GALATASARAY'A LUCESCU GELEMEZ, BRUMA UÇAR GİDER, GERİSİNİ İSE BİLMEK ÇOK ZOR!
O Galatasaray’a geldiğinde ben de Florya’yı mesken tutmuştum. Hakkında denmedik kalmamıştı ama o büyük bir teknik adam olduğunu daha ilk günden kanıtlamıştı. Sözünü ettiğimiz kişi Mircea Lucescu elbette… Galatasaray’a onu Romanya’ya işleri olan bir başarılı yönetici (İrfan Kurtoğlu) getirmişti. Ve Galatasaray’a zor ve dar zamanda çok faydalı oldu. O gün bu gün ne zaman Sarı-Kırmızılı takım darda ve zorda olsa kurtuluş umudu olarak akla gelen isim Mircea Lucescu’dur. Halen 71 yaşında olduğunu öğrendiğimiz Lucescu, Zenith ile iki yıllık yeni sözleşme yaptı. Yani Zenith’ten ayrıldığında yaşarsa 73 yaşında olacak.
Lucescu Galatasaray’a gelecek iddiasında bulunup da prim yapmayan yazar, yorumcu, futbol adamı, istatistikçi yoktur. Bu yüzden sık sık Lucescu Galatasaray’a geliyor haberlerini her darlık ve zorlukta okur oluruz. Ancak biz diyoruz ve ısrarla vurguluyoruz ki, Lucescu Galatasaray’a gelemez. O ismi ve o işi unutunuz. Nitekim Galatasaray’ın özü sözü doğru başkanı Dursun Özbek “Lucescu ile görüşmedik” diyerek noktayı koydu.
Galatasaray’da gider-gitmez tartışmalarının gündemine oturan isimlerden biri de Portekizli Bruma… Bruma için Fenerbahçe maçı bitene kadar Galatasaraylı yöneticiler konuşmak istemiyorlar ve bu görüşlerini doğru. Ancak Bruma bu sezon sonunda Florya’dan uçar gider. Ama Tottenham’a gider ama başka bir yere onu bilemem. Bildiğim şu ki, dünyanın en iyi kanat oyuncuları arasında gösterilen Bruma’yı bu genç ve verimli yaşında hiçbir şart Galatasaray’da tutamaz. Türkiye’de başka bir takıma da gidemez.
Peki gerisi ne olur işte asıl zor soru bu… Bunu bilecek verilere ve bilgilere sahip olmadığımız bir gerçek. Belki Galatasaraylı yöneticiler de sonucu kestiremiyor olabilirler.
İddiamızı tekrarlayarak bu konuyu “Şimdilik” kapatalım:
Lucescu gelemez. Bruma gider…
Fenerbahçe’de yeniden yapılanma yanlışları var!
Dick Advocaat ile yollarını sezon sonunda ayıracağı ve Aykut Kocaman ile yeniden yapılanma içine girileceği kesin gibi olan Fenerbahçe’de kaleci Volkan Demirel ile Mehmet Topal dışında bütün isimlerin iyi teklif gelmesi halinde satılacağının bizzat Başkan Aziz Yıldırım tarafından açıklanması şüphesiz taraftarları heyecanlandıracaktır. Kulübün yine biraz para doğal görünüyor ama önemli olan taraftar mutluluğu olacağına göre maksada ulaşılacak işaretleri var. Ama bize göre bu anlayış da yanlış…
Çünkü yeniden aynı ayarda futbolculara ödenecek bonservis paraları ve verilecek peşin ücretler yeni sıkıntıların baş göstermesi demek. Tabii biz sayın Başkan Aziz Yıldırım kadar hesap kitap adamı değiliz ve o bu konuları bizlerden şüphesiz daha iyi bilir.
Eğer yenilenme projesi ve gönderilecek isimler yeni teknik patron Aykut Kocaman hocamız tarafından tespit edilmişse buna bir itirazımız olamaz. Çünkü sorumluluğu alacak olan kişinin uygulamalarına saygılı olmak durumundayız. Harcanacak para da onların parası…
Tuzlama ile kazananlar karalama ile kaybedenler
Podolski’nin Nusret’in ete yaptığı tuzlama hareketini tekrarlayarak Fenerbahçe maçı ile ilgili iddiasını kanıtlama sözleri iyi bir reklamın nasıl yapılması gerektiği konusunda bizlere işaret oldu. Bu sebepten diyoruz ki, sıradan hareketlerle bezginlik ve yılgınlık üretenlerin böylesine özel ve özgü bir eylemi neden gerçekleştiremediklerini sorgulamalarında fayda var.
Elin Alman’ına bile tuzlama hareketini yiğitlerimiz varken, bizim hala Türk düşmanı her yaptığımıza karşı çıkan çirkefleri örnek alma hastalığından vazgeçmemiz lazım. Eğer bunu yapamazsanız. Her zaman olduğu gibi bundan sonraki seçim, referandum, halk oylaması falan gibi bütün demokratik yarışlarda kaybetmeniz kaçınılmaz.
Hem yenileceksiniz hem de halkı aşağılayacaksınız yok öyle yağma… Siz öylesine kaybetmişlerdensiniz ki, oylarınız yüzde 20’yi zar zor bulurken “Biz yüzde 49’un adına konuşma hakkına sahibiz” bile der kahkahalarla kendinize güldürürsünüz… Üstelik bizler gülerken sizin içiniz öylesine acıyor ve ağlıyor ki… Sizin adınıza üzülemiyoruz bile…
Enes Ünal’ı Fatih hocam mutlaka izliyordur!
Artık sıradan golleri bırakıp artistik serisine başlayan Bursalı Enes Ünal’ın kulübü Manchester City’den kiralık olarak forma giydiği Twente’de göz kamaştıran kariyerini bizden çok Fatih Terim hocamız gururlanarak izliyordur. Çünkü 2015’ten bu yana Türk milli takımlarında santrfor olarak görev yapan Enes Ünal’ın artık A Milli Takımın banko oyuncuları arasında olma hakkı vardır sanıyorum.
Belki de bunu daha önceden planlayan ve buna göre programlar yapan Fatih Terim’in Enes Ünal’ılı kadroyu kafasında pek çok maçta oynatmış olduğunu da düşünmüyor değilim. Çünkü benim biraz olsun tanıdığım Fatih Terim hocam maçları önce kafasında kurduğu takımlarla oynar. Bazıları yerini dolduramamışlarsa başka isimlerle devam eder. O hesap edilmesi ön görülmesi zor bir teknik direktörümüzdür. Bu belki de onun en önemli özelliğidir.
Enes Ünal’ı artık televizyonlardan izlemeyi bırakıp sahada görmeliyiz.
Tek arzumuz bu…