Bir haftalık iznimden sonra ilk yazımı yazdığım bugün, gecikmeli bile olsa, tüm vatandaşlarımıza Hayırlı Ramazanlar dileyerek geleneksel görevimizi de yerine getirelim.
İslam Alemi için “Onbir Ayın Sultanı” olarak adlandırılan Kutsal Ramazan Ayı, ha geldi ha gelecek darken bu pandemi dönemi kısıtlama uygulamaları içinde başladı ve altıncı gününü idrak ediyoruz.
Bir haftalık iznimden sonra ilk yazımı yazdığım bugün, gecikmeli bile olsa, tüm vatandaşlarımıza Hayırlı Ramazanlar dileyerek geleneksel görevimizi de yerine getirelim.
Tabii ki konumuz ramazan üzerine uzun uzun fetva vermek değil. Her Müslüman, “Onbir Ayın Sultanı Ramazan” ile ilgili olarak yeterince bilgi sahibidir. Ancak, bu ramazan ayı da, geçtiğimiz yıl olduğu gibi, Kovid-19 önlemleri kısıtlamalarının gölgesinde oruç tutabilmenin, o geleneksel dini görevi yerine getirebildiğimiz, geçmiş ramazanların heyecanını yaşayamasak da, yeni bir ramazan ayı oruç dönemi olarak anılarımızdaki yerine yerleşti.
Ramazan, yaşattığı dini heyecanları ve tüm tattırdığı özellikleri ile anılarımızda çok özel yeri olan, adı üstünde, bize yaşattıklarıyla gerçekten “Onbir Ayın Sultanı” bir ay.
Tüm dünya gibi, ülkemizin de üzerine çöreklenen Kovid-19 salgınının gölgesinde keyfini yaşayamadığımız gibi, sağlığımız açısından çok daha fazla dikkat etmemiz gereken bir ramazan oldu. Vatandaşlarımız bu zor dönemde bile oruçlarını tutabilmek için o kutsal görevlerini aksatmamaya çalışıyorlar.
Burada benim sözünü etmek istediğim ve dikkat çekmek istediğim konu; ramazan ayının genellikle “şişmanlama ayı” olduğunu, oruç tutanların özellikle iftarda yiyeceklerine dikkat etmeleri yönündedir. Bu ay ramazanda asıl dikkat etmememiz gereken konu ise; son aylarda gittikçe artan Kovid-19 salgınının iyice sıklaştırılan pandemi dönemi korunma kısıtlamaları nedeniyle sürekli evde kalmamız,; iftar ve sahur da yiyeceklerimizde aşırıya kaçmadan her şeyi kararında tüketmemize dikkat edebilmemizdir..
Özellikle evde olmanın rahatlığı ile iftar-sahur arasında beslenmemize göstereceğimiz özeni asla aksatmamalıyız. İftar ile sahur arasındaki gereksiz atıştırmalar hızla artacak, kilo sorununa, iyice kontrolden çıkan bu kilolar da, bazı hastalıkların artmasına zemin oluşturabilir.
Ramazanda oruç tutanlar, normal zamanlarda üç öğün olan yemeklerini oruç nedeniyle ikiye indiriyorlar ama bu kez, özellikle iftarda iki misli fazla yiyorlar. Özellikle de iftar-sahur arasındaki tadımlık atıştırmalarımıza özellikle ayar vermemiz gerekiyor.
O çok zengin iftar sofralarına oturup da kendini kontrol edebilene az rastlanır. Hem çok yediğimizden şikayetleniriz hem de aynı tempomuzu ramazan sonuna kadar sürdürürüz.
Bu nedenledir ki, beslenme ve diyet uzmanlarının yanı sıra doktorlar da ramazan ayında yediklerimize dikkat etmemiz konusunda bizi uyarırlar.
Ramazan iftar sofralarının en gözde yiyeceklerinden bir olan hamur işleri, kızartmalar, tatlılar, bol karbonhidrat içermeleri nedeniyle uzak durulması veya çok kontrollü tüketilmesi gereken yiyecekler. Hemen hemen her tavsiye eden bunu söyler ama hamur işi yiyeceklerden, tatlılardan ve kızartmalardan uzak duramazlar.
Bu nedenle özellikle iftar sofralarında; tavuk, hindi gibi beyaz etler, sebze yemekleri ile birlikte bol salata ve meyve tüketilmesi gerekiyor.
Ramazan ayı normal beslenme alışkanlıklarından uzaklaşılan bir dönem olması nedeniyle yaşam biçiminde de önemli değişimler oluşturabiliyor. Burada önemli olan, normalde üç öğün olarak yenilen yemekler, Ramazanda iki öğüne inmiş, farkında olmadan üç öğünü, hatta daha da fazlasınının bu iki öğünde, özelikle de büyük bölümünün iftarda alınmasıdır. İftar-sahur arasındaki dönemde ise, arada atıştırdıklarımızı da hesaba katarsak beslenme konusunda tüm kontrolü kaybettiğimizi daha kolay anlarız.
Sağlıklı yaşama engel olarak görülen kilolarınızdan şikayetlenme yerine bu pandemi gölgesindeki ramazanda kendimizi kontrol edip beslenmemize dikkat edelim. Hele hele sokağa çıkma kısıtlamalarının iyice sıkılaştırıldığı bu dönemde iftar-sahur arasındaki atıştırma alışkanlıklarınızı kontrol etme konusunda asla zaaf yaşamayalım.
Unutmayalım, pandemi gölgesindeki ramazanın oruçlu günlerinde sağlıklı bir yaşam için beslenmemizi kontrol edebilirsek, kendimize en büyük iyiliği yapmış oluruz…