Geçen hafta SSU iletişim Genel Müdürü Sinan Ulusoy beni Nuh Çimento ve İsviçreli ABB'nin ortak basın toplantısına davetine ilk bakışta bir ortak nokta bulamamıştım.

Geçen hafta SSU iletişim Genel Müdürü Sinan Ulusoy beni Nuh Çimento ve İsviçreli ABB’nin ortak basın toplantısına davetine ilk bakışta bir ortak nokta bulamamıştım. Nuh Çimento’nun iş alanı madencilik ve çimento olurken, ABB ise başta elektrifikasyon olmak üzere robotik, otomasyon ve yazılım üzerine iş yapan İsviçreli çok büyük bir şirketti. Türkiye’de kuruluşu 1965 yılına dayanan ABB Türkiye’nin en önemli elektrifikasyon ve sanayi tesislerinde önemli rollerde yer almıştı. Toplantıda Nuh Çimento’nun karbon ayak izini sıfıra düşürme hedefleri çerçevesinde çimento faaliyetlerinde kullandığı dizel yakıtlı kaya kamyonlarını ABB’nin yüksek teknolojili ürünleriyle elektrikli kamyonlara çevireceğini öğrendik. Bu çok ama çok önemli bir değişim bence. Dünyada da bir ilki oluşturması açısından da büyük önem taşıyor. Sonuçta hepimizin “çimento”ya karşı bir mesafesi olsa da hayatımızın kaçınılmaz bir gerçeği de. İşte bu açıdan da Nuh Çimento’nun bu çevreci yaklaşımı övgüyü hak ediyor.

Bu iş birliği ile bakın ne gibi avantajlar elde ediliyor. Kaya kamyonlarının tamamen elektrikliye dönüştürülmesi ile madencilik faaliyetlerinin ilk yatırım ve işletme maliyetleri (yakıt ve bakım) düşecek, taşıma verimliliği ve performans artıyor. Kaya kamyonlarının tamamı elektrikliye dönüştürüldüğünde yıllık yaklaşık 1 Milyon litre dizel yakıt tasarrufu sağlanması hedefleniyor.

Bu projedeki tüm Kaya Kamyonlarının tamamen elektrikli araçlara dönüştürülmesi ile yıllık 2450 Ton CO2 salınımı engellenmesi hedefleniyor. Toplantıda konuşan her iki tarafın üst düzey yöneticilerinin samimi, içten konuşmaları bu projenin önemini yansıtıyordu. Her iki markayı da kutluyorum. Umarın diğer benzer faaliyet gösteren şirketlere örnek olurlar.

OGD YILIN OTOMOBİLİ HEYECANI

Otomotiv Gazetecileri Derneği’nin (OGD) bu yıl 7’ncisini düzenlediği Türkiye’de Yılın Otomobili Yarışmasında bu yıl ayrı bir heyecan yaşanıyor. Finale kalan son 7 marka 2022’nin Yılın Otomobili olmak için ayrı ayrı sunumlar yapıyorlar. Hemen hemen her gün bir markanın sunumuna katılıyoruz. Renault’nun Taliant modeli için başlattığı toplantılar serisi, Hyundai’nin Tucson, Opel’in Mokka, Honda’nın Civic, Mercedes’in C-Serisi ve Nissan’ın da Qashqai model tanıtımlarıyla bu hafta devam edecek. Sadece Citroen C4 bu sunum serisine katılmıyor. OGD kurucu üyesi olarak benim de 7 yıldır yaşadığım bu heyecanı, bu yıl markalarda görmek bir otomotiv gazetecisi ve OGD üyesi olarak beni çok gururlandırdı. Markalar OGD üyelerine özel lansmanlar&toplantılar düzenleyip “neden yılın otomobili olmak istediklerini” dile getiriyorlar. Hepsinde bu heyecanı görüyorum. İçinde bulunduğumuz şu ekonomik şartlarda, otomotivde yaşanan krizlere rağmen bu yıl bu heyecanın katlanarak büyümesi, markaların bu ödül için adeta seferber olması, bu ödülü daha da anlamlı hale getiriyor. Her sene olduğu gibi bu yıl da hak edenin kazanacağından şüphem yok.

Teşekkürlerimle..

Bu satırları dün (Pazar) kaldığım hastaneden yazıyorum. Böbrek taşı ameliyatı oldum. Küçücük ve önemsemediğiniz bir taş apar-topar hastaneye yatmanıza neden olabiliyor. 1,5 saati aşan bu ameliyatı atlattım. Şimdi bu sayfayı gazeteye gönderdikten sonra, birkaç gün dinlenmeye çekileceğim.

Bu süreçte merak eden, arayan soran, mesaj bırakan herkese çok teşekkür ederim. Otomotiv sektörü temsilcilerinin genelde vefalı olduklarına inanırdım. Gerçekten de öyleymiş. Şu anda sektörde olmayan ama bir şekilde tanıştığımız hemen hemen herkes geçmiş olsun dileklerini gönderdi. Herkese teşekkür ederim. Sağ olun var olun…