ADİL KULLANIM KOTASI NE OLACAK?
Adil Kullanım Kotası ne olacak? Kim ne derse desin Türkiye’deki internet kullanımının önündeki engellerin en büyüğü, internet servis sağlayıcıları tarafından uygulanan Adil Kullanım Kotası (AKK) uygulaması. Bu uygulama kapsamında sabit veya mobil internet erişimini aldığımız şirket, kullanım miktarımız belli bir orana ulaştığında bağlantı hızımızı sınırlandırabiliyor. Üstelik internet servis sağlayıcıları, verdikleri hizmetin tanıtımını yaparken “limitsiz, sınırsız, kotasız” gibi ibareler kullansalar bile, abonelerinin internet erişimini, yeni fatura dönemi gelene kadar AKK ile belli bir hıza indirebiliyorlar. “Kota aşımı” olarak adlandırılan bu duruma düşen abone, ya abonesi olduğu kurumun ekstra sunduğu paketlerden birini satın alıyor ya da faturalandırma dönemi sonuna kadar çok daha yavaş bir internet bağlantısını kullanmaya devam ediyor. Yani limitsiz veya sınırsız diye satın aldığı (ve aslında satın alırken de sahip olacağı hıza göre fiyatlandırılan) internet bağlantısını aynı hızda kullanmaya devam edebilmek için fazladan ödeme yapması gerekiyor. Şimdi burada bir parantez açarak lafı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK) getirmek lazım. En temel şekliyle özetlemek gerekirse BTK, Türkiye’deki “elektronik iletişim” anlamındaki her konuda söz sahibi olan, hukuksal düzenlemeleri ve takibini yapan kurum. Öyle ki tüm GSM şirketleri ve internet servis sağlayıcıları attıkları her adımda BTK’nın denetimindeler. Hatta çağrı merkezleri de BTK kontrolü altında olan kurumlar arasında. KOTANIN KAYNAĞI BTK DÜZENLEMELERI Bu basit açıklamadan sonra Adil Kullanım Kotasına geri dönelim ve açık yüreklilikle şu an uygulamada olan prosedürün de BTK onayı (onayı olmasa bile düzenlemeleri doğrultusunda) hayata geçtiğini kabul edelim. Yani Turkcell cep telefonumuzdaki hızı kendi kafasına göre değil BTK düzenlemelerine göre sınırlayabiliyor. Veya evde kullandığımız internet bağlantısında kotayı aştığımızda Türk Telekom BTK düzenlemelerine göre hareket ediyor. Yıllardır Türkiye’deki internet abonelerine kotayı reva gören BTK, 1 Eylül’de alıp, 9 Eylül’de web sitesinde paylaştığı bir kararla abonelerin önünde aşılmaz bir duvar olarak beliren AKK sorununa çözüm arayışı içinde olduğunu duyurdu. AKK sorununun zaten BTK regülasyonları nedeniyle abonelerin başına bela olduğunu unutursak sevinmemiz gereken bir gelişme bu. Bu gelişmenin en güzel yanı tabii ki BTK’nın 31. 12. 2018 itibariyle AKK uygulamasını sonlandırabileceğinin sinyalini vermiş olması. Hangi şartlarda AKK uygulamasının sonlandırılacağı ise söz konusu kararda belirtilmiş değil. Açıkça söylemek gerekirse tüm teknoloji yayınlarının ve AKK’dan muzdarip abonelerin bir müjde olarak kabul ettiği 1 Eylül 2016 tarihli bu kararın aslında abonelerin beklediği çözüm olamayabileceğini düşünüyorum.
Bunun nedeni de karar metnini ilk okuduğumda aboneler lehine bir çalışma yapılıyormuş gibi hissetmeme rağmen sonraki okumalarımda gerçek amacın şu anki abonelik bedellerini yükseltebilmek için gerekli zeminin tesis edilme çabası olarak algılamam. Şimdi yapılacak iş çok basit; Kore’de, Japonya’da, Fransa’da ve Amerika Birleşik Devletleri’nin birçok eyaletinde uygulandığı gibi ucuz ve limitsiz paketlerin, ev telefonu, televizyon yayını gibi ek hizmetlerle birleştirilmesini sağlamak. Hatta daha da ileriye gidip aile bireylerinin bu hizmetlerin tamamından tek bir fatura ile faydalanabilmesinin önünü açmak. Böylece ucuz olan bir hizmetin etik olmayan veya yasa dışı yöntemlerle suistimal edilmesi riski de tabana çekilmiş olur. Bana soracak olursanız BTK’nın asıl görevi “Amerika’yı baştan keşfetmek” yerine tüm dünyada uygulanan adil ve ekonomik çözümlerin Türk insanı ile bir an önce buluşturulabilmesi için gerekli yasal düzenlemeleri yapmak olmalı. Bir sabit operatör upload’u kotadan saymıyorken diğerinin neden kotaya dahil ettiğini sorgulamak olmalı. Veya GSM şirketlerinin farklı abonelik paketleri için AKK sonrası uyguladıkları hızın neden farklı olduğu konusunu halka anlatmalı. Yoksa tanıtım kampanyalarında veya reklamlarda AKK vurgusunun yapılmasını zorunlu hale getirmekle, yaygın olarak 3 Mbps ile sınırlandırılan kota aşım hızını % 50 arttırmakla aboneleri mutlu etmek pek mümkün değil. Hele ki “AKK’yı düzenliyoruz” süsü verip abonelik fiyatlarının artması için ön çalışma yapmak hiç mantıklı değil. Öte yandan abonelerin de BTK’nın yayınladığı taslak metne katkıda bulunmaları, fikir önerilerini kurumla paylaşmaları gerekiyor ki AKK’nın geleceği operatörlerin isteğine göre değil abonelerin lehine şekillenebilsin. Bu nedenle tüm abonelerin 10.10.2016 tarihine kadar btk.gov.tr adresini ziyaret edip, kamuoyu görüşüne açılan AKK taslağına yönelik fikir ve önerilerini BTK ile paylaşması gerekiyor