Şu sıralarda bir "metal yorgunluktur" gidiyor ya, bizim otomotiv sektöründe de bir mental yorgunluk söz konusu. Hatta uzun zamandır... Şu sıralarda o kadar çok yurtiçi ve yurtdışı lansmanları var ki, İstanbul'da hafta içi en fazla bir gün durabiliyorum. Bu nedenle de otomotivdeki mental yoğunluğu daha iyi gözlemleyebiliyorum.
Şu sıralarda bir “metal yorgunluktur” gidiyor ya, bizim otomotiv sektöründe de bir mental yorgunluk söz konusu. Hatta uzun zamandır... Şu sıralarda o kadar çok yurtiçi ve yurtdışı lansmanları var ki, İstanbul’da hafta içi en fazla bir gün durabiliyorum. Bu nedenle de otomotivdeki mental yoğunluğu daha iyi gözlemleyebiliyorum.
Neden yorgun sektör yöneticileri biliyor musunuz? Kur farklarından, döviz dalgalanmalarından, daralan pazardan, daralan pazarda hedef tutturma baskısından, kıpırdayacak yer bulamamaktan ve basın mensuplarının baskısından...
Hemen hemen tüm yöneticilerde bu yorgunluğu görmek mümkün. Kar oranları düşmüş, rekabet artmış ve hedefler yükselmiş. Bu arada dış ve iç ekonomik faktörler de hiç iyiye gitmiyor. 2017’nin bitimine 2 ay kaldı, kimse satışlardan da pazar payından da mutlu değil. Eğer ihracat olmasa birçok markamız zorlu bir döneme girecek. Bayi teşkilatı milyon dolarlık bir yatırımla işe başlamış ama şu anda gelinen noktada en büyük zorluk da onlara ait. Sıfır satışlarındaki karlılık oranı neredeyse yok olmuş. Geriye satış sonrası, yani servis hizmetlerinden elde edilecek gelir kalmış. O oranda da çok büyük düşüşler var. Tüketici oradaki astronomik maliyetlerden kaçmak için soluğu serbest tamir noktalarında alıyor. Anlayacağınız otomotivde kimsenin yüzü gülmüyor şu sıralar. İki ay sonra kim küçülmüş, kim pozisyonunu korumuş, kim büyümüş göreceğiz...
Basın tarafında da proje yorgunluğu var!
Otomotiv sektöründeki yöneticilerdeki “mental yorgunluk” sadece satışlarla bitmiyor. Gözlem ve konuşmalarımıza göre basın ayağında da sıkıntılar var. Bir kere çok fazla mecradan gelen taleplere yetişemediklerinden dem vuruyorlar. Günlük gazetelerin dışındaki, basılı-dijital dergiler, internet portalları, youtuberlar vs... En büyük şikayet de dergi yıldönümlerini ve özel sayıları bahane ederek yapılan ilan ve proje baskıları... Tabii herkes için geçerli değil bu, sadece 3-4 mecra ve kişi için söz konusu. Gidilen lansmanı bile genel adı advertorieal, ama sektör içinde kısaca “proje” olarak adlandırılan olan paralı haber halinde sunma ısrarından bıkmış-usanmış durumdalar. Şimdilerde bir çok marka “haber haber gibi, proje de proje gibi olmalı” diyerek 2018’e bu kararla girmeye hazırlanıyorlar. “Proje ve özel sayı manyağı olduk” diye yaka silkiyorlar. Tabii böyle konuşuyorlar ama ardından da bu sayılara girmek için de yarıştıklarını da görüyoruz ne yazık ki... Neyse uzun lafın kısası; otomotiv sektörü “hem ağlarım hem giderim” diyen gelinden farklı değil...