
Küresel krizlerin çözümünde kilit ülke: Türkiye
Türkiye'nin dış politika hamleleri dünya medyasında yer almaya devam ediyor. Son olarak Çin medyasında yayınlanan makalede "Şu anki jeopolitik denklemde, tüm taraflar Ankara'yı kendi yanlarında görmek istiyor" ifadelerine yer verildi. Türkiye'nin arabulucu rolüne dikkat çekilerek, Türkiye, birden fazla küresel krizin çözümünde kilit rol oynuyor.
Dış politikada önemli bir stratejik konumu var. Dünya üzerinde güçlü bir ülke olan Türkiye, duruşu ile artık dikkat çekmeye başladı. Türkiye'nin hem Suriye hem de Ukrayna’daki çatışmalarla ilgili çözüm süreçlerinde giderek daha güçlü bir rol üstlendiğini görüyoruz. Hem Avrupa, ABD hem de Rusya ile yaptığı anlaşmalarla dış politikada önemli bir stratejik konum elde eden Türkiye uluslararası arenada güçlü bir arabulucu olarak dikkat çekiyor. İş birliği odaklı bir dış politika yürüten Türkiye 2000'lerin başından itibaren, ekonomiyi ön planda tutarak Rusya, İran ve Suriye ile yakın ilişkiler kurdu.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hem dostları hem de rakipleriyle eşit şekilde karşı karşıya gelmekten çekinmemesi Türkiye'ye stratejik esneklik kazandırıyor. Pısırık bir politika ile değil gururlu ve dik duran bir siyaset üzleyen Türkiye 2025 yılında da birçok ülkede üst düzey görüşmeler yaparak oyun kurucular içinde var olmayı başardı. Düşünsenize Ukrayna ve Rusya savaşına ilk barış yolunda müdehale eden ve arabuluculuk yapmak için kapılarını açan Türkiye, aynı zamanda Rusya’nın en büyük ikinci ticaret ortağı. Ankara, Rus gazına ve bankacılık ağlarına güvenmeye devam ediyor. Moskova ile yılda 60 milyar doların üzerinde ticaret yapıyor.
Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkiler, 1995 yılından sonra önemli ölçüde iyileşti. O zamandan beri Türkiye, Rusya ile işlevsel bir ilişki sürdürdü ancak Moskova’ya boyun eğmedi. Rusya ile ilişkilerini kesmeyerek diğer ülkelere de boyun eğmedi. Ukrayna savaşında Karadeniz'de üstünlük sağlayan Türkiye, Montrö Sözleşmesi'ni uygulayarak milyonlarca ton tahılın güvenli geçişini sağladı. ABD ile Batı arasındaki gerilimi Türkiye'nin iyi değerlendirdiği tüm dünya ülkelerince olumlu değerlendiriliyor. Ankara yönetiminin Avrupa ile ilişkilerini de güçlendirdiği bir dönem yaşanıyor.
Daima yurtta ve dünyada barışı düstur edinen Türkiye, Ukrayna'nın bağımsızlığını koruyarak Rusya'nın Karadeniz'deki etkisini dengelemeyi hedefliyor. Bu nedenle, NATO ile iş birliği yaparak Ukrayna'nın yenilmemesini sağlamaya çalışıyor. Bu amaçla Türkiye, doğru koşullar altında ateşkes sonrası bir çözüme barış gücü olarak katkıda bulunmaya hazır. Türkiye, ABD'nin NATO'daki geri çekilme düşüncesini fırsat bilerek Avrupa ile ilişkilerini güçlendiriyor. Bu konuda yapılan çeşitli görüşmeler Nisan ayında çok önemli kararların doğmasına olanak sağlayacak gibi görünüyor.
Ayrıca, Karadeniz ve Doğu Akdeniz'de keşfedilen doğal gaz rezervleriyle enerji alanında bağımsızlaşmayı hedefliyor. Trans-Anadolu Doğalgaz Boru Hattı (TANAP) projesiyle Kafkaslar, Orta Asya ve Rusya'dan Avrupa'ya gaz taşıyarak bir enerji merkezi olmayı planlıyor. Sonuç olarak, G20 üyesi ve dünyanın en büyük 20 ekonomisinden biri olan Türkiye, 800 milyar dolarlık gayri safi yurtiçi hasılası ile G20 ülkeleri arasında üst sıralarda olmasa da diplomatik ve askeri etkisini genişletmeye kararlı. Türkiye, küresel krizlerin çözümünde giderek daha fazla söz sahibi olmayı sürdürüyor.
İçerideki zorluklara rağmen dış politikada önemli bir dengeleyici güç haline gelen Türkiye, Rusya, ABD ve Avrupa ile olan ilişkilerinde stratejik esneklik gösteriyor. Dünya ülkeleri şu anki jeopolitik denklemde, tüm taraflar Ankara'yı kendi yanlarında görmek istiyor.