görüş çizgisinde arkadaşları işe aldık… Şimdi OTOHABER’de çalışıp ekmek yiyen arkadaşlar, bugün sahip oldukları tüm mesleki değerlerini, Ufuk Sandık’ın bu insani görüşüne ve benim bu bakış açısıyla değişimime borçlu olduklarını unutmamalılar… Geçen hafta 11 yıl öncesinden beni çok kıran, bugün de 9 yıl öncesinden beni olumlu yönde değiştiren bir anımı aktardım, yaşlandım galiba…