GEREKSİZ BİLGİ DİYE BİR ŞEY VAR MI?
Bugün Amerika’da “Tüketici Elektroniği Fuarı” olarak isimlendirdiğimiz CES fuarı başlıyor. İnternet çağı çocukları her şeyi olduğu gibi fuarları da hızlıca tüketmekten yanalar. Fuar başlamadan önce sergilenecek olan ürünleri görmek, yeni teknolojilerle tanışmak ve daha önemlisi henüz yüz yüze gelmedikleri (gelip gelmeyecekleri belli de olmayan) bu yenilikler hakkında yorum yapmak istiyorlar.
O nedenle de daha fuar başlamadan teknolojiyi yakından takip ettiğini söyleyen insanlardan sorular gelmeye başlıyor. Bu soruların en masumu “Fuarda şu marka, şu teknolojiyi veya ürünü tanıtacakmış, bu konuda ne düşünüyorsunuz” şeklinde oluyor. Açıkça söylemek gerekirse bahsedilen teknoloji ürüne dönüşmeden ve elimize ulaşmadan hiçbir şey düşünmüyorum. Sorulara verdiğim cevaplar da genellikle bu minvalde oluyor. Tahmin edeceğiniz gibi ardından büyük bir şaşkınlık belirtisiyle yüz yüze geliyorum. Sevgili okur (veya yeni dünyada “takipçi” diye de adlandırılıyor) kendisi için gündemin ilk sırasını oluşturan, minimum 14 saatlik uçak yolculuğu uzaktaki etkinliğin işi teknoloji yayıncılığı olan birinde de en az kendisinin yaşadığı kadar büyük bir heyecan patlaması yaşatmasını bekliyor. Bu beklentiyi kabul ediyorum ama öyle bir heyecan fırtınası içinde de değilim.
Asıl beni heyecanlandıran şey CES’te peş peşe duyurulan ürün ve teknolojilerin gerçekten insan hayatını kolaylaştırdığını görmek. O ürünlerden herhangi biriyle bugüne kadar yapamadığım bir şey yapabilir duruma gelmek.
FUARLAR ÖNEMLİ Mİ?
Tabii ki fuarlar çok önemli ve ne yazık ki Almanya’da düzenlenen CeBIT’in içerik değiştirmesi sonrasında dünyada majör bir teknoloji fuarı kalmadı. Bence şu an dünyanın en önemli teknoloji etkinliği Dünya Mobil Kongresi olsa da, son zamanların parlayan teknoloji fuarı kesinlikle CES. Her şeyden önce CES “Amerikan malı” olduğu için çok popüler. Ne de olsa CES dünyanın geri kalanına gerçek anlamda yeni bir bakış açısı ve teknoloji ihraç eden tek merkez olan Silikon Vadisi’ne en yakın fuar. O nedenle de bir süredir teknoloji şirketleri tabiri caizse CES’e akıyor… Sorun şu ki (Intel gibi) birkaç kez bu akıma katılan büyük teknoloji üreticileri, aslında CES’in biraz şişirilmiş bir balon olduğunu fark edip sonraki yıllarda biraz geride durmayı tercih ediyorlar.
Teknoloji meraklılarının son zamanlarda en çok sorduğu diğer bir soru ise “Laptop (veya cep telefonu) almam gerekiyor. CES’te tanıtılacak yeni modelleri beklemeli miyim?” Her zaman daha yenisi, daha iyisi çıkan bir sektörde ancak şu an satışta olan modellerin daha uygun fiyatla satılmasının beklenebileceğini düşünüyorum. Tabii bu bekleme süresi boyunca döviz kurunda yaşanacak ani değişikliklerin fiyatı doğrudan etkileyeceği de unutulmamalı. Veya uzun dönemli bekleyip bir sonraki model çıktığında bir öncekini (yani eskiyi) satın almak bekleme sürecini kılabilir ama riskleri peşinen kabul etmek gerekir.
Bilgi asla gereksiz değildir. Nasıl kullanılacağı önemli olan bir değerdir. Fuarlarda neyin, ne zaman duyurulacağını bilmek de önemlidir. Ancak bu bilgiden fayda yaratılamadığı zaman kafa karıştırıcı olabilir; tıpkı teknoloji gibi…