MOGADİŞU'NUN PATLICANLARI
Patlıcan almak için Mogadişu’ya gitmeye ne gerek var diye düşünüyor olabilirsiniz. Patlıcan almak için mahalle pazarını tercih edebilirsiniz ama ders almak için sizi Mogadişu turuna çıkarmak istiyorum. Patlıcan deyip geçmeyin, bu güzel sebzenin Avrupa ile buluşması Afrika’dan çok daha sonralara denk geliyor. Önce Hindistan’da sonra Afrika’da sonra da Doğu Akdeniz ve Avrupa’da yetiştirilmiş. Açın atlasları hemen, Afrika kıtasını bulun. Tamam. Arap Yarımadasının karşısında boynuza benzeyen bir yer göreceksiniz. İşte orası Somali. Siz atlas üzerinden elinizi çekebilirsiniz ama son kullanım tarihi geçmiş vicdanların çekmeye niyeti yok.
Somali, Afrika’da. Ama Türkiye bilir. Türkiye yakından bilir. Kıtlık olduğunda tüm Türkiye bir olmuştu. Yardım olup yağmıştı. Herkes, canla başla çalışmış, Somali’nin derdine merhem olmak için çabalamıştı. Somali zengin doğal kaynaklarını kullanamayan bir ülke. İç savaş ülkeyi nefessiz bırakmış. Yağma varsa gelen yardım varsa kaçanları gözlerinden tanırız. Şebap örgütü ile ülkenin istikrarının üzerine kene gibi yapışmışlar. Tüm istikrarsızlığın içinde istikrarlı olan şey Şebap’ın saldırma güdüsü. Mesela ne zaman Türk heyeti Somali’ye gidecek olur Şebap hemen başkent Mogadişu’ya saldırır. PKK ile benzer şekilde abuk sabuk bahanelerle hem de...
Maksat Somali’ye kimse gelmesin. Birleşmiş Milletler de bu ülkeye yardım gönderir. Sözüm ona yardım. Birleşmiş Milletler yardımları komşu ülke Kenya’dan organize edilir. Yani yardım organizasyonu ülkede bile değildir. Kağıt üzerinde yardımlar yapılmış gibi gösterilir. Hayali ihracat gibi hayali yardımlardır bunlar. Hayali ihracatta nasıl ihraç edilen kalemlerin içi çöple doluysa Dünya Gıda Programı da son kullanım tarihi geçmiş gıda maddelerini gönderir. Dünya Gıda Programı’nın merkezi İtalya’da. İtalya da Somali’yi eskiden Britanya ile üleşmeye kalkan ülke... Herhalde o günlerden kalma bir garezleri var. Hem depolanan ürünlerin saklama maliyetinden kurtulurlar, hem de yardım için gelen fonları aralarında üleşirler. Oyun böyle sürer gider.
Ama değişen bir şey oldu. Sosyal medya hesaplarından Somali’ye gönderilen yardımların bozuk içerikleri ifşa edildi. Dünyanın dikkatini çekti mi? Pek değil. Somali kim ki? Kızalım kızmasına da, öfke derde deva değil. Dünya Gıda Programı’na saydırmak Somalilinin karnını doyurmaz ki... Ne olması lazım? Yerel tarımın desteklenmesi. Yardım işlerini bile Kenya’dan yürüten Dünya Gıda Programı nasıl yapsın? Bu çaresizlik ortamında Türkiye elini taşın altına koyuyor. Limanlara yatırım yapıyor, havalimanını açıyor. Tarım yoluyla kalkınma projelerini bir bir hayata geçiriyor. Sivil toplum deseniz zaten Somali’yi çoktan mesken tutmuş. Somali’de kavun nasıl yetiştirilir, patlıcan seralarda nasıl boy atar? Bunları düşünen sivil bir akıl var. Kokuşmuş balık hediye etmeyi değil balık tutmayı öğreten üstüne bir de olta hediye eden zihniyetten bahsediyoruz. Bir yanda kokuşmuş yardımlar diğer yandan halis Mogadişu patlıcanı... Türkiye’ye sinir olmayıp da ne yapsınlar.