İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Ara

​BANKA VERİLERİ ÜZERİNDEN EKONOMİ

YAYINLAMA:

Dünyada ekonominin genel durumu hakkında fikir edinmek üzere incelenen veriler genel olarak bellidir. Ancak alternatif göstergeler geliştirilerek erken tahminler üretilmeye çalışılır.

Türkiye’de de ekonominin gidişatı ile ilgili izlenen veriler dünya ile benzerdir. Peki güçlü bir bankacılık sistemi bulunan Türk ekonomisi için bankacılık verileri ekonominin genel durumu hakkında fikir verebilir mi?

Bu soruya cevap bulmak üzere geniş bir data seti ile uğraşmak gerekir. Bankacılık sistemi veri sistemi olduğundan sorumuza cevap aramak samanlıkta iğne aramakla eşdeğerdir. Gene de birçok iğne bulunabilir.

Bu kapsamda bankaların temel değerlerinin büyüme performansını içeren trend incelendiğinde ilginç sonuçlar yorumlanabilir.

Seçilen göstergelerin yıllık büyüme performansları incelendiğinde aktif büyüme ile mevduat/katılım fonu büyümesi arasında güçlü bir korelasyon olduğu görülmektedir. Kredilerdeki büyümenin ise volatil özellikte olduğu söylenebilir. Periyot başında kredilerdeki hızlı büyümenin 2001 yılındaki ekonomik krizin kur etkisiyle hızlı büyüyen mevduat/katılım fonu değerlerini karşılamakta olduğu görülmektedir. Gene kriz yılında kredi musluklarının kapandığı ve sistemden 13 bankanın çekildiği düşünülürse krediler değerinin periyot başındaki düşük seviyesi anlaşılabilir.

2002 yılı sonrası azalan enflasyon ortamında kredilerin hızlı büyümesi maliyetlerin azalması kaynaklıdır. Bu yazının konusunu oluşturan ilginç bulgu ise grafikten görüleceği üzere bankaların kredi, mevduat/katılım fonu ve aktif büyümesinin birbirine eşitlendiği senelerin ekonominin negatif global etkiler altında kaldığı dönemler olmasıdır. Her üç değişkenin küresel kriz yılı başında bir araya geldiği görülmektedir. Sonrasında ise en düşük büyüme seviyesi tecrübe edilmiştir. 2010 yılına gelindiğinde ise oluşan kaybın telafi edildiği görülür. Ancak etki 2 seneye mal olmuştur.

Asıl sorun her üç değişkenin 2016 yılında tekrar buluşmasıdır. FED etkisi ile global ekonominin sıkıştığı bu dönemin etkisi kolaylıkla anlaşılmaktadır. Önemli olan 2017 ve sonrası dönemdir.

Umulur ki 2008 yılında her üç verinin bir noktada buluşması ile karşılaşılan etki tekrar etmez. KGF ile kredilendirmede teminat sorunu yaşayan işletmelere sağlanan güvence kredi pazarını güçlendirdiğinden 2017 yılına küresel kriz sonrasındaki etki taşmayabilir. Fakat bu veri gene de önem arz eder.

Küresel krizin bankacılık üzerinden okunan etkisinin irdelenmesi gerekmektedir. Zira her üç değişkeni yönetmek lazımdır. KGF ile sadece kredi üzerine birleşmenin bozulması yeterli olmayabilir. Krediler kalemi aktif büyümesini de farklılaştıracaktır. Ancak kredi büyümesi sağlanırken mevduat tabanı genişletilemezse artan faiz ve enflasyon tuzağı nedeniyle olumsuzluklar yaşanabilir.

Büyümenin hızlandığı ve kurun baskılandığı bu ortamda TCMB mevduat tabanını genişletmek üzere harekete geçmelidir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *