İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Ara

YASALAR, UYSAN DA UYMASAN DA SORUN!

YAYINLAMA:

Bir ilginç ülkeyiz vesselam.

Her konuda yasalarla etrafımız donatılmış ama, yasalara uygun yapılan işler neredeyse yok gibi. İnsan bazen bu yasalar ne işe yarar diye düşünmeden edemiyor..

Hukuk adamlarının oldukça gösterişli kütüphanelerine bakarsak bu haşmetli görünüşlü hukuk kitapları, insanların korunması gereken haklarını korumaya gelince bazen yetersiz kalabiliyor.

Örnek mi? O kadar örnek verebilirz ki.

Örneğin; genel anlamıyla insan hakları ve kişilik hakları, kadın hakları ve hiç sayılan bu hakları koruması; var olan yasaların eksikliğinden mi, yoksa yasaların iyi uygulanamamasından mıdır tam olarak bilinemiyor ama kadınlar yeterince korunamıyor.

Hafızamızı biraz yoklayalım, fazla zorlanmadan, her gün gazete sayfalarını, televizyon haberlerini süsleyen kadına şiddet ve bu başıboşlukta canı yanan, hayatını kaybeden ve en önemlisi kadın olduğuna isyan eden kadınlarımızın yaşadıkları apaçık görebileceğiz.

Nerede kadın haklarını koruyan yasalar. Nerede Medeni Kanun?

Bir başka çok önemli konu var ki, bu yıllarca başımızı ağrıtmaya, kendi halimize kaldığımızda vicdanımızı kanatmaya devam edecek. Bunun ne olduğunu buraya yazmadan hemen anımsadığınızı duyar gibi oluyorum.

Çocuk hakları ve bu hakları kurumakla görevli olanların uygulamaları ve çocuk haklarını koruyan yasalar. Son yıllarda çocuk haklarının korunması konusunda yapılanları ve nelerin yapılamadığını şöyle bir gözden geçirelim isterseniz. Beklediğiniz neyi bulabilirsiniz? Maalesef ki hiç bir şeyi. Son yıllarda giderek artmaya başlayan çocuk istismarları işin ne kadar ürkütücü boyutlarda olduğunu çok net gösterebiliyor.

Tüm bunları görünce içimız cız etmiyor mu? Nasıl etmez, çocuklar bizim geleceğimiz.

Laik, Demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nın kurucusu, Dünya’nın en önemli liderlerinden Mustafa kemal Atatürk; Cumhuriyetimiz’in geleceğinde çocukların çok önemli görevler yüklendiğini, bu genç cumhuriyetin geleceğinin çocuklar ve gençler olduğunu hep söylemiştir. Söylediği bir kaç sözü anımsayalaım;

“Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.”

“Çocuklar her türlü ihmal ve istismardan korunmalı, onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel ele alınmalıdır.”

Çocukların ihmal ve istismara uğramalarını önlemek için birçok yasa var ama konulan yasakları yok sayarak uymayanları cezalandıran bir mercii var mı, o oldukça tartışmalı.

“Gerek iç, gerekse uluslararası hukuk 18 yaşın altındaki çocuklara alkollü içki ve tütün mamullerinin satışını yasaklıyor. Yasaklar bununla da sınırlı değil. Bar ve meyhanelere yanlarında veli ya da vasileri olsa bile 18 yaşından küçüklerin girmesi yasak. Çocuk fuhuşu ve pornografisiyle ilgili sözleşme uyarınca da, porno filmi gösterilen sinemalara çocuklar alınmıyor, bu tür filmler satılamıyor.

Peki tüm bunlar, çocuk istismarını önlemek için yeterli mi? Asıl önemlisi çocuk istismarı denilen şeyi böylesine dar bir çerçeve içine sığdırmak mümkün mü?

Son yıllarda giderek artan çocuk istismarları için neler yapılıyor, bilen var mı?

Bazı şeylerin kanunlarda olması güzel de asıl olan uygulanıp uygulanamadığıdır. Bu kurala bir çok yerde uyulmadığını her an görebilmek mümkün. En azından çoğu kez küçük çocuğumuzu bu tür ihtiyaçlarımız için bakkala, markete gönderdiğimiz çok olmuştur.

Toplum olarak yasalara ve yasaların koyduğu toplumsal kurallara hiç de uymuyoruz. Bu nedenle de yasalar gerektiği gibi uygulanamıyor.

İşte, ülkemizde böylesine yasalar var, uysan da uymasan de sorun. Ve bu sorunlar giderek çığ gibi büyüyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *