NATO Zirvesi sorunların artmasını engelleyecek diyalog kapısının açılması açısından önemliydi.
2019 yılının Aralık ayında hayatımıza giren ve tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi süreci sonrasında liderlerin bir araya gelerek, hem Kovid-19 sürecinde ekonomik, siyasi ve toplumsal istikrarsızlıklara neden olan salgının etkisinden kurtulmak hem mevcut tehditler ile gelecekte oluşabilecek yeni tehditlere karşı birlikte hareket edebilecek kabiliyet ve iş birliği alanları oluşturmak hem de NATO’nun 2030 vizyonunu hayata geçirmek için büyün önem taşıyan NATO Zirvesi 14 Haziran 2021 tarihinde gerçekleşti.
Zirve Türkiye ve ABD açısından ayrıca önemliydi, çünkü Joe Biden göreve geldikten sonra ABD’nin yeni başkanı ile Türkiye arasında liderler düzeyinde de ilk görüşme olacaktı. NATO çatısı altında gerçekleşen bu görüşme 47 dakika sürdü. Türkiye ile ABD arasında derinleşen ve çözümü ikili ilişkilerin diplomasi ayağı kadar stratejik ortaklıkları da ilgilendiren sorunlara odaklanmaktan ziyade NATO’nun müttefikler arasındaki ilişkilerin güçlenmesi, ortak tehditlere karşı birlikte mücadele etme kabiliyetinin artması başta olmak üzere dünyayı ilgilendiren göç, iklim değişiklikleri, pandemi, siber savaşlar gibi çok daha geniş alanda iş birliklerine odaklanıldı.
NATO Zirvesi sorunların artmasını engelleyecek diyalog kapısının açılması açısından önemliydi. Türkiye’nin kazanımı yeni diplomasi sürecini başlatmak oldu, zira Türkiye ile ABD arasındaki gelişmeler, yeni çıkar alanlarında oluşacak stratejik iş birlikleri sadece Türkiye ve ABD’yi değil AB ülkeleri, Rusya, Çin, İsrail başta olmak üzere birçok ülke ile olan ilişkileri yönlendirecek bir etki alanına sahip. ABD kendi ulusal güvenlik stratejisindeki sorunlarını başta Rusya ve Çin olmak üzere NATO’nun güvenlik sorunları haline getirmesi ve siyasi etki alanını genişletmesi, sorunları bölümlere ayırarak ilgili ülkelerin çözüm sürecinde yer almasının sınırlandırılması açısından önemli bir kazanım elde etti.
Bundan sonraki süreç için önemli bir adım; Türk – Amerikan ilişkilerini stratejik ortaklıklara göre farklı boyutlarda inceleyip senaryolar ve fırsatlar yaratabilecek komisyonlar oluşturarak, çok boyutlu analizler üzerinden hareket etmek olacaktır.
Antalya Diplomasi Forumu
Üzerinde durulması gereken diğer bir önemli gelişme de Antalya Diplomasi Forumu ve Türkiye’nin diplomasi alanında üstlendiği yeni rol oldu.
Değişen küresel iklim ile güç dengelerinin ve ittifakların yeniden şekillenmesi, yeni enerji kaynaklarının bulunması, bölgesel aktör olan ülkelerin etki alanlarını genişletirken birbirleri ile olan iş birliklerini arttırmaları, hibrit savaşlar, sınırlarda değişen komşular, teknoloji ve yapay zeka deneyimleri, siber alanda mücadele dünyada bir yeni düzen arayışını da ortaya çıkarttı.
Bu düzen arayışında en etkili araçlardan biri de diplomasi oldu. Türkiye’nin diplomasiyi aktif olarak kullanması, iletişim kapısını açık tutarak, olaylar tırmanmadan iletişim sanatını çözüm odaklı ve stratejik bir anlayışla yönetmesi oldukça önemli. Antalya Diplomasi Forumu devlet başkanları, bakanlar, akademisyenler ve düşünce kuruluşlarının katılımı ile önemli bir etki yarattı. Bundan sonrası için gerekli olan sürdürülebilirlik ve çıktıları birer projeye, diyaloğu devam ettirecek yeni yollara çevirebilmek, diplomasi forumunun Münih Güvenlik Konferansı gibi uluslararası nitelik kazanmasının sağlamak olacaktır. Ancak o zaman Türkiye’nin liderliğinde algı yönetimi tekelini elinde bulundurup, kameranın bakış açısını kendi çıkarlarına göre ayarlayarak dünyaya servis eden güçlere karşı gerçeklerin konuşulması için tercih edilecek bir platform haline gelmesi ve itibar kazanması söz konusu olabilecektir.