SAKIN, KÖŞECİ KADIN YAZARLARA İNANMAYIN
Çoğunu tanırım.
Kimini yakından, kimini uzaktan.. Yemişliğim, içmişliğim, sohbet etmişliğim vardır...
Valla bunları tanıdığınıza pişman olursunuz.
Yıllardır yazdıkları köşe yazılarına, kendileri de inanmazlar.
Öyle yazarlar işte...
İş yapıyor diye.
Yersen diye.
Kadına, kadın satırları satarlar.
Onlar orada, o yazdığı kadınlarla değil ama, miş gibi yapıp, saf kadınlara yazarlar.
Hiçbirinin umurunda tıkırında değildir. Hiç derdi değildir biliyorum valla, yemin edebilirim isterseniz.
Kendi yazdıklarına kendileri de inanırmış gibi yaparlar...
Bunlar kadar MİŞ gibi insanlar görmedim.
MIŞ!, Köşe Kadınları!
Ayşe!'lerden biri yazmış; Günaydın, sabah tekmene hazır mısın kızım?
Günaydın tatlım, hazırım tatlım, senin umurunda mı?
Bak, annenin de sevdiği kadın olan, arkadaşı olan Sayın Funda Özkalyoncu, bir akıl tutulması, sabaha kadar migren kusması, sonucunda hata yaptı.
Radyosuna konuk geldin, yıllardır kadını tanırdın, dinlersin, bilirsin.
Size kitaplar okunur unutulur, filmler de seyredilir unutulur bile diyemedim.
Bazen bir satır, bazen bir kare aklında kalır, bazen hiç kalmaz, diyemedim.
Sanki dünya kıyameti..
Senin de o kitabı okumadığını biliyorum.
Hiçbirimizin okumadığını biliyorum.
Zannedersiniz kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim
Zannedersiniz dinine hakaret ettim..
Demediğini bırakmadın, yazmadığını bırakmadın.
Salladın tekmeyi Ayşe'cik.
Yere düşmüştüm, hem de sahici koydun tekmeyi.
Annene seni şikayet ettim... Dert yandım... Aaaaa ben konuşurum ne ayıp etmiş dedi.
Sana faydasının olmayacağını bile bile, tamam! dedim.
Tıpkı kendisi gibi, sen gibi, bir kadına tekme atan adama.
Burası dağ başı mı? diye sormuş
Sen kim oluyorsun? diye sormuş.
Kadın tarafında ya, soruyor işte.
Sende köşemde tekme attın, ne farkı var.
O adam karnına atmış, sen benim kalbime.
Tekme arkadaşlığı.
Öteki Ayşe! O da yazmış.
Zannedersiniz, geceleri kütüphaneden çıkmıyor.
Fotoğrafları, bakışları, sabahlara kadar, hep kitap okuyup da biraz önce kalkmış hali.
Üstelik arkadaşım.
O da salladı tekmeyi, sonra özür diledi.
Bir diğeri, benden çekindi yazamadı ama kötü ne varsa sosyal medyada retweet’ledi.
Daha nicelerini yazsam.
Valla ne yazsanız benim için boş.
Kadın olarak hiçbir ortak noktamız yok. Dert diye yazdıklarınızın, sizin derdiniz değil, benim gibi bilenler var.
Ona, buna, şuna, bana yazıyorsun.
Ama artık benim umurum değil.
Mesele, bir kadın pastası var, bir dilimde ben yiyeyim meselesi.
Ye tatlım, ye.
Allah aşkına! Biz ne oluyor diye sormuş, başka bir kadın köşeci.
Bir şey olduğu yok tatlım, siz gibi işte.
Sizin yetiştirdiğiniz adamlar tekme atıyor.
Sizin envanter pek hoş değil.
Kalpleriniz otur, sıfır.
Hepiniz aslında artist olmak istiyorsunuz da.
Şans gülmemiş.
Galiba sizinle yüzleşmek bile istemiyorum.
Bir gün, bir karış suda düşüp, kırılacağınız günü bekliyorum.
Funda'ya takılanlar...
... Kadın 27 yaşında. Almanya'da doğmuş ve büyümüş .17 yaşında, ne akla hizmet, ne mana teyzesinin oğluna Adana'ya kaçıyor. İnsan teyzesinin oğluna kaçar mı? Kaçmaz. Evlenmiyorlar da. 2 çocukları oluyor. Kadın bu teyze oğlundan başka adama kaçıyor. 1 çocuk da o adamdan doğuruyor... Kadın korkunç bir cinayete kurban gidiyor, vücudu paramparça edilerek öldürülüyor. Öldüren adam, kadının adını bile bilmiyor.
Gerçekten akıl almıyor, bu kadın neden, nasıl doğru hayatı seçmiyor.. Hangi akıl doğru hayatı tarif etmiyor.. Bedeli böyle olmamalıydı.
... En ucuz marketten alışveriş ediyorum.. Bakkal, küçücük market arası birşey. Diğerlerine göre fiyatları inanılmaz daha düşük. Sebze meyve alacağım. Karı kocaları birbirine daha sokulmuş, fıs fıs ederken görüyorum. Ne kadar pahalı, her şeyden bir avuç bir avuç alsak.1 kilo, yarım kilo bitmiş. Karı koca, aile dayanışması, dertleşmesi. Sofranız bereketi olsun diyorum. Sıkı sıkı birbirinize sarılın diyorum.