Bu yıl Ramazan oldukça buruk bir yaşam dönemimizin içine denk geldi.
İslam Alemi’nin mübarek aylarından biri olan Ramazanın bu gün altıncı gününü idrak ediyoruz. Ramazanın gelmesi 7’den 77’ye herkesin önemli bir dini görevi yerine getirebilme mutluluğunu yaşadığı on iki ayın en mutlu edenidir.
Çocukluğumuzdan beri Ramazanın gelmesini heyecanla bekler, tutabilirsek oruç tutar ve akşam iftarda birlikte oruç açmanın keyfini yaşardık. Bir başka güzellik ise, sahura kalkılması ve hazırlanmış o güzelim sahur sofrasında, yine hep birlikte sahur yemeğini yiyerek oruç için niyetlenirdik. Çoluk çocuk tüm ailenin birlikteliğinin en güzel anlarıdır bu yaşanan.
Bu yıl Ramazan oldukça buruk bir yaşam dönemimizin içine denk geldi. Tüm dünyanın yanı sıra ülkemiz de koronavirüs salgınını tüm yaşamımızı etkilemesi nedeniyle, sadece “önce sağlık” diyerek zorunlu karantina dönemini yaşayabiliyoruz. Virüs salgını mücadelesinde alınan önlemler, uymamız gereken zorunlu izolasyonun beraberinde getirdiği yaşam kısıtlamalarının yoğun olduğu ortamlarda, özenle beklediğimiz Ramazan ayının olmazsa olmazı, orucumuzu da tutmaya çalışıyoruz.
Virüs ile yoğun mücadelenin olduğu bu dönemde en önemli silahımız olan izolasyonun yanı sıra, dikkat etmemiz gereken bir başka önemli şey, vücut direncimizi, güçlü ve yüksek tutmaya özen gösterebilmemizdir.
Bunun en etkin yolu ise, beslenme alışkanlıklarımızda Ramazan süresince, vücut direncimizi yüksek tutacak besinleri iftar ve sahur sofralarımızdan eksik etmememizdir.
Bu konuda uzmanlar özellikle dikkat edilmesi gerekenleri ısrarla dile getiriyorlar.
Ramazan ayı bu yıl koronavirüs salgını sebebiyle evlerde geçiyor. Bu dönemde, oruç tutanların bağışıklık sistemlerine ayrıca dikkat etmeleri gerektiğini vurgulayan İstanbul Kültür Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gürhan Raif Çiftçioğlu, Ramazan ayında doğru beslenme ve yeme alışkanlıkları hakkında şunları söyledi ve bağışıklık sistemini güçlendirici tavsiyelerde bulundu;
Prof. Dr. Çiftçioğlu, “Özellikle bağışıklık sistemimizi ayakta tutacak yoğurt, turşu, kefir, tarhana ve zeytin gibi probiyotik besinler ile posa ve oligosakkaritten zengin pırasa, yer elması, enginar, kereviz, kuşkonmaz, soğan, sarımsak, ıspanak, fasulye, mercimek, muz, üzüm, çilek, elma gibi prebiyotik içerikli gıdaları tercih etmekte yarar var. Çünkü probiyotik gıdalar bu özelliklerinin yanında, antioksidan ve antienflamatuvar özellikleri ile de bu dönemde vücudumuzu destekleyecektir.” dedi.
Hocamız, Ramazan ayında beslenme alışkanlıkları ve özellikle vücut direncinin yüksek tutulması konusunda mutlaka dikkate alınması gereken birçok şey söyledi ama, bunları ve söylediklerinin ayrıntılarını gelecek haftaki yazımızda bu köşede sizlere aktaracağım.
Doğru ve iyi beslenme insan sağlığı için en çok dikkat edilmesi gerekenlerden. Ramazan ayı beslenmelerinde özellikle uzman görüşlerini mutlaka yazılarımıza aktarıyoruz.
Özellikle diyetisyenlerden gelenler en önemli uyarılar, Ramazan ayındaki beslenme yöntemleri, en çok dikkat edilmesi gerekenlerdir. Bu konu hep çok konuşulandır.
Bu kez Ramazan daha farklı. Vücut direncinin yüksek olması, virüs salgını nedeniyle çok daha önemli hale geldi. Salgınla mücadelede vücut direnci çok daha dikkat edilmesi gerekendir.
Aman beslenmemizde vücut direncimizi yükselten gıdaları almaya dikkat!
BİR TUTAM TEBESSÜM
BEN ÖLÜRSEM!
Karı-koca evde sohbet etmektedirler.
Kadın bir ara sohbet sırasında eşine sorar; “Ben senden önce ölürsem, sen ne kadar sürede yeniden evlenirsin?”
Eşi; “mezarındaki toprağın kuruduğu zaman” diye yanıt verir.
Bu konuşmadan iki yıl sonra kadın ölür.
Adam zaman zaman eşinin mezarını ziyarete gider ama, her geldiğinde toprağın ıslak olduğunu görür ve üzgün şekilde tekrar geri döner.
Bu durum aylarca sürer.
Adam bir gün mezarlığa giderken yolda kayınçosunu görür, nereden geldiğini sorar;
“Ablamın mezarının toprağını suladım, oradan geliyorum. Ölmeden önce vasiyet ettmişti.” der.
Adam gülerek; “Ahh kadınlar. Öteki dünyadan bile bu dünyayı yönetmekten de geri kalmıyorlar!”