Bize yangına veyahut kriz zamanlarında körükle giden klavye pehlivanları değil, yangını ya da sorunları söndürmek için canını dişine takan o güzel eylem insanları gerekli.
Sosyal medyada biraz göz gezdirirsek, bu toplumun nasıl nefret ateşiyle kundaklandığını anlarız. Bu nefret sarmalından bir an önce çıkmalı, toplum olarak iyileşmeliyiz. Ülkemizde bir haftadır devam edenler yangınlar elbette sönecek ya beyinlerdeki yangılar nasıl sönecek?
Bize yangına veyahut kriz zamanlarında körükle giden klavye pehlivanları değil, yangını ya da sorunları söndürmek için canını dişine takan o güzel eylem insanları gerekli. Etrafımızı ne kadar gereksiz kalabalıklar sardı. Türkiye devletini yangınla mücadele edemeyen aciz bir devlet gibi göstermeye çalışıyorlar.
Elbette bu yangınların başlangıcından itibaren yangınla mücadelede ihmali olan kişi ve kurumlar varsa hesabı sorulmalıdır. THK’nın yangın uçakları kullanılabiliyorsa ve yangın söndürmede etkili olacaklarsa bunların neden mücadeleye katılmadığı sorgulanmalıdır.
Ama yangınlar mücadele üzerinden yeni kamplaşmalar, yeni ötekileştirmeler yapılmamalıdır.
Yeşil vatanımız yanıyor, yakılıyor. Beyinlerimizin yakılmasına izin vermeyelim. Bu millet yanan topraklarına “BESMELE” ile bereket tohumları eker. Tohumlar fidana, fidanlar ormana döner yurdumuzda..
Peki sosyal medya üzerinden yakılan ikinci yangın sabotajı nasıl sönecek? Cevabı iyi yürekli insanların mücadelesinde saklı. En önde kıpkırmızı alevler içinde kısık derin bakışları ile yangınlara su döken insanlar var.