Her yıl milyonlarca insanın yaşamının sonlanmasına neden olan kanserin 200'den fazla türü bulunmaktadır.
Her yıl milyonlarca insanın yaşamının sonlanmasına neden olan kanserin 200’den fazla türü bulunmaktadır. Meme kanseri ise kadınlarda görülen kanser vakalarının yüzde 30’unu oluşturmaktadır. Kadınlarda görülme sıklığı çok daha fazla olan meme kanserinin erkeklerde görülme olasılığı yüzde 1’dir.
Meme Kanserinin Belirtileri:
- Memede kitle oluşumu
- Memede ağrı
- Meme başında çekilme
- Meme başında akıntı
- Koltuk altında kitle
- Meme derisinde ülser, ödem ve eritem hissi
- Meme derisinde kaşıntı
- Memede portakal kabuğu görünümü gibi durumlar hissedip görüyorsanız mutlaka doktorunuza başvurunuz.
Meme Kanserinde Risk Faktörleri:
- Cinsiyet: Kadınlarda oluşma olasılığı erkeklere göre 146 kat daha fazladır.
- Yaş: Yaşın artmasıyla hastalığın oluşma olasılığı artmaktadır. 40 yaş üzeri bayanlarda meme kanseri görülme olasığı yüzde 90-95 civarındadır.
- Hormonlar: Östrojen hormonunun meme kanseri üzerindeki etkisinin hastalığı artırdığı saptanmıştır. Oral kontraseptif (doğum kontrol ) ilaçlarını 10 yıldan fazla kullanan kadınlarda risk 4 kat artmaktadır.
- Kalıtım: Aile bireylerinde meme kanseri olan birey varsa risk daha fazladır.
- Beslenme: sağlıksız beslenme ile aşırı miktarda şekerli ve yağlı besinler tüketen ve fiziksel aktivite düzeyi çok düşük olan bireylerde kansere yakalanma oranı oldukça fazladır.
Bütün bu risk faktörlerine baktığınızda kendinizi riskli grupta hissediyorsanız birincil koruma yöntemi olarak kabul edilen beslenmeye dikkat etmelisiniz. Cinsiyetinizi, genetiğinizi değiştiremezsiniz ancak sağlıklı beslenme ile meme kanseri riskinizi azaltabilirsiniz.
Ben ise bu yazımda sizlere kanserden korunmanızın için besleyici özellikleri dışında vücudumuza fizyolojik yararlar sağlayan ve/veya kronik hastalık riskini azaltabilen besinler olan fonksiyonel besinlerden bahsedeceğim.
Fonsiyonel Besinlerin Kanser Oluşumunu Engellemedeki Etkinliği
Oksidatif stresin artması büyük biyomoleküllere (proteinler, DNA ve lipidler gibi) zarar verir kanser riskini artırır. Oksidatif zedelenme değişik mekanizmalar ile tümör oluşumunda rol oynar. DNA zedelenmesine, onarılamazsa mutasyonlara, tek veya çift zincir kırıklarına, kromozom kırıkları ve kopan parçaların değişik yerlere yapışmalarına neden olur. Serbest radikallerin yarattığı oksidatif stresin önlenmesi ve etkisinin en aza indirilmesi için yeterli miktarda antioksidan tüketilmelidir. Fenol ve karotenoidler gibi çok çeşitli antioksidan bileşikler içeren sebze ve meyveler, hücreleri oksidatif stresten koruyarak kronik hastalık riskini azaltır.
Süper 3’lü Brokoli, Karnabahar, Lahana
Brokoli, karnabahar ve lahana gibi bitkisel besinlerin içerisinde bulunanan glukozinolatlar olan indol, izotiyosiyanat ve sulforafan gibi fitokimyasallar hücresel DNA zedelenmesini baskılayan veya bloke eden enzimleri tetikler, tümör büyüklüğünü ve östrojen benzeri hormonların etkinliğini azaltarak kanser riskini azalttığı yapılan araştırmalarda kanıtlanmıştır.
Antioksidan Kaynağı A, C, E vitaminleri
A vitamininde bulunan ‘Karotenoidler’ dediğimiz antioksidan maddeler vücutta oluşan ve dışardan alınan kanser yapıcı reaktif türleri etkisizleştirerek kanser oluşum riskini azaltır.
- En iyi kaynakları, havuç, balkabağı, kayısı, yeşil sebzeler, portakal, greyfurttur.
E vitamini antioksidan özelliği olan karsinojen maddelere karşı vücudumuzu koruyan bir vitamindir. Vücudunuzda oluşan serbest radikallere karşı savaşarak oksidasyonu önler ve kansere karşı vücudunuzu korur.
- Badem, fındık, ceviz, fıstık gibi kuru yemişlerin içinde, zeytinyağı, avokado gibi bitkisel yağ kaynaklarında ve kurubaklagil, tahıllarda bulunur.
C vitamini başta sigara olmak üzere vücudunuza giren karsinojen maddeleri etkisiz hale getirir. Çok güçlü bir antioksidan olan C vitaminin başlıca kaynakları, portakal, greyfurt, mandalina gibi turunçgiller, kızılcık, kuşburnu, çilek, yaban mersini, ahududu, böğürtlen gibi kırmızı mor meyveler, maydanoz, roka gibi yeşil yapraklı sebzeler, yeşil biber, incir, nar, kivide oldukça fazla bulunmaktadır.
Domates ile kansere savaş açın
Karotenoidlerden biri olan likopen domateste bulunan vitamin A benzeri bir bileşik olup meme kanseri riskini azaltmaktadır. Likopenin antikarsinojen etkiyi antioksidan özelliği ile yerine getirdiği düşünülmektedir.
Kurubaklagiller ve Tahılların Gücü
Buğday kepeği, pirinç, bakla, soya, yer fıstığı, arpa, yulaf ve mısırda bulunan fitatların, başlangıç aşamasındaki meme kanserini önlediği belirtilmektedir. Kadınlardaki östrojen metabolizmasını düzenleyen fitoöstrojenler kuru baklagiller, bezelye, barbunya, börülce ve soya fasulyesinde bol miktarda bulunmaktadır.
Bütün bunların yanı sıra besinleri pişirme ve saklama koşulları da kanser oluşumuna zemin hazırlamaktadır. Besinlerin tütsülenmesi, ızgara üzerinde veya ateşe çok yakın pişirilmesi, tuzlanması, salamura ve turşu şeklinde saklanması sonucu bazı kanserojen maddelerin ortaya çıktığı belirtilmektedir. Ayrıca besinlerin aşırı derecede saflaştırılması, kanserden korunmada önemli bir etkiye sahip olan posanın kaybına; hatalı pişirilmesi ise, kanserden korunmada önemli etkisi olan vitaminlerin yok olmasına ve kanserojen maddelerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır.