Güvenilir Ürün Platformu Genel Sekreteri Elif Aşlamacı Attepe, AA muhabirine, 2009 yılından beri ürün güvenliğini çalışan bir sivil toplum kuruluşu olduklarını söyledi.

Ürün güvenliğinde farkındalık oluşturulmasına çalıştıklarını dile getiren Attepe, "Öncelikle biz güvenilir ürünleri veya gıdayı tüketmeyi tercih ediyoruz. Bu tercihlerimizi yaptıktan sonra da o arayışa giriyoruz. Bu arayışta algılarımız bize yol gösterici oluyor." dedi.

Yüksek gıda mühendisi Attepe, "organik" veya "doğal" gibi kelimelerle tüketicilerin kandırılabileceğine dikkati çekerek, özellikle bal, tohum ve peynir üzerinde çok çalıştıklarını vurguladı.

Böbrek nakliyle görevine dönen doktor organ bağışı elçisi oldu Böbrek nakliyle görevine dönen doktor organ bağışı elçisi oldu

Balın taklide ve tağşişe en açık ürünlerden olduğunun altını çizen Attepe, şöyle devam etti:

"İstanbul'da, bağlantı yollarında araştırma yaptık ve 20'ye yakın bal numunesi aldık. Üye laboratuvarlarımızda testler yapıldı. İnanın hiçbiri bal çıkmadı. İçinde glikoz, şeker şurubu gibi çok farklı şeyler çıktı ama bal çıkmadı. Bunu en çok ve en çok entelektüel dediğimiz kesim tercih ediyor ve alıyor. Bu işi hakkıyla yapan, köylümüz, üreticimiz tarafından yapılarak organik satıldığına inanıyor ve alıyor."

Attepe, Tarım ve Orman Bakanlığının taklit ile tağşişli gıdaların listesini yayınladığını kaydetti.

Yapılanın en basit tabiriyle dolandırıcılık ve hırsızlık demek olduğunun altını çizen Attepe, "Çünkü siz dana etinden yapılmış köfte diye sattığınız ürünün içine tavuk veya sakatat koyuyorsanız bu tüketicinin cebinden para çalmakla aynı şey." diye konuştu.

Gıda okuryazarlığının vatandaşın bunlara karşı korunmasında çok önemli olduğuna işaret eden Attepe, şu tavsiyelerde bulundu:

"Tüketici lütfen bilmediği ve ambalajsız ürünleri almasın. Etiketine lütfen dikkat etsin ve iyi okusun. Gıda okuryazarlığı bizim ülke olarak sağlığımızı etkileyecek bir başlık. Lütfen gıda okuryazarlığına daha fazla dikkat edelim. Gıda üreten, satan, bütün işletmelerimizin ülke genelinde bir numarası var. Bunlar denetime tabi olmak zorundadır. Ambalajlarında ve etiketlerinde o numarayı da yayınlıyorlar. Biz buna 'işletme kayıt' ya da 'onay numarası' diyoruz. Kendi içinde ayrılıyor. Ama mutlaka bir numaraları var. Bunu da ibraz etmek zorunda işletmelerimiz. Lütfen o numaranın varlığını sorgulasınlar. Ambalajı olmayan ürünleri almamaya özen göstersinler. Tüketiciler, ambalajlı ürünlerde hem ürünün içeriği hem etiket bilgileri, son kullanma ve tavsiye edilen tüketim tarihi ve işletme kayıt numarası gibi bilgileri lütfen düzgün okusun ve o şekilde alsınlar. Kendilerini ve çocuklarını, evlatlarını bu anlamda bilinçlendirsinler."

- Hileli gıdalar kanser riskini artırabilir

Acıbadem Üniversitesi Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Murat Baş ise hileli gıdaların Türkiye'nin temel sorunlarından birisi olduğunu söyledi.

Burada önemli olanın güvenilir markayı veya ürünü satın almak olduğuna dikkati çeken Baş, hileli gıdaların bazı hastalıklara davetiye çıkardığını anlattı.

Prof. Dr. Baş, "Vücut için önemli olan şey, bu atılabilen bir madde mi, birikebilen bir madde mi? Atılabilen bir maddeyse bunu idrarla atabiliriz. Genellikle bazı kimyasallar yağ dokusunda birikirler. Biriken bir kimyasal maddeyse bunun etkisini 10-15 yıl sonra göreceğiz." ifadelerini kullandı.

Vücutta biriken maddelerin belli bir limiti aştıktan sonra Alzheimer'a neden olabileceğine, beyinde hasar meydana getirebileceğine veya bir kanser türüne yatkınlığı artırabileceğine değinen Baş, vücuda alınan maddenin türü, burada ne kadar kaldığı ve birikip birikmediğinin önemli olduğunun altını çizdi.

Yüksek tuz gerektiren işlemlerden geçen salam ve sosis gibi şarküteri ürünlerinin mide kanseri riskini artırdığını belirten Baş, "Çünkü içinde aşırı tuz ve nitrat gibi kimyasal maddeler vardır. Herhangi bir gıdayı zaten uygun olmayan şekilde işlersek sağlığı bozucu hale gelecektir." dedi.

Kaynak: AA