YENİLENEBİLİR ENERJİ KAPSAMI
Türkiye’nin küresel ısınma ve iklim değişikliği konusundaki en uzun soluk toplantılarından olan ve Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) tarafından organize edilen Küresel Isınma Kurultayı’nın VII.’si yapıldı. Bu organizasyonda bende vardım. Çok ama çok önemli bir toplantıymış inanın bende son anda fark edenlerdenim.
İklim değişikliği konusunda 2014 ve 2015 yıllar arasında yaşananları ve izlenimlerimi bende belirtmek isterim.
Bildiğiniz üzere; Atmosferde başta karbondioksit CO2 olmak üzere sera gazlarının (metan, diazotmonooksit, hidroflorokarbonlar, perflorokarbonlar, kükürtheksaflorid) konsantrasyonlarının artmasının başlıca nedeni insandır. Özellikle enerji üretimi ve ulaşımda fosil yakıt kullanımı, arazi kullanımındaki değişiklikler, ormansızlaşma, tarım ve atıklar gibi insan faaliyetleri başlıca sera gazı kaynaklarıdır.
Sera gazları güneş ışınları ile ısınan yüzeylerden karasal ışınımla atmosfere yayılan uzun dalga boyundaki ısı enerjisinin atmosferi geçerek uzaya yayılmasını engellemekte ve dünyanın ısınmasına neden olmaktadır. Sera etkisi olarak da adlandırılan bu olay sonucunda 1880-2012 yılları arasında dünyamızın ortalama sıcaklığı, 1961-1990 ortalamasına göre 0,85 °C artmıştır. Sıcaklıkların artmasına bağlı olarak da iklimler değişmeye başlamıştır. Bu iklim değişikliklerine bağlı olarak sıcak hava dalgalarının, şiddetli sağanak yağışların, sel ve taşkınların, kuraklıkların, fırtına, hortum ve don olaylarının sayısında, tekrarlanmasında ve şiddetinde artışlar olmaktadır.
Farkındaysanız ülkemizde iklim değişikliğinin etkilerinin yoğun olarak yaşıyoruz. Amerika’da olduğu gibi şiddetli sel felaketleri ve hortumlar arttı. 2015 yılının ilk yarısında dünyada sel, çığ, toprak kayması, sıcak hava dalgası, fırtınalar gibi meteorolojik afetler sonucunda 6 bin kişiden fazla insan hayatını kaybetti. Hindistan 2500, Pakistan’da 1400, Fransa’da 700 kişi hayatını kaybetti. Dünya Meteoroloji Örgütü’nün verilerine göre 1970 yılından itibaren hidrometeorolojik afetlerin sayısında dünya genelinde artış bulunmakta.
Dünya Meteoroloji Örgütü’nün yayınladığı bir rapora göre 1970-2012 yılları arasında 8.835 afette, 2 milyona yakın insan hayatını kaybetti. Hidrometeorolojik afetlerden etkilenen insanların sayısının ise yüz milyonlarca olduğu tahmin ediliyor. 2013 yılında 397 ppm olan atmosferdeki CO2 konsantrasyonu 2 ppm kadar artarak 2014 yılı itibarıyla 399 ppm’e ulaşmıştır. 2015 yılında da yıllık ortalama CO2 konsantrasyonunun ilk defa 400 ppm değerinin üzerine çıkacağı öngörülmektedir.
Münich RE Reasürans Şirketinin verilerine göre; Ekonomik kayıp ise 3,3 trilyon dolar civarında. Başka bir ifadeyle yıllık 100 milyar dolar kadar bir ekonomik kayıp gerçekleşmekte.
Yani bu ne demek?
Dünyanın ortalama sıcaklığının yaklaşık 2 °C kadar artması 2 °C sıcaklık artışı ise iklim değişikliği ile mücadelede geri dönülemez nokta demektir. Bu eşik değerinin aşılması demek dünyadaki doğal ekosistemlerin, canlıların ve insanlığın varlığının tehlikeye girmesi demek. Bu geri dönülemez noktaya önümüzdeki 25 yıl içinde ulaşılması mümkün.
21. Yüzyıl için Yenilenebilir Enerji Politika Ağı (REN21) 2016 yılı Yenilenebilir Enerji Küresel Durum Raporu çok yeni elime geçti ve yarın bu raporda yer alan özellikle yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımın 2015 yılında 285.9 milyar dolara ulaşarak rekor kırması ve pazar payından bahsedeceğim.