Bitmek bilmeyen benliğimiz, hırsımız ve davalarımız, kelimelerin anlamlarıyla buluşmamıza engel oluyor ve davranışa dönüştüremiyoruz sözleri.
Bitmek bilmeyen benliğimiz, hırsımız ve davalarımız, kelimelerin anlamlarıyla buluşmamıza engel oluyor ve davranışa dönüştüremiyoruz sözleri. Pek çok kıymetlimiz gibi sözler de anlamlarını alıp terk ettiler bizi hız çağında. Aşk dolu namelerle buluşup yeni anlamlar üretemez olduk. Bizi geliştirerek değer katacak kısacası pişerek olmamızı sağlayacak sözler, yerlerini gereksiz, içeriksiz ve anlamsız iletilere, malumatlara bıraktı. Sözlerin en güzelinden dolayısıyla kendimizden habersiz debeleniyoruz söz hurdalığında.
Mesajlar Çok Güzel Ama
Hiçbir dönemde bu kadar yoğun mesaj alış verişi içinde değildik. Teknolojik imkânlarla durmadan güzel sözler, yazılar, görüntüler alıp veriyoruz. İnsanlığa ait dikkat çekici, uyarıcı ve ders alıcı içerikleri anında paylaşıyoruz. Ne var ki paylaştığımız sözlerin, davranışlarımıza ve hayatımıza etkisi olmadığını, yine aynı hızla yayılan haberlerde görüyoruz. Giderek yalnız kaldığımızdan olsa gerek diğer insanlardan haberdar olmak istiyor ve mesaj içerikleriyle avunuyoruz. Ama çeşitli gruplardan gelen ve okurken, izlerken pek de etkilendiğimizi zannettiğimiz yazı ve içeriklerin davranışlarımızda değişmeye yol açmadığı, okunduktan hemen sonra çöp olduğunu biliyoruz. Yeni bir şeyler öğreniyoruz öğrenmesine ama aynı kalmaya devam ediyoruz inatla.
Gerçekten de çok güzel mesajlar, ders alıcı sözler, kaçırılmaması gereken görüntüler dolaşıyor elektronik ortamda. Bazen aynı söz, birkaç farklı yerden gelebiliyor. Ama mesajın, gönderene de gönderilene de faydası tartışılır. Zira sözlerin şekli yapılarını aşıp aklımıza ve gönlümüze rehber olacak içeriklerine ulaşmak ve öznel bir anlam oluşturmaktan uzaklaştık. Gözümüz görüyor, kulağımız işitiyor ama aklımız görüp gönlümüz işitmiyor güzel sözleri.
Sözlerin Anlamıyla Buluşalım
Thomas Hendricks (Psyhology Today Dergisi 9/2017), günümüz insanının bağımsız benlik ideali peşinde koşturmaktan giderek yalnızlaştığını, içerik ve anlamlardan uzaklaştığını vurguluyor. Evet, sözlerin anlamları ile buluşmamak bizi daha savunmacı ve öfkeli hale getiriyor. Öfke ve savunma davranışının insanı azalttığını biliyoruz. Dünyada giderek artan şiddetin arkasında anlamlarından hızla uzaklaştığımız sözlerin, zihnimiz üzerinde etkili olmayışının da rolü vardır kuşkusuz. Şu halde bir yandan tek başınalığımızdan kurtulmak için yoğun bir mesaj alışverişi içindeyiz. Ama diğer yandan bu mesajların içeriklerini davranışa dönüştürmemek, değişmemek için direniyoruz. Bu yaman çelişkinin başlıca nedeni, sözleri kısa süre misafir edip göndermemiz, onların anlam derinliğini zihnimize ve gönlümüze indirmememizdir. Zira biliyoruz ki insanın gönlüne nakşettiği ve inandığı sözler için vermeyeceği mücadele yoktur.
Âlemden zerreye kadar her şeyin aslında bir dönüşüm, değişim, bir miraç sürecinde olduğunu söylüyor kelimeler, bundan etkileniyoruz. Ama kendimizin hangi yolda olduğunu sorgulamıyoruz. Söz hazinesinin kapısı olan dilimizden haberimiz yok çoğu zaman.
Sözler Ölmez
Mahatma Gandi’nin dediği gibi sözlerimiz önemlidir zira onlar sırasıyla düşüncelerimize, duygularımıza, davranışlarımıza, alışkanlıklarımıza, değerlerimize ve nihayet kaderimize dönüşürler. Ne olur bir bakalım dilimizden dökülenlere, acaba hangi yılanı deliğinden çıkarıyor, hangi güzelliklere pencere açıyor, hangi savaşlara son veriyor sözlerimiz? Yoksa bir kısır döngünün içine hapsolmuş, ruh hakikatinden uzak sanal sözler mi süslüyor hayatımızı? İnanç, ahlak, bilimsel düşünce, adalet, kültür, sevgi gibi sözlerin içini ne kadar doldurduğumuza, davranışlarımıza ne kadar yansıttığımıza ve onları ne kadar yaşadığımıza bir bakalım lütfen?
Okuyup yazdıklarımızla hangi deryanın yolcusu olduğumuza yeniden ve bir daha bakalım. Mümkün olduğunca yüz yüze canan sohbetleriyle sözlere haklarını verelim. Ve sözlerin derin hakikatlerine yeniden nüfuz edelim. Çünkü hayatın anlamı sözlerde saklıdır ve yaşam söz ile başlar, söz ile devam eder ve söz ile biter bir gün. Ve insan sözleri ile vardır, sözlerinin anlamı kadar insandır. Unutmayalım ki insan bir gün ölür ama sözleri ölmez. Her sözümüzün sonsuzluk âleminde bir yer tutuğunu da unutmayalım. Gelin söz verelim sözlere. Ya susalım yahut arkasında duralım sözlerimizin. Ve onlarla sarmaş dolaş olup anlam derinliklerine inelim, içlerini dolduralım ve sözümüz gibi yaşayalım.