ADALET , EŞİTLİK , KARDEŞLİK VE TERÖR
Terörde hayatını kaybeden Fransız halkına geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Terör terördür. Ama ile başlayacak her cümle terörün ekmeğine yağ sürer. Az sonra okuyacaklarınızdan sonra tüm Fransızları terörist olarak görmeyin, aralarında çok iyi insanlar da vardır muhakkak. Söylemek istediğin modern terörün yeşerdiği toprakların Fransa olması… Oh olsun diyemeyiz. Olanların tekrar etmemesi için doğru teşhisi yapmak zorundayız sadece. Tüm dünya için. Bağdat’ta ölenler için, İstanbul’da hayatını kaybedenler için, Fransa’da hiçbir suçu olmadan bu dünyayı terk edenler için.
Ölçüsüzlük Batı’nın şanındandır. Fransız İhtilali ile başlamış bu azgınlık. Robespierre terörün destekçisiymiş. Her türlü teröre destek vererek mutlu güzel günlere ulaşabileceğini düşünmüş. Ahlaki zemin hazırlamış. Ortalığa dehşet salarak ideal düzene ulaşılabileceğini düşünmüş. Sonra kendi kellesi de gitmiş ama Pandora’nın kutusu açılmış bir defa. Fransız İhtilali geçmişte kaldı senin derdin ne dostum diye surat etmeyin. Devam ediyor. Zihniyet dipdiri, taptaze.
Türkiye’de nasıl aşırı sol terör devrimcilik maskesiyle şirin gösteriliyorsa Fransa’da da tüm dünya için model olabilecek terör eylemleri meşruiyet kazanmış. Adalet, eşitlik, kardeşlik kavramlarının yanında adeta gizli maddesidir terör. Uğursuz bir madde…
Her türlü insani değerin denklem dışı bırakılması gerekir ki gözler karartılabilsin. İnsanların hayatına kolayca son verilebilsin. Sonra istediğin kıyafeti giydir. ASALA örgütünü besle mesela… Ermeni milliyetçilerinin duygularına oyna, besle ve saldırt. İyi biliyorlar. PKK için kol kanat ger, istedikleri her türlü altyapıyı sun. Televizyonlarında teröristlerini öv, giydikleri kıyafetleri moda dergilerine taşı. Terörü şirin göster. Sonra gelsin terör seni can evinden vursun. Gözlerini kapat ve terörün sadece senin canını yakan kısmına lanet oku. Kusura bakma Fransa, teröre karşı çıkman Fransız Devrimi’ne ihanettir. Kem aletle kemalat olmaz deriz Türkçede… Kötü işlerle iyi sonuçların elde edilemeyeceğini böyle vurgularız. Ama Fransız zihninde kem aletin kendisi değil kime karşı kullanıldığı önemli.
Ama İslami terör filan diye gevelemeyin. Orayı da konuşalım. DAİŞ, İslami olduğunu iddia eden bir yapı. Hatta İslam’ı temsil ettiğini düşünen… Kullandığı yöntem ise hiç de İslami değil. Fransa kokuyor, jakoben bir tavır. DAİŞ’in İslami olmaktan çok nihilist bir yapı olduğunu dile getirelim. Hemen cevap gelir. Cevapları bize değil, görüşün sahibi Oliver Roy’a gönderin bir zahmet. Bu yönüyle İslam topraklarından çok Paris kokan bir örgüt... Bizim zihnimiz, aklımız almaz ama Fransa mesajı da, yöntemi de gayet iyi bilir, tanır. Çünkü Fransız toprağından neşet etmiş bir hastalık. Milletleri birbirine düşman eden ırkçı tonlar barındıran milliyetçilik gibi… Dolayısı ile gayet iyi tanırlar katili. Bumerang geri dönüyor ve Fransa’yı, terörün doğduğu, sevildiği toprakları vuruyor. Eğer laikliklerine halel gelmeyecekse tövbe etmelerini temenni ederim. Fransa 200 yıldan fazla süre sonra terörü topraklarında görünce önce tanımazlıktan geliyor ama anarşi ve terörle olan mazisine bakınca unutkanlık uzun sürmeyecektir.