ŞOV BİZINIS: REAGAN,ARNOLD VE TRUMP
Ronald Reagan’ı hatırlayanınız var mı? ABD başkanlarındandır diyelim gençler için. Kendisinin önemli özelliklerinden biri Sovyetler Birliği’ni tarihe gömmesidir. Gorbaçov’la birlikte bu işi uyum içinde nihayete erdirdiler. Sadece Sovyetleri değil, Doğu Almanya’yı da tarihe gömdüler. Filmi biraz daha geri sardığımızda Reagan’ı kovboy filmlerinin bir aktörü olarak görürüz. Sonra sektördeki komünistleri ihbar ederek kariyerini pekiştirmiş. Komünizmin tabutuna son çiviyi çakmasını da kendi kişisel hikayesini tamamlaması olarak görebiliriz.
Siyasi hayata kazandırdığı isimlerden birisi baba Bush’tu… O da Körfez Savaşı’yla benzerini yapmaya çalışmış ama açıkçası talih ona Reagan kadar ayrıcalıklı davranmamıştı. Reagan aynı zamanda şov dünyasından Beyaz Saray’a taşınan bir isim olarak siyaset algısında da önemli değişimlere neden olmuştu. O zamandan itibaren neyin şov neyin siyaset olduğu, kimin siyasetçi kimin şovmen olduğu belirsiz hale geldi. Türk siyasetine reklamcıların girişi de yine Reagan sonrası dalganın etkisiyle oldu. Artık her seçim iyi kurgulanmış bir şov olarak icra ediliyordu. Yurtdışından reklamcı ithali de kullanılan yöntemlerden biriydi. Hala da stratejist kılığında kiralık kampanyacılar devşirilir farklı iklimlerden seçim dönemlerinde…
Kendisini Arnold Schwarzenegger takip etti. Ondan uzunca bir süre sonra Arnold, Reagan’ın oturduğu koltuklardan birinde, Kaliforniya valiliğinde görev yaptı. Vücut geliştirme şampiyonu iri kıyım bir Avusturyalı olarak kendini Amerikan toplumuna kabul ettirdi. Cumhuriyetçilerin şov kısmındaki önemli isimlerinden biriydi. Terminatör rolündeki gibi astığı astık kestiği kestik bir figür olmaya çalışsa da pek beceremedi. Ama işin şov kısmını iyi götürdü. Sahneden ayrıldıktan sonra artist siyasetçi kavuğunu kimseye vermedi. Sonra Trump çıktı geldi. Trump hem şov hem bizınıstı. İş dünyasını da şov dünyasını da biliyordu. Çırak isimli şovu ile tüm dünya tanıyordu. Trump kendisinin ne olduğunu unutacak kadar şova kaptırmıştı kendisini. Zihinsel botoksu ile fikriyatı tanınmayacak hale geldi. Esip gürlüyor, manşetlere çıkacak demeçler veriyor, popülerliğinin keyfini sürüyor. Eğer ABD başkanlığı adaylık sürecinin başarıyla tamamlarsa, kendisi dahil kimsenin yönetimi döneminde ne yapacağını bilmediği bir ABD başkanı olacak. Siyasetin içine şov kaçmıştı ilk dönemde şimdi ise ortada siyaseti gören yok. Şovun içine az miktarda siyaset katılıyor.
Dünyanın geri kalanında da durum farklı değil. İcracı hükümetlerin önemi yok artık. Çipras gibi şovmen figürler, Chavez gibi (kendi gitti ismi kaldı) telenovela başkanları siyasete damgasını vuruyor. Popüler sol, popüler sağ şov figürlerinin elinde oyuncak oldu, oluyor. Reagan açtığı yolun siyaseti sirke çevireceğinin farkında mıydı veya farkında olsa neler düşünürdü bilmiyoruz ama dünya siyasetinin gidişi daha çok şov üzerine kurulu. Büyük sorunlar mı? Mülteciler mi? Show must go on… Şov sürmeli. Reagan hakkında bir yazı daha kaleme alırsam hakkındaki fıkralardan anlatıp şova dahil olacağım. Söz.