SON KOZLARINDIR ALMANYA
Türkiye’nin demokratik sistemine darbe hevesi son aşamasına geldi. Her türlüsünü denediler. Başaramadılar. İçerideki maşaları tutanların bir kısmı akıllandı. Halkın gücünü, birlik ve kardeşlik duygusunu, şehadet aşkını, binlerce yıllık istiklal alışkanlığını gördüler. Korktular, vazgeçtiler veya ertelediler. Milleti çözemediklerini anladılar. Çöken yüzyıllık planlarının karşısında daha ciddi planlar yapmaları gerektiğini sindirdiler. Şimdilik kabuklarına çekildiler.
Almanlarsa hala sığ oyunlarının peşinden gitmekte ısrarcılar. Kolay görülen bir işi başaramayanların öfke ve telaşındalar. Gene stratejik hata yaptılar. Hiçbir zaman başaramayacaklarını hala göremiyorlar. Ama bu ülkenin kurucusunun bir gazi olmasını, bu devletin yöneticisinin bir gazi olmasını tıpkı Alparslan’ın, Osman’ın unvanını taşımalarını hazmedemeyeceklerini biliyorlar. O yüzden durmuyorlar. Gene tek kaldılar ve artık son kozlarını oynuyorlar. Fakat gene stratejik bir hata yaptılar ve son koz olarak tüm kozlarını birden çektiler. Öyle kozlar ki bazısı literatüre ilk defa kazandırılıyor.
Birincisi terörist hakları savunuculuğuna soyunmalarıdır. Buna ilişkin mesela Avrupa Terörist Hakları Mahkemesi kursalar ya.
İkincisi turistik darbe ya da bikinili darbe. Her yolu denediler tutmayınca iş kendi insanlarına seyahat uyarısına vardı. Aslında dünya çapında Türkiye’ye seyahat uyarısı yaptırmayı ne çok isterlerdi. Bir sürü emekliniz verdiğiniz maaş Almanya’da geçimlerini sağlamadığından zor şartlarda kalmamak için Türkiye’de yaşıyor. Siz de biliyorsunuz.
Üçüncü kozları hukuk tanımazlık. Türkiye’deki yargı süreçlerine hadleri olmaksızın karışma eğilimi gösteriyorlar. Burasını Bulgaristan, Yunanistan gibi koloni ülkelerinden biri zannetmeleri büyük bir komedya. Zaten aynı hevesle dördüncü koz olarak seviyeyi düşürmek adına iç işlerimize karışıyorlar. Bilmiyorlar ki partnerlik yaptıkları siyasi örgütlerin tabanının da aynı asil ruhu taşıdığını ve elleri boş döneceklerini.
Beşinci kozları her tür şantaj. Seviyeyi olabildiğince düşürmek niyetindeler. Asil duruşumuz onları kahrediyor.
Altıncısı NATO üyeliği tehdidi. Ama lobi odalarında kimseyi ikna etmeyi başaramıyorlar. Keşke etseler.
Yedincisi AB ile ilişkilerin dondurulması. Birden fazla dondurulan şey bozulur. Üstelik bu millet AB üyeliğimize sizden daha çok karşı çıkıyor. O yüzden hoplayıp zıplamanıza ve gizlediğiniz ırkçı hüviyetinizi ortaya çıkarmanıza gerek yok. Hem Türkler AB karşıtı diye ırkçı kabul edilmiyor.
Sekizincisi çok ilginç. Kimseyi etkileyemediler artık kendi medyalarında hazırlattıkları yalan haberlerle kendi iş adamlarını korkutmaya çalışıyorlar. Buna terörizm derler. Türkiye’de yatırımı olan iş adamlarından haraç da almalılar. Sömürü aracı olarak savundukları globalleşme fikrinden epeyce uzaklaşmışlar. Bu iyi bir şey.
Dokuzuncu ticareti tehdit. Türk ekonomisini zora sokmaya yönelik her tür oyuna varlar. Bu da zorlarının Türk’le olduğunu Erdoğan’la alakasının olmadığını gösterir. Bir kapı kapanır bir kapı açılır.
Böyle kaç düğünde tef çalıp oynamışındır sen Almanya, oyununu oyna.
Onuncusu 3,5 milyon Türk ile iletişimi kesme çabası ki yakında Türk kanallarını, web sitelerini, sosyal medya hesaplarını engellerlerse hiç şaşırmayın.
İşte durum bu dostlar. Sığ akıllarıyla ne kurşunları varsa yaktılar. Kaybedecekler. Sultan Abdülhamit’in karşısında kaybettikleri gibi.
Tavırları topyekûn bir devlete bir millete karşı alınmıştır. Almanların iç siyasetlerini tatmin etmek üzere tüm siyasi taraflarının birlik görüntüsü sergilediği Türkiye karşıtlığı karşısında Türkiye’nin tüm siyasi taraflarının da birlik içinde hareket etmesi gerekir.
