Gidiyoruz, bir yerlere gidiyoruz pupa yelken..
Gidiyoruz da nereye...
Giderken neleri götürüyoruz.
Gölgemiz bizden hızlı gitmeye başladı..
Gidenler bizi de geçiyor.
Biz geride kalıyoruz.
Ey güzelim insanlar nereye gidiyoruz.
* * * **
Bu günlerde toplum olarak gitmeye başladık. Olanca duyarsız olduk.
Çocukları döver olduk. Aile yapısını sallar olduk.
Göç ettik kendimizden. Göç ettik evimizden, sokağımızdan.
Kimilerimiz uzaklara, çok uzaklara gittiler. Bıraktılar kendilerini, giderken.
Bıraktılar kültürlerini. Bıraktılar yüzyıllar boyu biriktirdiklerini.
Ama gitmek yetmiyor işte, gittiğin yere kültürünü, duygularını, düşüncelerini de götüreceksin.
Bir zaman, gezilesi güzel topraklara tabelayı çakıp gittiler.
Bilmediler sadece o sınır, sınırlar bizim ama duyguları bize ait değil.
Çünkü sen gittiğin yere beraberinde dilini, kültürünü de götürmezsen bulunduğun o güzel topraklarda kazandığın zamanda ki, o büyüklüğün, yaşadıkça küçülecektir.
Fark edemeden yok olursun.
Sonra da bu yok olmayı kendine yediremeyip suçu başkalarına yükler hazineni alır yollara düşersin.
Bilen bilir ya! Şu an, o kişiliğini, kültürünü bilmeyen değil, özünü bilip yaşayan insanlar ayakta.
* * * * *
Kültürüne sahip çıkmak, onu bir yerlere taşımak..
Zor bir mevzu değil.
Bir yerde oturup çiğ köfte yapıp, yemek de bir kültürdür.
Sadece yemek olarak bakmamak, görmemek gerekiyor.
Aslında orda ki gaye karın doyurmak değil, bir sohbet için oturmuş bir şeyler paylaşan insanların bir araya gelmeleri ve de muhabbetleridir.
Çiğ köfte yapılmaya başlandığında birçok insan bir araya gelir, sohbetler edilir, hasret giderilir, karşılıklı yaşam aktarılır.
Erzincan’da bir babuko vardır mesela.
Bir babuko sofrasını paylaşmak için kaç aile birden toplanır.
Ne güzel bir yardımlaşma, ne de güzel kaynaşır insanlar.
Ve o gün anlatılıp yeniden yaşanır yıllarca.
Ve bu yemeklerimiz bir tören titizliğiyle hazırlanır, yapılır ve sınır, sınıf farkı gözetilmeden paylaşılır.
Memleketimizin hemen hemen tamamında vardır böylesi yemekler ve bu yemekler vasıtasıyla yaşamaya anlam katmanın erdemliği.
Bazen bir sebeptir çiğ köfte, bir araya gelmek, hasret gidermek için.
Bazen bir yardımlaşma içindir.
İnsan olduğunu, dostların olduğunu bilmektir.
Bildiklerini aktarmaktır geleceğe.
Ve yüzyıllar boyu bu gelenekler taşımıştır bizi bu günlere.
Bize düşen bu geleneklere, bu kültüre sahip çıkmaktır.
Bu topraklardaki nimetlere borcumuzdur.
Bizi geleceğe taşıyacak geçmişimize karşı sorumluluğumuzdur.
Evet, gidelim bir yerlere ama gölgemiz bizi geçmesin.