DU BİST KEİN BERLİNER!

Halil İbrahim İZGİ
Tüm Yazıları
Sen bir Berlinli değilsin ve olamazsın. Yazının başlığı aşağı yukarı buna tekabül ediyor. Benim kütük zaten Berlin değil, öyle de bir iddiam yok, diyorsanız haklısınız.

Sen bir Berlinli değilsin ve olamazsın. Yazının başlığı aşağı yukarı buna tekabül ediyor. Benim kütük zaten Berlin değil, öyle de bir iddiam yok, diyorsanız haklısınız. Ama yine de biraz kulak verin. 11 Eylül sonrasının kasvetli günleri… Amerikan Başkanı Bush, Berlin’e bir ziyaret gerçekleştirecek. Gazetelerden biri bu manşetle çıkıyor. Diyor ki “Sen Berlinli olamazsın”… Gönderme yaptığı kişi de Kennedy. O da ABD Başkanı. Öldürülen. 29 Haziran 1963. Sovyet kuklası Doğu Alman yönetimi Berlin Duvarı’nı yükseltmeye başlıyor.

Kennedy de Batı Berlinlilere destek olmak amacıyla Berlin’de bir konuşma yapıyor ve “Ich bin ein Berliner” diyor. Yani ben bir Berlinliyim… İşte ABD’nin Almanların gönlünü fethetmesi tam da bu konuşmaya rastlar. Gerçi Berliner adı verilen tatlı çöreği kastettiği de söylenir Kennedy’nin ama o işin şakasıdır. Duvar, Berlin’in yaşadığı ilk abluka değildir. 1948 yılında Sovyetler, Doğu Almanya içinde bir adacık olan Batı Berlin’in nefesini kesmek için kara ve demiryolu bağlantılarını kapatırlar. ABD uçakları bir hava köprüsü kurar ve yaklaşık bir yıl Berlin, hava köprüsüyle ihtiyaçlarını karşılar. Yani tehdide şantaja boyun eğmemiştir. Türklerin Berlin macerasına gelince… Batı Berlin, eskiden ulaşımı ve yaşaması çok kolay bir yer değilmiş. Düşünsenize dört yanı başka bir ülkeyle çevrili bir şehirde yaşıyorsunuz. Başka bir ülkenin içinden geçerek şehrinize ulaşıyorsunuz.

İşte Berlinli olmanın zor olduğu zamanlarda Türkler burayı mesken tutmuş. İstanbul’dan sonra en fazla Türk nüfusa sahip Avrupa şehri olarak tanımlanan Berlin’deki hikaye böyle başlamış. O zamanlar, şu anda başbakan olan Merkel Doğu Almanya vatandaşıymış. Yani bizim henüz “Berlinli” değilmiş. Almanya parlamentosu akla ziyan bir kararla Ermeni soykırımı tasarısını kabul etti. Bu yasa Nazi idaresinde akamete uğrayan Alman aklını hatırlara getirdi. Almanlar günlük menfaatleri uğruna, yeni düşman bulamamanın verdiği acele duygusuyla kendilerini inkar ediyorlar. Elbette vicdanı temsil edenler de var. Berlinli olmayı tercih edenler de diyebiliriz. Hitler selamı vermeyi reddeden tersane işçisi August Landmesser, Münih’te Beyaz Gül ismindeki örgütle Hitler’e karşı çıkarken idam edilen Sophie Scholl… Tarih bunların ismini unutmadığı gibi tarihi bir acıdan politika devşirmeye çalışanlara karşı duran Bettina Kudla’yı da bir kenara kaydedecektir.

Bu sefer Almanlar kaybettiği için biz de kaybetmiş sayılmayacağız. Alman Parlamentosu Bundestag, Ermeni soykırım iddialarını yasalaştırarak Kreuzbergli Türk komşularına hangi gözle baktıklarını net olarak ifade etmiş oldular. Şimdi sıra Türkiye’deki uzantılarına bu konuda kitaplar yazdırmaları, konferanslar verdirmelerinde… Bu karar Almanya’nın çok kültürlü yapısının tabutudur, cenaze namazıdır. Almanya’nın Nazi geçmişine vurgu yaparak nefes tüketmenin anlamı yok. Sadece yüzlerine karşı şunu söylemek yeterli olacaktır.

“Du bist kein Berliner!”

Sen Berlinli değilsin ve olamazsın. Duvar tehdidiyle Berlin’i kuşatan Sovyet uzantıları gibi, dünyayı ateşe veren Bush gibi…  Sen asla bir Berlinli değilsin ve olamazsın. Çünkü Berlinli basit bir şantajcı olamaz.

Nokta.