BANKALAR ARASI KART MERKEZİ'NDEN...
Victor Hugo Eiffel’i hiç sevmezmiş ama yine de her gün 5. katında kahve içermiş bir gün sormuşlar “madem sevmiyorsun neden her gün buradasın”? Victor Hugo cevap vermiş: Eiffel’i görmediğim tek yer burası demiş. Tıpkı Bankalar Kart Merkezi’nin Avrupa’ya dönerek Türkiye’yi değerlendirmesi gibi…
“BKM” yani Bankalar arası Kart Merkezi’nin 2015 yılı faaliyet raporundan:
“Türkiye, 171 milyon kart adedi ile Avrupa’nın en büyük pazarı haline gelmiştir” deniyor. Yine burada açıklanan rakamlara göre; 2015 yılı içinde kartlı ödemeler %15 büyürken, kredi kartı ile yapılan ödemeler %14, banka kartı ile yapılan ödemeler %28 oranında artış göstermiş. Yıl sonunda ise kartlı alışveriş 526 milyar liraya ulaşmış. Bu rakam, hane halkı harcamalarının yüzde 40’ına yaklaşıyormuş. Güzel… Demek ki bizdeki kart kullanımı Avrupalıların tamamını sollamış.
Ve diğeri,
Avrupalıdan “satın alma gücü”müz hakkında: TÜİK’in 2015 Haziran’ında yayınlanan bülteninde verilen bilgi şu: Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından açıklanan Satın alma gücü paritesine göre kişi başına gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) endeksi, 2014 yılı sonuçlarına göre 28 Avrupa Birliği (AB) ülkesi ortalaması 100 iken, bu değer Türkiye için 53 olmuş ve AB ortalamasının %47 altında kalmış.. Yani deniyor ki, şu Avrupa Birliği’nin 28 ülkesinde yaşayan insanların satın alma güçlerine 100 dersek, Türkiye’deki insanların satın alma gücü sadece 53. Demek ki biz bir Avrupalının satın alma gücünden yüzde 47 daha gerideyiz. Demek ki bizdeki kart kullanım alışkanlığının nedeni, Avrupa’ya göre daha gelişmişliğimiz değil; karta (daha doğrusu kartın sağladığı kredi ve ödeme ötelemesine) daha fazla ihtiyaç duyuyor olduğumuz.
Öyle ya, bu Avrupalılar işi bizim kadar geliştirememiş, bu konularda bizden gerideler desek doğru olmaz.
O zaman şu açık bir gerçek ki; Satın alma gücü Avrupalılardan bir hayli düşük olan halkımız, geçinebilmek ve geçinirken yapamadığı ödemelerini "olabildiği kadar" erteleyebilmek için onlardan kat kat fazla kredi kartı kullanma ihtiyacı duyuyor.
Kullanıyor da ne oluyor?
Onu da söyleyelim: Önce her ay ödemesi gerekenin dörtte birini ödemeye başlıyor, sonra gidip bir başka kart çıkartıyor, olmadı tüketici kredisine çeviriyor ve sonunda tabii ki duvara dayanıyor.
Hangi duvar mı?
Tabii ki mahkeme duvarına. Yine bu işlerle ilgili bir kurumun, “TBB” Yani Türkiye Bankalar Birliği’nin Mart 2016
Raporuna göre;
-1.670.348 kişi bireysel kredilerini ödeyememekten,
-1.963.502 kişi de kredi kartı borcunu ödeyememekten dolayı mahkemelik.
Ancak bu iki kalemde birden mahkemelik olanlar hesaptan çıkarılırsa özeti şu:
-Türkiye’de 2.654.348 kişi bireysel kredi ve kredi kartı borcunu ödeyemediği için yargılanıyorlar.
Şimdi, her borçlunun bir aileye dert olduğunu düşünürseniz, memlekette kabaca (2,65x4=) 10,6 milyon yurttaşımız kart borçlarından dolayı hayli sıkıntıda. Bitmedi dahası var… Yarın görüşmek üzere…