ZAVALLI ÜLKEYE BAKARAK...

Refik ERDURAN 20 Nis 2016

Refik ERDURAN
Tüm Yazıları
Siz "Biz adam olmayız, Türkiye dünyada geriliyor, batıyor" demekten vazgeçemeyen kasvet tiryakilerinden misiniz? Kopuk kopuk birkaç bilgi kırıntısı sunayım dikkatinize.

Siz “Biz adam olmayız, Türkiye dünyada geriliyor, batıyor” demekten vazgeçemeyen kasvet tiryakilerinden misiniz? Kopuk kopuk birkaç bilgi kırıntısı sunayım dikkatinize. Sonra mozaikleri siz birleştirin lütfen. Kısa adı ITI-UNESCO olan International Theatre Institute Birleşmiş Milletler'in 140 kadar ülkede merkezi bulunan sahne sanatları örgütüdür. Bizim merkez yıllar önce ITI-UNESCO camiasında Türkiye'ye "en faal dört ülkeden biri" statüsünü kazandırdı; bir Dünya Kongresi de İstanbul'da yapıldı.Hem toprak genişliği hem nüfus bakımından dünyanın beşinci büyük ülkesi olan Brezilya’nın ekonomisi de birkaç yıl öncesine kadar örnek gösteriliyordu. O dönemde biz Brezilya ile kol kola girip İran konusunda şimdi haklı çıkan- çözüm formülü önermiştik de, Avrupa basınında “Türkiye niçin kendini Brezilya kadar ağırlıklı sayıyor?” yollu ahmakça sorular sorulmuştu.

29 Nisan 2013 tarihli bir köşe yazımdan:

Avni Özgürel'i çok eskilerden tanırım. Vaktiyle  İstanbul'da düzenlediğimiz ITI-UNESCO Dünya Kongresi'nin koordinatörü iken Kültür Bakanlığı bürokratlarının inanılmaz ataletiyle boğuşuyordu. Düşünün. Kongrenin açılış günü dünyanın dört tarafından gelen yüzlerce delege koca salonda toplanmış, bekliyor. Ama simültane çeviri yapacak ekip kabinlerde yok. Nedeni: Resmî anlaşmadaki ücretleri ödenmemiş. Dehşet içinde yetkili bakanlık görevlisi hanımı arıyor, "Bakarız" türünden lafları yeterli bulamıyor, sorun hemen çözülmezse dünyaya rezil olacağımızı söylüyoruz. Aldığımız yanıtı unutamam:

 "Bana ne?"

Banka şubelerine koşuşup, aramızda cepten paralar toplayıp oracıkta çözüyoruz sorunu. Avni dostum insanüstü sabrı ve serinkanlılığı ile bunun gibi sayısız zorluğu aştı, kongreyi -Yunanistan ve Güney Kıbrıs dahil- bütün üye ülkelerde bugün bile "unutulmaz kongremiz" diye hayranlıkla sözü edilen bir başarıya ulaştırdı.

Sözünü ettiğim kongreler hem kurumun içişleri, hem de ülkelerin uluslararası itibarı bakımından çok önemlidir. Yüz küsur ülkeden yüzlerce kişi bir hafta boyunca tartışır, çözümler arar, kararlar verir, seçimler yapar. İki yılda bir düzenlenen kongreler kapanırken bir sonrakinin yeri ve tarihi belirlenir. Son toplantıda 2016 kongresinin 30 Mayıs – 05 Haziran arasında Brezilya’da yapılması -onların ısrarlı ricalarına uyularak- kararlaştırıldı. Üye ülkelerde aylardır hummalı hazırlık var. İlgili ve yetkili kaynaklardan para sağlanıyor, sunulacak temsiller haldır haldır prova ediliyor, okunacak sunumlar yazılıyor, katılacak kişiler belirleniyor, onların vize ve uçak bileti gibi işleri sonuçlandırılıyor. Bir hengâme ki, çilesini çeken bilir. Onun için, Pazartesi akşamı Brezilya ITI-UNESCO Merkezi’nden bilgisayarıma gelen mesajı görünce neye uğradığımı şaşırdım. “Ülkedeki durumdan ve de vaat edilen paranın başkent bürokrasisinden sağlanamamış olmasından dolayı”, önümüzdeki ay başlayacak Dünya Kongresi’ni iptal etmişlerdi! Kurumun tarihinde hiç yaşanmamış bir fiyaskodur bu. Hiçbir uluslar arası toplantı iptal edilmedi. Şimdi üye ülkelerde ağlayanlar mı çoktur, sövenler mi, bilinmez.

“Bir Özgürel’leri yokmuş” diye düşündüm.

“Türkiye dünya yarışlarında geri kalmakta” düşüncesi ise aklımın kenarından bile geçmiyor.