Hayat böyle bir şey işte… İncittiği yerden incinirmiş insan…
Yıl 2008… Golf 6’nın test sürüşleri için İzlanda’dayız… Kalabalık bir gazeteci grubuyuz. Akşamüstü, o zamanın VW Genel Müdürü Vedat Uygun ile sohbet ediyoruz. Konumuz tabi VW Golf falan… Ben gece yarısı otele döndüğümde o zamanlar çalıştığım Haberturk.com’a son derece sıradan ve genel bilgilerden oluşan kısa bir haber yaptım. Sabah, VW Genel Müdürü Vedat Uygun’un “Ahmet ne yaptın sen? Haberi yaptığın için günlük gazetelerdeki arkadaşların bana tepki gösteriyor. Şimdi kendi gazetelerinde haberleri yapmayacaklarını söylüyorlar. Biz bu işler için çok emek veriyoruz. Sen kısa bir haber yapacaksın diye bizim bütün işimizi mahvedemezsin” konuşması ile başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. Haber çok sıradan bir haberdi, günlük gazeteci arkadaşları rahatsız edecek hiçbir özel ayrıntı yoktu. Zaten ortada haber de yoktu! Neyse apar-topar İstanbul’u aradım, haberi çıkarttık. Çok incinmiş ve kırılmıştım…
Şimdi gelelim bir başka 2008’e… Peugot 2008 lansmanı için geçen hafta Marsilya’daydık. Bu sefer ben otomotiv editörü olduğum günlük YeniBirlik Gazetesi adına lansmana katılırken; beni 2008 yılında şikayet eden o arkadaşlar “internetçi” olarak bu 2008 lansmanına davet edilmişlerdi…
Yani o gün beni genel müdüre şikayet eden ve günlük gazetelerde yazan arkadaşların hepsi bugün “internetçi” olmuştu!
Hayat böyle bir şey işte… İncittiği yerden incinirmiş insan… Ben şimdi o günlerin empatisiyle şimdinin “internetçi” arkadaşları için aynı şekilde davranmadım... Çünkü yaptığımız altı-üstü otomobil haberiydi!.. Gazeteci olarak çok büyük bilinmezleri ortaya çıkartmıyoruz. Genelde yazdığımız markanın hoşuna giden onların istediği pazar payı veya satış haberleri. Konuya başından beri böyle baktığım için 2008’de de takmıyordum; 2020’de de takmayacağım.
Ama tabi bu “internetçi” arkadaşların da şimdi bu anlayış ve hoşgörüyü istismar etmemeleri lazım. Hemen hemen hepsi yıllarca günlük gazetelerde görev yapmış sektörün yakından bildiği, saygı duyduğu isimler. Zaman içinde, ya gazeteleriyle yolları ayrıldı ya da gazeteleri kapatıldı. Şimdi haberciliklerini internet yayınlarıyla yapmaya çalışıyorlar. Ne güzel ki; sektör yöneticileri çok vefalı insanlar, şimdi o arkadaşları ayrıştırmıyorlar. Herkese geçmişin hatırına aynı saygıyı göstermeye özen gösteriyorlar. Şimdi geçmişte onlar gibi, onları şikayet eden meslektaşları da yok… Kalabalık olursa, internetçi olursa gelmem diyen de yok. Başından beri medyanın “ayrıştırılma” olayına karşı olduğumdan ben de “herkes kendi mecrasında işine baksın” diye düşünenlerdenim. Yani 2008 yılında benim başıma gelen, şimdi bu internetçi arkadaşların başına gelsin istemem. Ama dediğim gibi; o arkadaşların da benim gazeteme, dergime saygı duymalarını, en azından beni değil de, onları her şeye rağmen ayrıştırmadan davet eden marka yöneticilerini zor durumda bırakmaları lazım. Çünkü bu durumlarda kabak markanın başına patlıyor. Haberi “ilk olarak ben yazayım da nerede yazarsam yazayım” demek pek sağlıklı bir hal değil bence… Bize bir şey olmuyor da markalar zor durumda kalıyor. Bu “internetçi” arkadaşlar, sağolsunlar, lansman dönüşü kendi mütevazi internet yayınlarında hemen hemen orada konuşulan her şeyi günlük gazeteleri beklemeden, saygı göstermeden yazdılar. Ben kendi adıma; bu duruma kızıp; 2008 haberlerini yapmayabilir, arkadaşları bu davranışlarından ötürü şikayet edebilirdim. Dedim ya; empati yaparak, onların büyüğü olarak, onların yaptığı anlamsız hatayı yapmayarak, onların mecralarında çıkan haberleri pek de tınmayarak, kendi haberimi yaptım. Bu 11 yıllık anıyı da yeri gelmişken paylaşayım istedim…
Yerli Oto’da Pininfarina haberi!
Yerli Oto konusunda ilk önemli detaylı haberi gazeteci Ufuk Sandık vermişti. Sandık, 2-3 hafta önce yerli otoyu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Gebze’de bilişim vadisinde test edeceğini yazmıştı. Daha sonra geçen hafta Dünya Gazetesi otomotiv editörü Aysel Yücel yerli otomobilimiz ile ilgili önemli bir habere imza attı. Şimdiye kadar hiçbir yerde yazılmayan Yerli Oto’yu tasarlayan Pininfarina haberini gazetesinde patlattı! Sonra da gazetedeki haberini sosyal medyadan duyurdu. Ardından birkaç arkadaşımız hem bana, hem de sosyal medyada “haberi biliyordum ama bunu söyleyeni (TOGG iletişim sorumlusunu) zor durumda bırakmayalım diye yazmadık” anlamına gelen açıklamasını yaptılar. Haberi yapan yapmış daha neyin tartışması diyebilirsiniz? Aynen de öyle! Yerli Oto’yu Pininfaria’nın tasarlayacak olması çok önemli ve saklanmayacak bir haberdir. Tabi bu aşamada “haberi daha önce arkadaşına fısıldadığı” iddia edilen TOGG’nun iletişimcisi bu durumu yöneticisine nasıl açıklayacak, zor durumda kalmayacak mı? “Demek ki, yazılmasa bile haberler sızdırılıyor” diye düşünmez mi yöneticisi? Neyse, üstteki yazıda da, bu örnekte de söylenecek tek şey var: küçük egolar uğruna kimseyi kırmayın. Kırdığınız yerden kırılmayın…